Ceset stratejilerinin hakim olduðu kalýcý savaþa ilerliyoruz

1989 yýlýnýn Temmuz ayý sonlarýnda, Kosova’daki çatýþmalarý izlerken karþýlaþtýðýmýz o Sýrp kalabalýðý gördüðümüzde rahmetli Savaþ Ay, sevgili Coþkun Aral ve ben, Hitler’in ruhunun 2. Dünya Savaþý’ndan yalnýz 45 yýl sonra insanlýðýn üzerinde þekillenmeye baþladýðýný tahmin edemezdik. 

Sýrp faþist lider Slobodan Miloþeviç’in Kosova Savaþý’nýn 600’üncü yýlý nedeniyle Gazimestan Anýtý önünde yaptýðý ve Balkanlar’daki tüm etnik/dini gruplara tehdit yüklü konuþmadan dönen o kalabalýðýn bugünlere kadar uzanan etkisini anlamamýz için de çok erkendi...

Avrupa, Yugoslavya Savaþý’nda etnik/dini çatýþmaya ve devletlerin yeniden “tek-kültür” zemininde þekillenmesine izin verdi, bugün Irak-Suriye coðrafyasýnda yaþadýðýmýz kanlý öykünün baþlangýç noktasýný yarattý...

Ýnsanlýk, Sýrp faþistlerin toplama kamplarýný, o kamplarda açlýktan ölen insanlarý, çocuk ve kadýnlara dönük eziyeti son Balkan Harbi’nde yaþadý, trajedi 1991’de baþladý, 2001 yýlýnda sonlandý.

Balkanlar’da sonlandýðýna inandýðýmýz etnik/dini çatýþmalarýn Irak ve Suriye’ye taþýndýðýný izledik. Bu arada Myanmar’da Budistler Müslüman kesmeye baþladý, Afrika’ya yeni hesaplaþmalarýn tohumlarý atýldý... Bir yalan üzerine kurulu Irak’taki ABD-Ýngiliz iþgali, arkasýnda bir milyon insanýn öldüðü Sünni-Þii Savaþý’ný býraktý, ayný savaþ bugün Suriye’ye yayýlarak sürüyor...

Bosna Savaþý’nýn Srebrenitsa’sý ile Suriye’nin Madaya’sý arasýnda ne fark var?

Hiçbir fark yok... Ýnsanlýk, Yugoslavya daðýlýrken girdiði etnik/dini hesaplaþmalarýn bir baþka etabýný yaþýyor o kadar...

...Ve yarýn Avrupa’nýn kapýlarýna dayanmýþ milyonlarca insanýn bir sosyo-siyasal deðiþimin tetikleyicisi mi, yoksa, yeni bir soykýrýmýn zavallý kurbanlarý mý olduðunu henüz bilmiyoruz...

Gördüðümüz, “geliþmiþ” toplumlarýn “çaðdaþlýk” iddiasýnýn korku ve ýrkçýlýkla yok olmasýndan baþka bi’þey deðil...

Kapitalizm savaþý kalýcý kýldý

CIA’nýn özel fonlarýndan destekle Samuel P.Huntington’a 1996 yýlýnda Medeniyetler Çatýþmasý’nýn neden yazdýrýldýðý anlaþýlýyor. Kapitalizm, bir dünya savaþý deðil, “birbirinden baðýmsýzmýþ gibi görünen” ama süreklilik gösteren çatýþmalar arzu ediyor.

Bu çatýþmalar, bizi, savaþa alýþtýrýyor, yaþam biçimimizin barýþ zeminli olmaktan çýkmasýna neden oluyor, yaþadýðýmýz kentin bir yerinde kanlý bir hesaplaþma yaþanýrken, kendi mahallemizde hiçbir þey olmamýþ gibi yaþamamýza yol açýyor...

Ýstanbul’un Sultanahmet’inde canlý bomba patladýðý gün, Ýstanbul Borsasý’nýn günü yüzde 1’lik yükseliþle kapatmasý, döviz piyasasýnda düþüþ yaþanmasý bunu açýk bir iþareti.

Savaþlardan artýk borsalar bile etkilenmiyor...

Merak etmeyin... Bizleri büyük bir hesaplaþma, ne bileyim bir “3’üncü Dünya Savaþý” beklemiyor, o, “finansal kapitalizmin” çýkarlarýna aykýrý. Küresel ekonomide insanlýðýn yarattýðý toplam yýllýk servetin yarýsýna el koyan yüzde 1’lik azýnlýk hepimizin “küçük ve daðýnýk” savaþlarla oyalanmamýzý istiyor...

Rusya zavallý bir hayalin peþinde

Putin, boþ yere, dünyanýn bir kez daha iki kutuplu olmasýnýn ve kendine ait alanda imparatorluðunu kurmanýn yollarýný arýyor, büyük ve gerçekleþmesi imkansýz bir hayal...

Rusya, Yugoslavya Savaþý’nda Sýrp faþist Miloþeviç’in yanýnda yer alýp, yüzbinlerce insanýn kanýnýn dökülmesine neden olmuþ, þimdi de ayný iþi Beþar müttefikliðiyle Suriye’de tekrarlayan zavallý bir ülke...

Emperyalistler, çýkardýklarý kanlý bir savaþtan ellerini temizleyerek çýkmak istediklerinde Rusya’yý çaðýrýyorlar!..

Bir yönüyle baktýðýnýzda, Latin Amerika/Meksika’nýn uyuþturucu kartelleriDAEÞ, Putin’in oligarklarý ve George W. Bush gibi bir felaketten sonra Donald Trump’ý da çýkarmayý baþaran Amerikan “egemen güçlerinin” birbirinden ne farký var?..

Hepsi, kara paralarýn ve “ceset stratejilerinin” üzerinde þekillenmiþ pespaye yapýlanmalar...

Pentagon Suriye-Irak’taki hesaplaþmanýn en az 10 yýl süreceðini söylüyor, bu Yugoslavya Savaþý’nýn süresi kadar...

Bittiðinde bilin ki, bir baþka coðrafyada yeni bir çatýþmanýn temeli çoktan atýlmýþ olacak...

Hepimiz, Vladimir Putin’in ne kadar baþarýlý bir katliamcý olduðunu kýsa zamanda anladýk... Tarih affedecek mi, hayýr...

Ama en anlamlý çýkýþý, Paris ziyaretinde Suriye muhalefetinin koordinatörü Riad Hicab “Tarih Obama’yý affetmeyecektir” sözleriyle yaptý... Hicab, korkunç kumpasý yaþadý ve belki de son bir çýðlýk attý...

Geleceðe dönük bir çýðlýktýr... Yalnýz geçmiþte ve bugün katledilen çocuklar için deðil, geleceðin soykýrým kurbanlarý için de...