1 Kasým gecesinin sabahýnda uykusuz mahmur bir yüz ile ofise girdiðimde kendime bir çay söyledim.
Çaycý Hayrettin elinde tepsi üzerinde bir bardak çay ve bir bardak su ile odama girdi...
Tebessüm ediyordu...
Dayanamadým.
Dedim ki “N’oldu? Sabah sabah sýrýtýyorsun. Kazandýn da ne oldu Hayrettin?”
Maksadým tahrik etmekti. Ama o gözlerime bakýp dedi ki, “Ýyi oldu... Türkiye kendine geldi aðabey!”
Durum budur!
Bizim çaycý Hayrettin, “Ýyi oldu, Türkiye kendine geldi” cümlesini kurdu.
Ne “oleyy” çekti... Ne “oh olsun” dedi... Ne þýmarýklýk yaptý. Sadece “Ýyi oldu. Türkiye kendine geldi” dedi.
1 Kasým gecesi saat yirmi dörde yaklaþýyordu. Telefonum çaldý, sevgili eþimdi. Açtým “Buyur haným” dedim. Dedi ki: “Ýnanabilir miyim? Aðlayabilir miyim?”
“Ýnanabilirsin ama aðlamak için benden izin almak zorunda deðilsin” diye þakaya vurdum. Telefonu kapatýrken “Kýzlarrr hazýrlanýn Kýsýklý’ya” diye bir ses duyabildim..!
Çaycý Hayrettin’in “Ýyi oldu... Türkiye kendine geldi” cümlesi bu milletin “basiret”inin göstergesidir.
Ak Parti 7 Haziran’dan bu yana tüm mekanizmalarýný çalýþtýrýp “istiþare” trafiðinde neredeyse rekor kýrdý!
“Nerede hata yaptýk? Ne yapmalýyýz?” sorularýnýn peþine düþtü. Ve dahasý 12 Eylül’de 5’nci Olaðan Kongresi ile “Fabrika ayarlarý”na geri döndü.
Ak Parti’nin hatadan ders alan yapýsý...
Fabrika ayarlarýna dönme iradesi...
Millet tarafýndan takdir edildi.
Böylece millet iradesi ile 1 Kasým’da Türkiye’yi de fabrika ayarlarýna geri döndürdü.
Seçim sonuçlarý memleketimize, ümmete ve mazlumlara hayýr getirsin.
Maþallah... Elhamdülillah!
7 Haziran bir parantezdi kapandý
7 Haziran seçimleri tarihe arýzi bir vaka olarak geçecektir. Zira Erdoðan dönemini bitirmek ve tek parti iktidarýný sona erdirmek için kurulan olaðanüstü ittifakýn olaðanüstü algý yönetimi sonucu HDP doðal olmayan oranda oy almýþtý. Bu sayede tek parti iktidarý sona erdirilmiþti. Lakin hem Türkiye’nin güçlü devlet aklý, hem Erdoðan’ýn yüksek liderliði bu arýzi durumdan ülkeyi büyük bir badirenin eþiðinden aldý.
7 Haziran bir parantezdi kapandý.
Geçici hükümetin olaðanüstü çabasý ve Erdoðan’ýn boþluk býrakmayan liderliði sayesinde büyük badire atlattýk.
“Ýktidar yokken ayaklanalým” hayali kuranlarýn azgýnlýðýný, terörün can alýcýlýðýný yakýn tarihte gördük.
Buna mukabil, devlet aygýtýný çalýþtýrýp terör örgütlerini çok etkili bir þekilde vuran askeri ve polisi de.
Devletin çalýþtýðýna, iþlerin yürüdüðüne þahit olduk.
Bu da hem Erdoðan’a...
Hem geçici hükümetin baþta baþbakaný Davutoðlu olmak üzere bütün bakanlarýna, askeri sivil bürokrasiye ve elbet þehitlerimize gazilerimize kocaman bir þükran borçluyuz.
7 Haziran parantezi kapanmýþtýr. Türkiye normalleþmiþtir.
ATA’nýn içine ‘elitizm’ kaçmýþ
Ahmet Turan Alkan (ATA) yine görüntüdeki mizacýnýn tam tersi bir yazý yazmýþ. Bakýnca adam sanýyorsunuz. Mütevazý, alçak gönüllü, gönül adamý edasýnda. Lakin öyle yazýlara imza attý ki geçmiþte. Tevrat’tan alýntý yapýp Cumhurbaþkaný Erdoðan’ý ölümle mi tehdit etmedi. Yetmedi, memleketin ikiye bölüneceðini mi iddia etmedi. Olmadý Mýsýr Müslüman Kardeþleri teröre bulaþmakla mý itham etmedi.
Hepsini yaptý..!
Bu kez de milleti aþaðýlamaya kalkýþmýþ, seçim sonuçlarý üzerinden..!
Milleti güce tapmakla, otoriteye boyun eðmekle suçladýktan sonra diyor ki, “Son olarak ifade etmeliyim ki þahsen ve bizzat milli iradenin daima isabetli kararlar verdiði, hiç yanýlmadýðý ve her davranýþýnda bir hikmet aranmasý gerektiði yolundaki þehir efsanelerinin aslý bulunmamaktadýr.” (ATA 1 Kasým 2015 Zaman)
Ne diyelim, ATA’yý acaba tekrar Sivas’a Cumhuriyet Üniversitesi’ne göndersek de biraz millet ile yeniden kaynaþsa mý?
Yoksa ey ATA! Ýçine kaçan elitizm seni yiyip bitirecek.
Demedi deme.