Hollanda gibi bir devi yenerek Ýstanbul’a gelen, herkesin çekindiði bir takýmdý; Çek Milli Takýmý. Maça çýkmadan evvel Fatih Hoca da buna dahil, sonuçtan hepimiz çekingen ve endiþe içindeydik. 12 tane oyuncumuzdan eksik, Hollanda’yý yenmiþ formda bir Çek takýmý, ilk maçta Ýzlanda’ya farklý maðlubiyetimiz... Geriye olumlu düþünecek neyimiz kalmýþtý ki?
Ancak; maça futbolcularýmýz çok istekli ve coþkulu baþladýlar. Dakika 8, Caner’in adrese teslim ortasý, Umut Bulut’un inanýlmaz koþu ve koþu sonrasý kafa vuruþu ile umutlandýk.
Artýk saðýr sultan bile biliyor; goller duran ve dönen toptan olur! Ama biz hala öðrenemedik!
Kornerden gelen topa bizi yakýndan tanýyan Sivok kafasýný soktu ve durumu eþitledi. Bu golde bizim oyunculardan kimseden ne alan savunmasý, ne bir þarj, ne de markaj görmedim.
Yediðimiz golden sonra oyunun hakimi milli takýmýmýzdý. Oynadýðýmýz oyunun karþýlýðýný alamadýk, tam 5 tane gol pozisyonundan yararlanamadýk. Gökhan Töre, Arda, Umut ve Caner’in direkten dönen topu ile ilk yarýda farký kaçýrdýk.
36’da Arda’nýn düþürülüþü ise kesin penaltýydý. Ancak daha önce de Schalke maçýnda Galatasaray aleyhine düdük çalan Ýsveçli hakem bu defa da milli takým adýna bir penaltýmýzý vermedi.
Ýkinci yarýda oyunun temposunu biz alýr götürürüz dediðim anda Dockal’ýn golü geldi.
Fatih Hoca son hamle olarak Muhammet’i ve Olcan’ý oyuna alsa da bu deðiþiklikler sonuca etkili olmadý. 61’de Arda’nýn direk dibindeki dokunuþunu Cech çýkardý.
Ýyi baþlayýp, kötü bitirdiðimiz bu maçtaki tek tesellimiz; Ýzlanda’daki futbolumuzdan çok daha iyi bir oyun sergilememizdi. Ancak futbol sonuç oyunudur.
Ve bu sonuçlar böyle olduðu sürece Avrupa Þampiyonasý’na katýlmamýz çok zora girmiþtir. Ýzlanda’nýn deplasmanda kazanmasý da planlarýmýzý alt üst eti.