Bir dönem“Cemaat” idi.Sonra“Camia” oldu.Sonra ne?Bilmiyorum, o yapýya “Cemaat” iken baðlananlar ve birlikte yol yürüyenler, þimdi ne olduðunu biliyorlar mý?
Buralara gelmek için mi yola çýkmýþlardý?
“Cemaat”ikenki yapý ile “Camia” olduðunda ve bugün ne olduðuna kriminoloji laboratuvarlarýnýn ve mahkeme salonlarýnýn karar vereceði noktaya geldiðinde ayný muameleyi mi görmeli bu yapý?
Baðlý insanlarýn gönül dünyalarý açýsýndan soruyorum soruyu.
Aslýnda çok genel bir soru bu.
Böyle bir yapý içinde bulunan herkesin üzerinde düþünmesi gereken soru.
Size bir gün teheccüd kýlmanýz tavsiye edildi, bir gün de tankýn üzerine çýkýp, secde eden insanlarýn üzerine ateþ kusmanýz. Hangisi, sizin bilmem kaç yýlýnda içine girdiðiniz cemaatti ve hangisi sizsiniz?
Üzülüyorum, içim yanýyor.
Böyle kaç yapý yola çýktýðý kodlarýn çok uzaklarýna düþtü ve kaç insan, gönül karmaþasý içinde savruldu gitti?
Ýslami alan bu tarz oluþumlarýn mezarlýðý durumunda. Ve belki binlerce insanýn yýkýlmýþ ümitlerinin, duygularýnýn hercümercini yaþýyor.
Ýslam’ýn mazlumiyet günlerinde insanlarý çaðýrmýþsýnýz, tertemiz duygularýn - baðlýlýklarýn feda oluþ hamlesi üzerinde tuðla tuðla bir yapýyý inþa etmiþsiniz, sonra da þu veya bu savruluþ hengamesinde her þeyin tuzla buz olmasýna zemin hazýrlamýþsýnýz. Kaç alanda yaþandý bu.
Bunca “Hizmet” çabasý, sonunda “28 Þubat soðuklarý”nýn vurgunuiçinden çýkýp gelen, bir Müslüman kadroyu alaþaðý etmek için miydi? Erbakan’a takýlan çelmeyi unutmuþtu bu millet. Baþörtüsü cephesinde yaþatýlan bozgunculuðu unutmuþtu.
Araçlarýnda Fethullah Gülen’in vaazýný dinleyenler þimdi F.G’nin nerede durduðunu deðerlendiriyorlar mý?
Bir ara ben, “Gülen ahiretini feda eder mi?” diye soruyordum. Ahiret, bir mü’minin ebedi mutluluk veya hüsran hesabýný yaptýðý alandý. “Mahþer ciddiyetini bilen bir insan orada savunamayacaðý iþler içine girer mi?” diye düþünüyordum.
Erbakan’a çelme takmanýn,Tayyip Erdoðan’ý devirmenin, “Haydi baþörtüsü cephesini bozuyoruz” demenin savunmasý nasýl olacak ki orada?
Müslüman, bulunduðu yeri seçer. Seçerken bilincini kullanýr. Ve orada bulunduðu bütün zamanlarda, bilinci devrededir. “Uydum kalabalýða” demez.
Geçmiþte bir ara ben, içinde bulunduðum yapýnýn öndeki insanýna “Siz” demiþtim “Düne kadar þu iþi yapmýyordunuz. Deðiþtiniz. Deðiþiminiz olumlu yönde deðil, ama belki ‘Bu çok önemli mi?’ diye sorabilirsiniz. Peki çok daha büyük bir deðiþim geçirseydiniz sizi nasýl murakabe edecektik?”
Bir yapýnýn içinde bulunan insanlar, belki üst kadrolarýn davranýþlarýný belirleyemeyebilir ama en azýndan kendi ölçeðinde bir deðerlendirme yapma, açýklama bekleme, itiraz etme, mümkünse düzeltme sorumluluðunu duymalýdýrlar. Kimbilir belki de, bugün küçük olan ama zaman içinde dehþetli bir açý farkýna dönüþme ihtimali bulunan bir hatayý önlemeleri mümkün olacaktýr.
Amerika’nýn “himayesi”nde bir adam Türkiye’de, onbinlerce insanýn yüreðine hükmediyor.
Gelin de yanmayýn bu duruma.
Koskoca general itiraflarda bulunurken “Sakýn Gülen duymasýn, beddua eder, geleceðim kararýr” gibi konuþuyor. Bu çok dramatik bir durum.
F.G’ye yönelip, “Acý bu insanlara” demek gelmiyor içimden. Onun oraya buraya yönelip, bütün müktesebatýný “Yuh olsun” söylemlerine tahsis etmekten merhamete zamanýnýn kalýp kalmadýðýndan emin deðilim.
Cemaat’e seslenmek istiyorum. Yani hala o yapýnýn“Cemaat” olduðu zamanlarda yaþayan insanlarýn duygularýna.
Teheccüd zamanlarýnda ellerini açýp ümmet için dua edenlere... Beddua seanslarý ile yürekleri mengeneye alýnanlara deðil.
Keþke “Dur”diyebilseydiniz bir noktada, demek istiyorum.
“Dur”diyebilmenin kolay olmadýðýný bile bile.
“Uçaða, tanka, helikoptere bin ve insanlarýn üzerine bomba yaðdýr”denildiðinde dur diyebilseydiniz hiç olmazsa...
“Beddua edin”dendiðinde “Kime? Niçin?” diye sorabilseydiniz.
“Alný secdeye gelen insanlara bu düþmanlýk neden?”diye sorabilseydiniz.
Bazý þeyler için çok geç, evet.
Ama gene de bir hamle yapmak lazým. “Cemaat nerde?” diye sormak bile, kendi yüreklerimizde nelerin kaybolduðuna bakmak bile, “Kim nerede neyi oynuyor”u görmek bile bir hamledir.