Distopya kötü ütopya demek. Ütopya ise hayalî ülke, malum. Ýlk önce filozoflarýn ütopyalarý vardý. Platon’un “Devlet”i gibi... Sonra edebiyat alanýnda inþa edilmeye baþlandý hayalî ülkeler. Özellikle modern edebiyatta yazarlarýn hayalini kurduklarý toplum düzenini anlattýklarý eserler sayýlamayacak kadar çok.
Bir de “distopya” diye tanýmlanan ve gerçekleþmesinden korkulan -tabiri caizse- “toplumsal kabuslarý” konu edinen eserler var modern edebiyatta. Bunlarýn belki de en fazla bilineni ve en etkileyicilerinden biri George Orwell’in “1984” romaný. Orwell bu eserinde bütün vatandaþlarýn günün 24 saati boyunca geliþmiþ görüntüleme sistemleriyle izlendikleri, özel hayat mahremiyetleri bulunmayan ve birer robot gibi adeta kumandayla yönetildikleri totaliter bir toplum yapýsýný anlatýr.
Þimdi düþünün... Emniyet ve yargý kurumlarýnýn kilit birimlerini bir þekilde ele geçirmiþ bir cemaatin takip etmek istediði herkesi takip etmesi Orwell’in kurguladýðýndan daha az korkunç diyebilir misiniz?
Binlerce insanýn telefonlarýnýn dinlendiði, internet iletiþimlerinin takip altýnda tutulduðu, hatta kimilerine de fiziki takip uygulandýðý ortaya çýktý. Sadece Ýstanrbul’daki bir dosyadaki listede 2 bin 280 kiþinin telefonlarýnýn dinlendiði anlaþýlýyor. Üstelik üç yýl boyunca devam etmiþ bu hukuksuz ve kanunsuz dinlemeler.
Korkulan o ki Ýstanbul’daki söz konusu dosyada yer alan 2 bin 280 kiþi buzdaðýnýn sadece görünen küçük bir kýsmý olabilir. Dinleme kapasitesinin çok daha yüksek rakamlara elverdiði ve Ýstanbul ve Ankara gibi büyük þehirlerin dýþýnda Anadolu’daki bütün þehirlerde de yoðun bir dinleme ve takip sisteminin iþletildiði, neredeyse belirli konumlardaki hemen herkesin dinletildiði düþünülüyor.
17 Aralýk sonrasý süreçte emniyet ve yargýdaki yer deðiþtirmeler olmasaydý bunlarýn hiçbirini öðrenemeyecektik muhtemelen. Silinen dosyalar, izleri ortadan kaldýrýlan kanundýþý iþlemler meydana çýkartýlabilirse daha fazla þey öðrenebileceðiz. Ama bu kadarý bile yapýlan þeyin niteliði hakkýnda bir fikir edinmek için yeterli deðil mi?
Korkunç bir tablo var karþýmýzda. Binlerce insanýn özel hayatýnýn gözetim altýnda tutulduðu, mahrem bilgilerinin telefon dinlemeleri vasýtasýyla ele geçirildiði bir telekulak rejiminden söz ediyoruz.
Buna raðmen bazýlarýmýz hiçbir þey olmamýþ gibi davranýyor. Bazýlarýmýz ise buraya deðil, bu korkunç saldýrýnýn faillerinin gösterdiði yere bakmayý tercih ediyor.
1984 romanýný sinirleri gerilerek okumuþ olanlarýn bu romandaki karanlýk kâbusun uygulamaya konmuþ haline tepki göstermekten geri durmalarý tuhaf.
Internet yasasýndaki bazý sakýncalý görülen maddelere en yüksek sesle itiraz eden kiþilerin, MÝT yasasý hakkýnda muhaberat devletine dönüþüyoruz endiþesini seslendirenlerin cemaat eliyle inþa edilmek istenen muhaberat rejimine sessiz kalmalarý olacak þey deðil.
Hukuk dýþý yollarla elde edilen bunca bilginin hangi amaçla kullanýldýðý ve kullanýlacaðý da ayrý bir problem... Siyasi þantaj amacýyla mý, ticari þantaj amacýyla mý? Cevap hepsi ve daha fazlasý... Çünkü söz konusu yapý her þeyden önce iktidar olmayý hedefliyor. Yani ülkenin gidiþatýnda söz sahibi olmak istiyor. Bunun yolu ise siyasi, sosyal ve iktisadi iliþkiler üzerinde hâkimiyet tesis etmekten geçiyor. Siyasi, iktisadi ve sosyal hayattaki belli baþlý aktörlerin mahrem bilgilerine sahip olan bir güç gücüne güç katmýþ oluyor.
Yazýnýn baþýnda ütopyalardan ve distopyalardan bahsettik. Bilinen en önemli ütopyalardan birinin yazarý olan Sir Francis Bacon’a atfedilen bir söz vardýr, “bilgi güçtür” diye... Meselenin özü burasýdýr.
Benim uzunca zamandýr “devlet içinde devlet olma çabasýndaki zümre” diye kodladýðým, yakýn zamanlarda ise “paralel yapý” diye þöhret bulan malum örgüt þimdiye kadar devlet imkânlarýný kullanmak suretiyle hem devletin hem de iþadamýndan gazetecisine kadar sivil kesimin özel ve mahrem bilgilerini elde ederek gücüne güç kattý.
Ve geldiðimiz süreçte muhtemelen elindeki bu gücün artýk kendisine her þeyi yaptýrabileceðine kanaat getirerek (veya baðlý olduðu küresel að bu kanaate vardýðý için) siyasi iktidarý deðiþtirip kendi distopyasýný tam olarak hayata geçirmeye yönelik hamlesini baþlattý.
Ne var ki birtakým hastalýklý zihinlerde kurgulanýp da hayata geçirilmiþ bir distopya örneði insanlýk tarihinde yok. Ýnsanlýk onuru ayakta kaldýðý sürece de olmayacak.