Olaylarýn içinde yaþayan, insanlarý iyi-kötü tanýyan ve geliþmelere aklý kadar vicdanýyla da bakmaya çalýþanlar açýsýndan hayli zor bir dönem. Ortada iddialar harmanlanýyor, suçlamalar bir ateþ çemberi yaratýyor ve zamanla okuduklarýnýz, TV ekranlarýnda izledikleriniz karþýsýnda ne diyeceðinizi þaþýrýyorsunuz...
Farklý bir durum var ortada...
Meseleye, manevi liderliðini Fetullah Gülen Hocaefendi’nin yaptýðý HizmetHareketi açýsýndan baktýðýmda, pek çok þey oturmuyor beynimde. Hizmet Hareketi içinde yer almýþ pek çok insaný 2008 yýlýndan bu yana yakýndan tanýma þansý yakaladým. Bende býraktýklarý izlenim her zaman olumlu oldu. Özellikle sürdürdüðüm belgesel çalýþmalarý sýrasýnda gördüðüm, ziyaret ettiðim, hatta çok zor coðrafyalarda çok kýymetli desteklerini aldýðým bu hareketin insanlarýnýn ne kadar büyük fedakarlýklarla çalýþtýklarýný izledim.
Afrika, Asya ve Latin Amerika’daki çalýþmalarým sýrasýnda yolum bir Türk Okulu’na düþtüðünde rahat eder, yapacaðým söyleþiler için onlarýn samimi yardýmlarýný da alýrdým. Gencecik öðretmenlerin, Afrika’da veya dünyanýn diðer zor koþullara sahip ülkelerinde o ülke vatandaþlarýnýn imkanlarýyla yaþamalarýný hep takdirle izledim.
Ayný þekilde, KOBÝ niteliðindeki genç giriþimcilerin olaðanüstü riskli ülkelerde Anadolu sanayisi için yeni pazarlar açmasýný da...
Benim tanýdýðým, masalarýný paylaþtýðým bu insanlar, bugün Türkiye’nin yaþamakta olduðu olaðanüstü durumun altýndaki ateþe benzin taþýyanlar olamazlar... Samimi gönül insanlarýdýr, manevi kýymetleri yüksektir, bu nedenle yaþanýlan tartýþma ortamýný, bir grubun siyasete dönük saldýrýlarýný büyük bir kafa karýþýklýðý ile izliyorum.
Beni þaþýrtan ne?..
Olabilir, “cemaat” olarak adlandýrýlan bir STK’nýn bünyesine farklý sýzmalar yaþanabilir. Nitekim, sosyal medyada izlediðim yazýlar, bir grup insanýn Hizmet Hareketi’ni savunuyor(muþ) gibi yaparak hükümete karþý siyasi kampanyayý yükselttikleri yönünde. Bu tür insanlarýn Afrika veya Asya’da okulunun baþýnda görev yapan o genç öðretmenler, Dar-üs Selam, Dakar veya Kabil’de dükkan açan o esnaflarla ne alakalarý var, anlayamýyorum.
Bütün bu denklemde beni þaþýrtan ve sarsan, “cemaat medyasý” olarak tanýmlanan yayýn organlarýnýn dershaneler tartýþmasýndan bu yana izledikleri yayýn politikasý oldu. Yalnýz ben þaþýrmadým, yayýnlarý izleyen genç editör arkadaþlarýmýn, “bu iþte bir yanlýþ anlama var, düzelir, bizim tanýdýðýmýz bu insanlar 10 yaþýndaki bir kýz çocuðunu ekranda aðlatmazlar” dediklerini de duydum.
Derin yapýlanma...
Bunu gördükten sonra, Hizmet Hareketi bünyesinde karar alan ve uygulayan bir derin yapýlanmanýn olduðunu düþünmemek mümkün deðil. O yapýlanmanýn Türkiye’nin yakýn tarihine damgasýný vurmuþ Ergenekon ve Balyoz Davalarý’nda aðýr hukuk ihlalleri yarattýðý, Hanefi Avcý’yý, Nedim Þener ve Ahmet Þýk’ý düzmece iddialarla cezaevine yolladýðý devamýnda da meþru hükümete karþý “darbe” olarak adlandýrýlan bir siyasi kampanyayý devreye soktuðu belirtiliyor. Yayýn organlarýnýn bu yapýlanmaya sahip çýkmasý ise “hareket” adýna çok ciddi soru iþaretlerinin doðmasýna neden oluyor.
Devlet, bir STK kullanýlarak bünyesinde farklý yapýlanma oluþturulmasýna bu yapýlanmanýn meþru siyasete müdahale etmesine izin veremez. Ýddialar, bir hareketin, yargý ve polis içinde örgütlendiði, MÝT ve orduya tam olarak sýzamamanýn tepkisini yaþadýðý, bu arada iþ yaþamýnýn ve stratejik bürokrasinin ana kavþaklarýnda sessiz bir yapýlanma saðladýðý yönünde...
Benzeri ABD’deki Mormon Hareketi’nde görülen tarzda bir geliþme ile mi karþý karþýyýz, yoksa, bütün bu iddialar, günlük siyasetin getirdiði sert tartýþma ikliminin bir sonucu mu?.. Bilmek, aydýnlatmak durumundayýz...
1 Eylül 2010 tarihli, “Genç subaylar...Cemaat” baþlýklý yazýmda Gazeteciler ve Yazarlar Vakfý’nýn düzenlediði Renklerin Ortak Dili temalý iftardan sonra ne yazmýþým:
“Milletin ortak gücü” açýsýndan çok önemli iþler bunlar... Ama... Son dönemlerde “günlük siyaset tartýþmalarýnýn” içinde fazlaca yer almalarý... Sanki, “günlük kavganýn bir cephesi” görüntüsünün doðmasýna neden olacak çýkýþlar... Endiþeliyim...(...) Eðer, ana hedefimiz insansa, “sert siyasi iklimler”den uzak durmakta yarar vardýr.
Üç yýl sonra geldiðimiz noktaya bakýn...
Yine de, tartýþmalarda kullanýlan “cemaat” genellemesini yüreðim pek kaldýrmýyor, sanki bu hareketin içinde yer alan yüreði zengin, temiz insanlarla araya “helallik” girmiþ gibi hissediyorum.
“Hizmet medyasý”, kantarýn topuzunu kaçýrdý, bu onlarýn bileceði bir iþ, ama, ben kul hakkýndan korkarým...