Sapla samanın birbirine en kolay karıştığı ülke Türkiye. Üstelik bunu yapan, okurun ve izleyicinin kafasında sapla samanın ayrışmasını sağlama görevine sahip olan medya. Çok karışık oldu değil mi, o zaman olay üzerinden tane tane anlatayım...
***
Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler Charlie Hebdo dergisine düzenlenen saldırı ve 12 insanın öldürülmesine tepki gösterdi. Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler Charlie Hebdo dergisinin saldırıdan sonra Türkçe de yayınlanan versiyonu ve özellikle Hz. Muhammed’i tasvir etmeye çalışan kapağa tepki gösterdiler.
Bu iki tavır arasında çelişki var mı? Medyada belirli kalemlere ve programcılara göre var. Oysa ortada çelişki falan yok.
Birinci tavır, yaptıklarını onaylamadığınız, kutsalınıza saygısızlık etmiş olsa bile kimseyi öldürme hakkınız yok diyen bir tavır.
İkinci tavırsa, ölüme ve şiddete karşı olmam senin kutsalıma saygısızlık etmeni onaylamam anlamına gelmez tavrı.
Çelişkiden değil olsa olsa tutarlılıktan söz edebiliriz burada... Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın 14 Ocak günü sosyal medyada paylaştığı mesajlar aslında bu durumu özetliyordu.
İlk mesajında “Paris saldırısını nasıl kınadıysak, Müslümanlar’a ve İslam sembollerine yönelik kışkırtma ve tahkirleri de aynı şekilde lanetliyoruz.” diye yazdı Akdoğan.
***
Burada önemli bir noktanın altını çizmek lazım... Paris’teki saldırının ardından BBC yayın ilkelerini değiştirdi ve tarihinde ilk kez Hz. Muhammed’in tasvir edildiği çizimleri gösterdi.
Avrupa’da yaşayan ve terörle en ufak alakası olmayan Müslümanlar’a bile saldırılar düzenlendi, insanların tedirginlikleri arttı.
Avrupa’daki faşist partiler ve kişiler yaşanan saldırıdan son derece mutlu oldular. Eğer seçmen aşırı sağın nefret söylemine prim verirse bir adım kötüsü olacak ve merkez partiler de söylemlerini sertleştirecekler.
Unutmayalım ki Müslamanlar’a ve özellikle de Türkler’e hakaretler ettiği kitabı satış rekorları kıran Sarrazin Alman Sosyal Demokrat Partini’nin üyesi ve etkili ismidir.
Sonuçları bu olan, insanların öldürüldüğü bir saldırıyı protesto etmek de doğrudur, insanlar arasında nefreti örüklemesi kaçınılmaz olan, empati duygusu taşımayan yeni karikatürlere karşı çıkmak da...
Olması gerekenlerin çelişki sayıldığı bir ülke haline getirmeye çalışıyorlar bizi.
