Çerçeve kimi işaret ediyor?

Bu yazı elinize ulaştığında biz, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte üç günlük bir ziyaret için Özbekistan’da olacağız. Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak ilk kez gittiği Özbekistan’da Taşkent, Buhara, Semerkant gezi planı içinde, dolayısıyla, gezinin diplomatik - siyasi hüviyeti bir yana, muhteşem bir kültür hatta maneviyat boyutu da bulunuyor. 

Ama, sanırım gezinin biz gazeteciler için bir başka heyecan verici yanı, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile içiçe gelişen Ak Parti - Başbakan arayışlarında Davutoğlu’nun da isminin geçmesi ve gezide bu yönde bir sinyal bulabilme ihtimalidir.

Davutoğlu’nun, tam da eski genelkurmay başkanı Hilmi Özkök gibi “Kasaptaki ete soğan doğramama” duyarlılığı ile böyle bir sinyal vermeyeceğini, belki veremeyeceğini tahmin etmekle birlikte, gene de gezinin özel ortamlarında, Türkiye için bir gelecek okumasına tanıklık etmek mümkün olabilecektir.

Başbakan, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanıncaya kadar parti ve hükümet ile ilgili konuların konuşulmamasını istemekle birlikte, yaptığı bazı değerlendirmelerle, bir profil oluşturmaya çalıştığı da söylenebilir. Mesela şöyle bir çerçeve:

-Üç dönem kuralı kesinlikle işleyecek.

-Parti başkanı ile başbakan ayrı kişiler olmayacak.

-2015 seçimlerine bu başbakan ve genel başkanla gidilecek.

Buna bir de “Başbakan’ın milletvekili olma şartı”nı ilave ettiğinizde, en azından Tayyip bey tarafından kimlerin Başbakan olamayacağının çerçevesinin çizildiğini anlayabilirsiniz.

Mesela bu çerçeveye göre Cumhurbaşkanlığı görevi sona erecek olan Abdullah Gül’ün parti başkanlığı en azından şu anda mümkün gözükmüyor. Neden? Çünkü, üç dönem çerçevesine girmiyor olsa bile milletvekili değil ve o yüzden başbakan olamayacak, bu sebeple başbakan ve parti genel başkanının aynı kişi olması şartına uygun düşmüyor.

Yine bu çerçeveye göre üç dönem listesine giren “Partinin Abileri”nin Başbakanlığı, ancak “geçici” yani seçimlere kadar söz konusu olabiliyor. Böyle bir “Geçici Başbakanlık” tercih edilir mi bilmem, belki demekte yarar var. O zaman seçimden sonra yeni bir olağanüstü genel kurul, yeni bir genel başkan seçimi ve yeni bir başbakan görevlendirmesi söz konusu olacak demektir.

Bu ihtimal tercih edilmezse, şu anda milletvekili olan, üç dönem çerçevesine girmeyen ve partiyi 2015 seçimlerine götürecek kalibrede görünen bir kişinin genel başkanlığı ve başbakanlığı söz konusu olacak.

Tayyip Bey’in kafasında bu isim belirlenmiş midir? Bu yönde mesela Abdullah Gül veya partinin diğer Abileri ile istişarelerde bulunulmuş mudur, bilmiyoruz. Tayyip bey’in Cumhurbaşkanı adayı olacağı, kamuoyu açısından, son ana kadar netleşmemiş olmasına rağmen, bu bilginin en azından logoyu ve seçim kampanyasını hazırlayan kadrolar nezdinde meçhul olmadığı açık olduğuna göre, hem Başbakan’ın zihninde hem de bir çevrenin mahremiyetinde Başbakanlıkla ilgili bilginin meçhul olmadığı farz edilebilir. 

Kim?

Sabah gazetesinden Mehmet Ali Berber, üç kişinin ismini vermiş. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,  Başbakan Erdoğan’ın siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan ve Başbakan YardımcısıEmrullah İşler.

Üç kriter devreye girmeden önce bu isimler, Abdullah GülBülent ArınçAli BabacanBinali Yıldırım, Mehmet Ali Şahin ile birlikte sayılıyordu.

Üç kriterden sonra Başbakan’ın Ak Parti grubu içinde ve üç dönemlik olmayanlar arasında aranması gerekiyor.

Burada kamuoyuna yansımış bir bilgiyi daha paylaşmak faydalı olur diye düşünüyorum. O da sayın Davutoğlu’nun muhtemel Başbakanın iş tutma tarzına yönelik çerçevelemesi. Şöyle ki:

“-Ne kendimi ispat edeceğim diye isyana yönelen ne de kullanılıyor izlenimi verecek bir siliklik içine sürüklenen... “ 

Bu çerçeve bir başka ifade ile “Güçlü ama uyumlu Başbakan” diye ifadelendirilebilir. Yani kamuoyunda güdümlü, sahibinin sesi izlenimi vermeyecek, ama Cumhurbaşkanı ile yetki savaşına da soyunmayacak bir kişilik. Ve tabii, seçimlere giderken, kitlelerle heyecan buluşması sağlayacak bir kişilik.

Kimdir o?

Bakalım bu gezide sayın Davutoğlu, bu konuda önümüzü aydınlatacak bir ışık yakacak mı?