O görüntüleri izlediðimde kahroldum.
Baþörtülü iki genç kýzýmýz yolda yürüyorlar. Birden yanlarýndan geçen bir þirret kadýnýn eli hayasýzca kýzlarýmýzdan birinin baþörtüsüne doðru iniyor. Beklemedikleri bu darbe karþýsýnda þaþýran iki kýzýmýz korkuyla birbirine sarýlýyor. Yürümeye devam eden o hayasýz müptezel kadýn dönüp dönüp aðzýndan salyalar akarcasýna þarlamaya devam ediyor. Ne dediði görüntülerde belli olmuyor ama görgü tanýklarý baþörtüsü üzerinden o masum kýzlarýmýza iðrenç sövgülerde/hakaretlerde bulunduðunu söylüyor. Bütün bunlar Ýstanbul’un göbeðinde devr-i iktidarýmýzda oluyor. Baþka bir iktidar olsaydý kim bilir neler olurdu! Hayat tarzlarý üzerinden “özgürlük!” nutku atanlardan ses seda çýkmadý. O malum kadýn dernekleri veya bilumum insan haklarý dernekleri tepki koymadý. CHP anýnda tepki göstermedi. Bir kaç gün geçtikten sonra Bay Kemal ancak tepki koyabildi.
Söylediklerine katýlmakla birlikte merak ediyorum: Niye anýnda deðil? CHP’nin “Ýnandýðýnýz Allah’ýnýz belanýzý versin!” diyen kadýn il baþkaný þehrindeki bu hayasýz inanç zulmüne karþý niçin günlerce sessiz kaldý?
Tersi olsaydý böyle mi davranýrlardý? Yani saldýran baþörtülü, saldýrýya uðrayan da baþý açýk vatandaþýmýz olsaydý ayný saatlerde gök kubbeyi aþaðý indirmezler miydi? “Laikliðin ve çaðdaþlýðýn sembolü hayat tarzýna dinci ve gerici saldýrý!” diye baþlayýp “Bu saldýrganlarý cesaretlendiren siyasal Ýslâmcý iktidar!” retoriðine varýncaya kadar bir dizi ipe sapa gelmez suçlamalarý üzerimize boca etmezler miydi? Meydanlara dökülüp nümayiþler yapmazlar mýydý? Ýþte samimiyetsizlik dediðimiz þey bu!
O baþörtülü kýzlarýmýzý kaç gün sonra arayýp “Sabýrlý olun, yanýnýzdayýz, ama üzerinizden kimsenin istismar siyaseti izlemesine izin vermeyin!” demek, istismarcýlýðýn daniskasý deðil de nedir? Þimdi kalkmýþ saðduyuyla hareket edilmeli diyorlar. Hadi ordan!
Biz hayat tarzlarýna yapýlan her türlü müdahaleyi zulüm telakki ederiz. Herkesin dini, inancý ve hayat tarzý kendinedir. Baþörtülü kýzlarýmýza yapýlan bu hayasýz saldýrýya nasýl karþýysak tersinin olmasý halinde de karþý çýkarýz. “Baþýný örtenler Müslüman-örtmeyenler Müslüman deðil!” yanlýþ denklemi içine sýkýþtýrýlmýþ bir anlayýþ üzerinden konuþmuyoruz. Elbette saðduyulu davranacaðýz. Bize yapýlmasýný istemediðimiz hiçbir þeyi baþkalarýna yapmamak gerektiðine inanan yüksek ahlaki bir anlayýþý esas alacaðýz. Lakin bir yanaðýmýza vurulduðunda öteki yanaðýný çeviren korkaklardan ve pýsýrýklardan da asla olmayacaðýz.
Birileri kalkýp kendi kanallarýmýzda “Ahmet Altan çok deðerli, Altan ailesi özgürlükleri savunmakla ünlü bir aile, Erdoðan da FETÖ konusunda yanýldý, Ahmet Altan da yanýlmýþ olamaz mý” türünden konuþmalar yaparak bir FETÖ tetikçisine güzelleme yaparsa elbette tarafýmýzdan eleþtirilmeyi hak eder.
Artýk o birileri eleþtiriyi bizim için de bir hak olarak görmeli deðil mi?
Kendileri aklýna gelen her þeyi söyleyecek ama biz kendilerini eleþtirdiðimizde bozulacaklar, olmaz öyle þey!
Çok açýk söyleyeyim: Ahmet Altan veya Altan ailesi üzerinden ortaya konulan bu bakýþ açýsý her bakýmdan yanlýþ ve sorunludur. O zaman her birimiz yakýnlýklarýmýz üzerinden bir FETÖ tetikçisine sahip çýkalým olsun bitsin bu iþ. “Erdoðan da yanýldý, bu kiþi de yanýlmýþ olamaz mý” dediðimiz andan itibaren bu ölçüt bizi herkesi affetmeye götürür. Oysa bakýyoruz Ahmet Altan hiç de yanýldýðýný söylemiyor. Söylüyor da biz mi duymadýk? Tersine kendi konumunun arkasýnda duruyor ve mevcut iktidarý “zulüm iktidarý” olarak suçlamaya devam ediyor.
Ahmet Altan’ýn baþýnda bulunduðu Taraf gazetesi FETÖ’nün operasyonel bir gazetesi miydi deðil miydi? Hayýr deðildi deniliyorsa o bahsi diðerdir. Evet öyleydi deniliyorsa býrakalým da hukuk gereðini yapsýn. Hukukun kararý ne olursa olsun biz bundan sonra hiç bir zaman Altan gibi FETÖ tetikçiliði yapmýþ birine deðer atfetmeyeceðiz. Dahasý o ve onun gibilerini de eleþtirmeye devam edeceðiz.
Ayrýca inançla savunduðu ensest iliþkiyi romanýna taþýyan birine biz “deðer” atfetmeyiz.
Bizim deðer anlayýþýmýz, “usta kalem erbabý” olan herkesi içermiyor, biline!