Cevap bulması gereken sorular var...

7 Haziran’da AK Parti’nin yüzde 41 almasıyla beraber bir anda tuhaf bir söylem değişimine giden sözde İslamcı kimi yazarları ve eski medya yöneticilerini uzun zamandır eleştiriyorum. 7’li çete dediğim bu grup 7 Haziran’a kadar Erdoğan’a tek bir eleştiri bile getirmemiş bir gruptur. Tam aksine Tayyip Erdoğan’a yağdanlık adına söylenebilecek en saçma lafları yazmış ve söylemiş grup da bunlardır. Öte yandan tasfiye oldukları Kasım 2013 döneminden itibaren sağda solda Tayyip Erdoğan ve ailesine dair yakışıksız konuşmalar yaptıklarını biliyorduk. Rantları kesilince nargile eşliğinde Erdoğan’a hakaretlere başlamışlardı. Bizim mahallenin medyasında bunu herkes biliyordu. Sırf kendi rantiye konumlarını kaybettikleri için Erdoğan Ailesi’ni Yeltsin Ailesi’ne benzetecek kadar çirkinleşen bu grup 7 Haziran öncesi de yalakalığa devam ettiler. O süreçte ise kendi içlerinden geçenleri ise eskiden beri tuhaf ilişki içinde oldukları itibarsız tip Levent Gültekin yazdı. Bunlar ise hırsız diye andıkları Levent Gültekin’in Tayyip Erdoğan’a dair iğrenç yazısını ise açık açık övdüler ve desteklediler. Bu bir kulis bilgisi değil, açık ve net internet arşivlerinde var olan bir skandaldır...

Recep Tayyip Erdoğan’a belaltı vuran bu ahlaksız yazının reklamını ve övgüsünü twitter ve facebook’ta İbrahim Kiras’ın yaptığını yazdım. Bu zaten gizli değil, son derece açık bir bilgiydi. Bir yazarın Erdoğan’a hakaret eden bir yazıyı niçin paylaştığı ve okunmasını tavsiye ettiği herkesin cevaplaması gereken bir sorudur.  Şimdi bu durumu sorgulamanın nesi yanlıştır? Gültekin’in 26 Kasım 2014 tarihli bu iğrenç yazısının tıpkı Kiras gibi twitter kanalıyla reklamını yapanların beni hedef almasına şaşırmıyorum. Zaten referansı Gültekin olanın söyleyeceği herhangi bir söz de yoktur.

Buradan tekrar soruyorum: Erdoğan’a ve ailesine hakaret edilen bir yazıyı paylaşan birine de kefil misiniz? O zaman herkes Sayın Cumhurbaşkanımıza hakaret edilen bir yazıyı rahatlıkla paylaşabilir. Eğer bu soruma cevap vermeyerek geçiştirme taktiği izleyen kim olursa olsun, cevabın EVET olduğunu anlayacağım...

Beni hedef alanlar sürekli Erdoğan’a yönelik her eleştiriyi hainlik olarak takdim ettiğimi söyleyerek kara propaganda yapmaya da devam ediyor. Bilakis ben Erdoğan’a ve AK Parti’ye yönelik iyi niyetli ve tutarlı her eleştiriyi çok çok önemseyen ve böyle eleştirmenlerin artmasını destekleyen bir adamım. Böyle iyi niyetli eleştirmenlere yönelecek bir saldırı dalgasında kalkan olan bir adamım ben. Geçen cuma günkü yazımda da belirttiğim gibi rantsız, çıkarsız, iyi niyetli eleştirel çaba ile rant kavgalarının ayrılmasını ısrarla savunuyorum. İyi niyetle ve entelektüel analiz yeteneğiyle yapılan en sert eleştiriler bile kıymetlidir. Başbakanımız Davutoğlu geçenlerde böyle akademisyenlerle iftar etti ve sabaha kadar eleştirileri dinledi. Aynı şekilde Cumhurbaşkanımız Erdoğan da Beştepe’de bu isimlerle buluştu ve tenkitlerini saatlerce dinledi. Yeni Türkiye için doğru olan da budur. Halil Berktay, Hakan Erdem, Süleyman Seyfi Öğün, Ali Yaşar Sarıbay, Ali Bayramoğlu, Cemil Koçak, Atilla Yayla, Berat Özipek, Etyen Mahçupyan, Gülay Göktürk vb gibi gerçek eleştirel aydınların tenkitlerini önemsemeliyiz. Öte yandan sırf kendi imtiyazları kayboldu diye etikçilik, eleştirelcilik oynamaya ve Erdoğan’ı arkadan hançerlemeye kalkışanların da kötü niyetini tespit etmeliyiz...

Şimdi eleştirel aydın pozu takınan bu 7’li çetenin daha çok yakın bir zaman önce 80-100 tane üstü çıplak, deri maskeli, deri eldivenli adamlar gibi saçmasapan kurgular üreterek bizleri haklı iken haksız duruma düşürdüğünü de herkes hatırlıyor. O gün gerçekten mağdur olan Develioğlu Ailesi bu saçma kurgular yüzünden sonrasında bir kez daha mağdur oldu. Kendi söylemedikleri ve ayıp olmasın diye inkâr edemedikleri şeylerle insanları bir kez daha doğradı Aydın Doğan’ın medyası. Bütün bunları hükümete yaranmak için yapanlar şimdi eleştirel aydın pozu takınacak öyle mi?  Kusura bakmayın buna kargalar bile güler...