Paris’te öldürülen üç kadýnýn cenazesi bugün Diyarbakýr’a geliyor.
Burada düzenlenecek merasimden sonra cenazeler, Dersim, Mersin ve Kahramanmaraþ’ta topraða verilecek.
PKK içinde etkili bir kanatýn dýþýnda, KNK liderlerinden Zübeyir Aydar dahil, bütün siyasi aktörlerin Paris katliamýndan neyin amaçlandýðýna iliþkin kanaatleri ortak: Bu üç cinayetin hedefi, barýþ sürecini boþa çýkarmaktýr. Böyle düþünenler Türkiye’yi hiçbir þekilde olaðan þüpheliler arasýnda görmüyor.
Ama PKK içinde etkili bir kanat var ki, daha cinayetlerle ilgili doðru dürüst bilgiler kamuoyuna yansýmamýþken, hedefe hükümeti ve ‘Yeþil Ergenekon’u koydu. PKK medyasýnda çýkan yazýlar bile sanki önceden yazýlmýþ ve hazýrlanmýþ gibiydi. Daha önce yazdým, tetiði kimin çektiði kriminal bir mesele. Ayrýca bu üç cinayetin, PKK içinde yaþanan bir takým sorunlar nedeniyle yaþanmýþ bir iç infaz olma ihtimali düþük. Ama bu çapta ve bu etkinlikte bir cinayeti gerçekleþtirenlerin, içerden yardým almadýklarýna inanmak da çok zordur.
***
Katliamý planlayanlar, Kürt siyasi aktörlerine ve Öcalan’a güçlü bir mesaj verdiler. ‘Bu sürece razý olmayýz’ mesajýdýr bu. Yeni barýþ sürecine razý olmayacaklarýn ve PKK’nin, baþlatýlan barýþ süreciyle alakalý olarak geliþen yeni siyasi zemine çekilmesini istemeyenlerin bir tek alternatifi var, o da hareketin bütün kurum ve aktörleriyle ‘devrimci savaþ stratejisinin’ arkasýnda durmasýný saðlamaktýr.
Bu bakýmdan Kürt siyasetinin kalbinin attýðý yer olan Diyarbakýr gibi ve Sakine Cansýz’ýn memleketi, ayný zamanda, büyük acýlar ve büyük trajedilerle hatýrlanan Dersim ve yine etnik fay hattýnýn ciddi ve önemli riskler barýndýrdýðý ve zaman zaman bu fay hattýný tetiklemek isteyenlerin çeþitli provokasyonlarýyla karþý karþýya kalmýþ Mersin gibi bir þehirde, düzenlenecek cenaze merasimlerinin sükunet ve aðýrbaþlýlýk içinde geçmesi beklenir. Paris’te atýlan intikam sloganlarýna ve bu türden duygularýn kýþkýrtýlmasýna ihtiyaç yoktur. Gönlü barýþ sürecinden yana olanlarýn, bu süreci sözde deðil özde destekleyenlerin kararlýlýðýna ihtiyaç var.
Bu süreci boþa çýkarmak için çabalayýp duranlarýn, cinayet sonrasýný düþünmemiþ ve planlamamýþ olmalarý mümkün deðildir.
Bu çevrelerden gelen açýklamalar, kontrolleri altýnda tuttuklarý medyada çýkan yazý ve analizler, bu dört þehirde gerçekleþecek olan cenaze törenleriyle, ‘Dört Habur’u birden hedeflerine koyduklarýný açýkça ortaya koyuyor.
Eðer Paris’te üç PKK’li kadýnýn öldürülmesi Öcalan ve hükümet arasýnda baþlayan yeni görüþmelere bir cevapsa, bu cevabý hazýrlayanlarýn dört þehirde gerçekleþen cenaze merasimlerinin de, barýþ sürecine bir cevap gibi gerçekleþmesi için ayný ölçüde pervasýz ve sorumsuz davranmalarý beklenebilir.
Bu çevreler, Baþbakan’ýn barýþ süreci olarak tanýmladýðý yeni sürece ‘entegre strateji’ diyorlar. ‘Hükümet adým adým tasfiyeyi gerçekleþtiriyor, Paris katliamý Yeþil Ergenekon’un iþidir’ diyorlar.
Kürt siyasetini yakýndan tanýyanlar açlýk grevlerinde olduðu gibi, bu hassas ve kritik durumlarda, gözlerin bir anda Öcalan’a dikildiðini bilirler.
Öcalan Ahmet Türk’e kaybedecek bir dakikanýn bile olmadýðýný söylemiþti. Böyle düþünen Öcalan’ýn, cenaze törenleri için daha açýk bir mesaj vermesi beklenirdi. Oysa Öcalan, kendisiyle görüþen kardeþi Mehmet Öcalan aracýlýðýyla sadece, baþsaðlýðý ve üzüntü ifade eden bir mesaj iletti. Belki de mesaj daha önemli ifadeler içeriyordu ve bu kýsmýn açýklanmasýna gerek görülmedi. Öyle olduðunu ve Öcalan’ýn BDP ve PKK’yi cenaze törenleri konusunda uyardýðýný umalým.
Türkiye, bu süreçte gerçek gündeminden uzaklaþýp, yeni, Habur vakalarýyla uðraþmamalýdýr.
Cenaze merasimleri barýþ sürecini güçlendirmelidir.