Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan kapalý spor salonunda gençlere sesleniyor… Cumhurbaþkaný’nýn konuþmasýnýn salonda oluþturduðu etkiyle bir anda gençler “Cenk, cihad, þehadet” diye haykýrmaya baþlýyorlar. Sayýn Erdoðan da gençlerin bu haykýrýþýna, “Maþaallah… Bu gençlikle beraber aklýma çok farklý ufuklar geliyor” diye mukabelede bulunuyor; yüzünde mes’ud ve umut dolu bir ifâdeyle…
15 Temmuz Müslüman Anadolu’yu iþgal teþebbüsünü püskürten gençlik rüþtünü ispatladý. Üstad Necip Fazýl Kýsakürek’in “Gençliðe Hitâbesi”nde tarif ettiði, “Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ýrzýnýn, evinin, kininin, öcünün davacýsý bir gençlik” Ýnþaallah ümmetin düþen bayraðýný göndere çekecek!
Ümmetin zelil durumda olmasý sebebi, Hazreti Peygamber Efendimiz’in buyurduðu üzere dünya sevgisini kalbimize yerleþtirmemiz ve bunun neticesi Allah yolunda cihad etmekten, þehid olmaktan kaçmamýz.
Evladý Resûl Esseyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri (Üstad Necip Fazýl Kýsakürek gibi bir dehayý ümmete hediye eden isim) içinde bulunduðumuz tehlikeyi þöyle anlatýyor: “Dini iþlerde bid’atlerin türemesi öyle bir fitnedir ki, zararý bütün mahluklarý sarar. Bunlardan biri de cihad ve gazada gevþeklik ve tembelliktir. Burada bir nükte vardýr ki, münafýklýðýn alameti olmaya kadar gider. O da þehitlik nimetinden kaçýnmak… Þehitlik, Ýslamýn kuvvet bulmasý yolunda can vermektir. Her mümin fert, bu yüksek makamý kalb ve zevk yoliyle benimsemeye, istemeye memurdur. Bu sýr icabý olarak Resul ve nebilerin birçoðu, sahabiler ekserisi ve Peygamber evladýnýn hepsi þehadeti arzulamýþ ve o yolda ruhlarýný teslim etmiþlerdir.”
Batý, Fethullahçý Terör Örgütü üzerinden bizim bu zaafýmýzý çok iyi kullandý. ‘Hoþgörü, barýþ’ adý altýnda sünepeleþtirildik; zaten kalbimize yerleþtirdiðimiz dünya sevgisi sebebiyle de buna teþneydik!..
Bir de gazete ve televizyon köþelerini tutan ‘aðýr abiler’, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nin “münafýklýk” olarak nitelendirdiði cihad ve þehadet kaçýþý, “Efendilik” diye bizlere yutturmalarý yok muydu!
Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu’nun ifâdesiyle, “Sünepeliðini efendilik olarak pazarlayan teyze adamlar” yýllarca FETÖ’ye erketelik yaptýlar. Bakmayýn bugün FETÖ’ye sövdüklerine, Fetullah’ýn iðfal etmesine izin verdikleriyle ‘beyni’ hâlâ taþýyorlar!.. Cihad, þehadet mefhumlarýný lugatlarýndan çýkartan bu “teyze adamlar”, 15 Temmuz gecesi Müslüman Anadolu halkýnýn þehadete koþmasýný þaþkýnlýkla izlediler!.. Bugün de, maðduriyet edebiyatý yaparak FETÖ’ye vefa borçlarýný ödüyorlar!
Hamdolsun, suyu tersine akýtmaya çalýþanlar suyun altýnda kaldý. Üstad Necip Fazýl Kýsakürek’in, maya tutmasý için, uðrunda, otuz küsür yýldýr, devrimbaz kodamanlarýn viski çektiði kamýþtan borularla ciðerinden kalemine kan çekerek kývrandýðý ve zindanlarda çürüdüðü gençlik bugün “dava taþýný gediðe” koyma aþamasýna gelmiþtir.
Sayýn Erdoðan’ýn dediði üzere, inþaallah bu gençlikle çok farklý ufuklara gidilecektir. Batý’nýn panikle Papalarý etrafýndan toplanmalarý da gösteriyor ki; surlarý, bir daha tamir edilemeyecek þekilde yerle yeksan olmak üzere. Bu tablo karþýsýnda bize de þükür secdesi ve Üstad’ýn diliyle, “Ey kahbe rüzgâr, artýk ne yandan esersen es!..” demek düþüyor!