Cehalet anlaþýlabilir bir þeydir.
Ýnsanýn her konuda bilgi sahibi olmasý elbette mümkün deðildir.
Bir konuyu bilmemek ayýp deðildir.
Ayýp olan, bilmediðin bir konuda biliyormuþ gibi yaparak konuþmaktýr.
Ýþte o zaman ortaya koyduðunuz cehalet affedilir olmaktan çýkar.
***
Kýlýçdaroðlu’nun yaptýðýna ne denir?
Sadece cehalet mi?
Ýnanýn sadece cehalet demek, cehalet sahiplerine haksýzlýk olur.
Çünkü samimi cahiller bilmedikleri konularda konuþmazlar.
Kýlýçdaroðlu ise bayraktarlýðýný yaptýðý “hayýr” kampanyasýndan bile habersiz…
Yani neye hayýr dediðini bilmiyor.
Veya neyi savunduðunu bilmiyor.
Dahasý, neyi bilmediðini de bilmiyor.
Ama buna raðmen avazý çýktýðý kadar baðýrýyor.
“Evet” diyenleri “hain” ilan ediyor.
“Evet” çýkmasý halinde kan döküleceðini söylüyor.
Kýlýçdaroðlu’nun ki farklý bir cehalet…
Belki de türüne ilk defa rastlanýlan bir çeþit…
O yüzden öyle geçiþtirilecek bir konu da hiç deðil.
Çünkü Kýlýçdaroðlu, bu cehaletiyle ülke yönetmeye talip.
Neyi savunduðunu bilmeyen, neye karþý çýktýðýný bilmeyen, bayraktarlýðýný yaptýðý “hayýr”ýn dahi ne anlama geldiðini bilmeyen bir insana ülke yönetimi teslim edilir mi, o insanýn arkasýndan gidilir mi?
***
Türkiye’ye “hayýr” kampanyasý için çaðýrdýðý Þilili reklamcý bile þaþýrýp kalmýþtý Kemal Bey’in neye, niçin “hayýr” dediðine…
Adamcaðýz gayet samimi ve içten bir þekilde, “Hayýr’ýn ne önerdiðini bilmiyorum” demiþti.
Haksýz mý?
Kemal Bey’in kendisi bilmiyor ki, o bilsin...
Ýþte örnek, Kýlýçdaroðlu’nun tarihe geçen o ünlü sözü:
“Düþünün, yeni modeli kurduk. Halk seçti Cumhurbaþkanýný, Baþbakan da baþkasý oldu. Cumhurbaþkaný baþka bir partinin genel baþkaný, Baþbakan da baþka bir partinin genel baþkaný, asýl kavga o zaman çýkacak. Asýl onu düþünmemiz lazým. Niye bunu söylemiyorlar millete? Neden bu anlatýlmýyor millete?”
Ýlahi Kemal Bey, sen hangi ülkede yaþýyorsun?
Sabah akþam tam da anlattýðýmýz þey bu...
Millete, asýl düþünmeleri gereken þeyin bu olduðunu anlata anlata dilimizde tüy bitti.
Millet anladý ama sen anlamamýþsýn besbelli…
Milletin “evet” diyerek sonlandýrmak istediði o asýl kavgayý, sen körükleyip duruyorsun bu benzersiz cehaletinle...
Karþý çýktýðýn metni biraz oku.
Milleti “hayýr” demeye çaðýrýyorsun, ama istediðin þey ancak “evet” denilerek mümkün olabilecek bir þey…
Ama sana teþekkür ederiz.
Bizim, milleti asýl üzerinde düþünmeye sevk etmek istediðimiz konuya sen de parmak bastýn.
Doðru söylüyorsun: Cumhurbaþkaný baþka bir partiden, Baþbakan baþka bir partiden olursa, siyasi kýyamet kopar ve sistem milletin üstüne çöker. Ve bundan da baþta millet ve ülke zarar görür. Demokratik siyasetin de itibarýna kibrit suyu dökülür.
O yüzden yürütmedeki bu iki baþlýlýðýn sonlandýrýlmasý gerektiðini söylüyoruz.
Aslýnda senin de bu fikirde olman çok güzel bir þey.
Demek ki bilinçaltýn “evet”çi senin…
Zaten bürokrat geçmiþinde de bu ülke için en doðru yönetim modelinin baþkanlýk olduðunu söylediðin biliniyor…
Ülkeyi niye geriyorsun gereksiz yere?
Bak ne güzel, tam da istediðin gibi kavga-dövüþ-kriz-çatýþma olmasýn, siyasal istikrar ve güçlü bir iktidar olsun diye yürütmeyi iki baþlýlýktan kurtarýyoruz.
Bunun için “evet” demek gerekiyor Kemal Bey, “hayýr” deðil!
***
Kemal Bey “evet” tercihinin ne kadar gerekli olduðunu bu örnekle ortaya koyuyor.
Bu yüzden kendisine teþekkür ediyoruz.
Ama benzersiz cehaletinin tedavisi ne yazýk ki yok.
Belli ki yeni sistemi hiç okumamýþ.
Bu affedilebilir bir durum deðil.
Okuduðu halde anlamamýþsa, bu daha da kötü…
***
Endiþe buyurmayýn Kemal Bey, yeni sistemin kabulü halinde farklý partilerden olduklarý için siyasi krizi tetikleyecek Cumhurbaþkaný-Baþbakan ikiliði olmayacak.
Yürütmenin baþý, doðrudan milletin seçtiði Cumhurbaþkaný olacak.
O yüzden gönül hoþluðuyla “evet” demeye çaðýrýyoruz sizi…
Tabii söylediklerinizde samimi iseniz…