Þeytan’ýn aklýna gelmeyeni düþünüyor, bizim de kendileri gibi düþünmemiz için özel çaba harcýyorlar...
Necip Fazýlile Sezai Karakoç’u, edebiyat ve heyecan dünyamýzýn bu iki kutbunu, sanki birbirine taban tabana zýtmýþ gibi göstermek... Birini yerin dibine batýrmak için diðerini yüceltmek...
Bunlarýn yanýnda Þeytan gerçekten masum kalýr...
‘Pop sosyolog’un yaptýðý karþýlaþtýrmayagöre, “Sezai Karakoç ‘Diriliþ’ dergisini ‘kendi kýsýtlý olanaklarýyla’ çýkartýrken, Necip Fazýl Büyük Doðu mecmuasýný ‘Adnan Menderes’in örtülü ödeneðiyle’ çýkarýr” imiþ...
Sezai Karakoç’u bizlerin ilk Büyük Doðu sayfalarýndan tanýdýðýmýzý bilmiyor tabii...
Elhak, Sezai Bey’in fazla olmayan imkânlarýný ‘Diriliþ’ dergisi yoluyla davasýný yaymak, düþündüklerini paylaþmak için kullandýðý doðrudur da, Necip Fazýl’ýn mecmuasýný ‘örtülü ödenek’ ile finanse ettiði... Büyük bir yalandýr.
Yalandýr, çünkü Büyük Doðu Demokrat Parti’nin iktidar, Adnan Menderes’in baþbakan olmasýndan çok önce (1943 yýlýnda) yayýn hayatýna atýlmýþ, 27 Mayýs’tan (1960) sonra da hayli zaman (1978’e kadar) çýkmýþ bir dergidir...
Necip Fazýl’ýn en aðýr mali müzayaka altýnda bulunduðu dönemdir DP’nin iktidar yýllarý...
Örtülü ödenekten para almamýþ mýdýr Üstad? Almýþtýr. Aldýðý miktar, ‘Büyük Doðu’ gibi bir derginin masraflarý için nohut-çekirdek kabilindendir. Maddi yardým yalnýzca Necip Fazýl’a özel deðildir; ayný dönemde DP’nin azýlý düþmanlarýna da örtülü ödenekten kaynak aktarýmý yapýlmýþtýr.
Daha dün, bir DP büyüðünün, Samet Aðaoðlu’nun, çileli hapishane günlerinde tuttuðu notlar arasýnda þu satýrlarýn da bulunduðunu Milliyet’te okuduk: “Bu arada Yusuf Ziya [Ortaç] gibi âdi kalemler Ýsmet Paþa’nýn gözüne girmek için en aþaðýlýk yazýlarla onu göklere çýkarýyor, bizi yerlere batýrýyorlar! Þayet bizim gerçekten rezaletlerimiz varsa bunlardan birini de þu Ortaç’a yaptýðýmýz iyilikler teþkil eder. Örtülü ödenek, özel otomobilizni, döviz, kâðýt, her þey, her þey bu adama bol bol saðlanmýþtý.”
Ortaç’ýn çýkardýðý Akbabadergisi en azýlý DP düþmanlarýndandý.
Menderes’in bütün yaptýðý, kendisinden önceki dönemde beslenmeye alýþtýrýlmýþ olanlar arasýna ‘Büyük Doðu’yu da katmaktan ibarettir; diðerlerine gösterilen cömertlikten eser sayýlmayacak sýnýrlý miktarda olmak kaydýyla...
CHP’nin tek parti iktidarý sýrasýnda cendereye alýnan, müsamaha edilmeyen bir dergiydi Büyük Doðu... Necip Fazýl ‘düþman’ sayýlýyordu.
Derginin 1943 yýlý Mayýs ayýnda çýkan ilk sayýsýndan itibaren takip altýna alýndýðýný biliyoruz. Büyük Doðu’yu izleme görevi Server Ýskit’e verilmiþ, o da görevini zaman zaman yazdýðý raporlarla yerine getirmiþtir. Elde bulunan ikinci rapor derginin dokuz sayýsýyla (10-18) ilgilidir.
Prof. Cemil Koçak’ýn ‘Tek Parti Döneminde Muhalif Sesler’ kitabýnda (Ýletiþim Yayýnlarý, 2011) dikkate sunulan (s. 176-179) raporda Necip Fazýl’ýn Büyük Doðu’yla ne yapmak istediði kayda geçirilmiþtir.
Raporda yansýtýlan Necip Fazýl’ýn görüþleri: “Meþrutiyet’ten Cumhuriyet’e ve Cumhuriyet’ten Ýkinci Dünya Harbi’ne gelinceye kadar süren üç merhale, ufak tefek kemiyet farklarý ile hesapsýz ve kitapsýz Batý’ya hayranlýk, dünyayý ve nefsini müþahade altýna almamak hastalýðýnýn yekpâreleþtiði bir bütündür. Ve iþte þimdi bu hengâmenin, fikri ve ahlâki buhran hengâmesinin tâ merkezindeyiz.”
Ve raporun, ‘Büyük Doðu’ ile ilgili hüküm cümleleri: “Büyük Doðu, yazýlarý, þiirleri, fýkralarý, hikâyeleri, resimleri, karikatürleri, fotoðraflarý ve bütün hacmi ile gençliðe, din maskesi, Allah formülü altýnda inansýzlýk aþýlamakta, Türk devrimini bayaðýlaþtýrmakta, cihan efkârý umumiyesi karþýsýnda büyük Türk cemiyetini bozuk, düzensiz göstermekte, sonra da bir takým kelime oyunlarý ile Türk milletini, gençliðini rejimine, kendine inanmaktan uzaklaþtýrmaktadýr.”
Kötü, çok kötü...
Üstad’ýn dönemine göre olaðanüstü etkili tavrýnýn bugünlerde payý büyüktür. Bunu bir türlü hazmedemiyor, Þeytan’ýn aklýna gelmeyecek tilkiliklerle hatýrasýný silmeye çalýþýyorlar...
Çabalama kaptan, baþaramazsýn.