Pandemi her þeyi etkilediði gibi Birleþmiþ Milletler'in toplanma rutinini de etkiledi. Geçen sene mekânsal anlamda tarihinde ilk kez toplanamadý. Bir yýl aradan sonra bu seneki Genel Kurul'un haliyle en öne çýkan gündemi küresel kovid-19 salgýný oldu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, her yýl olduðu gibi bu yýl da BM'nin adil temsil temelinde reforma ihtiyacý olduðunu vurguladý. BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin veto hakký dolayýsýyla eþit ve adil temsil ilkesinin hiçe sayýldýðý gerçeði pandemiyle birlikte daha da görünür hale geldi. Cumhurbaþkaný Erdoðan bu son genel kurulda özellikle bunun altýný çizdi.
Uluslararasý kurumlar, kuruluþ amaçlarýndan uzaklaþtýkça daha doðrusu iþlevsizleþmeye ve giderek sistemi açan deðil kilitleyen bir hal almaya baþlýyor. Özellikle de 2. Dünya Savaþý sonrasý, Soðuk Savaþ dönemi kurumlarý bugünün çok kutuplu dünyasýný taþýyamýyor.
Pandemi bize özellikle geliþmiþ ekonomilerin açýklarýný gösterdi. Ýnsani olanýn ne kadar gerisine düþtüklerini de...
Salgýnýn ilk evresinde, maske temini noktasýnda AB ülkelerinin bile birbirini destekleyemediðini gördük.
Elimizdeki tek mücadele aracý olan aþýlama imkânýna hala bazý ülkeler hiç sahip deðil. Oysa küresel bir salgýn ancak imkânlarýn da küresel paylaþýmý ile atlatýlabilir.
Cumhurbaþkaný Erdoðan konuþmasýnda, aþýya eriþimde sýkýntýsý olan ülkelere TURKOVAC müjdesi verdi ve Türk aþýsýnýn yakýn zamanda tüm dünyanýn istifadesine sunulacaðýný duyurdu. Bir maske için ülkelerin birbirine girdiði, solunum cihazýnýn yok sattýðý günlerde Türkiye hemen tedbirini almýþ ve kendi ihtiyacýndan fazlasýný üretip dýþarýdan gelen talepleri karþýlayabilmiþti.
BM'nin tabii ki tek gündemi pandemi deðildi. Cumhurbaþkaný da göç ve insani yardým baðlamýnda Suriye, Afganistan konularýnda Türkiye'nin pozisyonunu ifade eden önemli mesajlar verdi. Ama Türk heyetinin baþka bir gündemi daha vardý New York'ta. 2017'de temeli atýlan Türkevi'nin açýlýþý gerçekleþtirildi. BM binasýnýn hemen karþýsýnda Türkevi, Türkiye'nin diplomatik misyonunu tahkim edecek sembol bir yapý oldu. Cumhurbaþkaný Erdoðan üç gün boyunca tüm kabullerini burada gerçekleþtirdi. Yaný sýra Hanýmefendi, yine Türkevi'nde Türkiye'nin yumuþak gücü diyebileceðimiz bir dizi diplomasi etkinliði icra etti. Önce konuk ülkelerin baþkan eþlerinin de katýldýðý "Afrika Ziyaretlerim" kitabýnýn tanýtým toplantýsýnda konuþtu. BM gündeminde her zaman yer tutan Afrika nüfusunun pandemi dönemindeki sadece yüzde 3'ünün aþýya eriþimi olduðunu söyledi. Anlayacaðýnýz Afrika TURKOVAC'ý beklemek durumunda.
Hanýmefendi, YTB ve Kültür Bakanlýðý'nýn gerçekleþtirdiði "Osmanlý'nýn Amerikasý" belgesel lansmanýna da katýldý.
Ve tabii yine BM'nin son 10 yýldýr hep en önemli gündem maddesini oluþturan iklim deðiþikliðiyle doðrudan iliþkili "çevre" gündemi.
Türkiye Ýþ Kadýnlarý Derneði'nin (TÝKAD) konferansýnda konuþan Emine Haným, "Ýklim deðiþikliði ile mücadelede gidiþata yön verebilecek son nesil olduðumuzu ve bu noktada kadýnlara büyük sorumluluk düþtüðünü" vurguladý.
"Ýklim mültecisi" kavramýný bundan sonra daha sýk duyacaðýz belli ki. Çünkü iklim deðiþikliðinin yol açacaðý göç oranlarý her geçen yýl negatif yönde güncelleniyor. 20 milyon insanýn yakýn gelecekte iklim deðiþikliði dolayýsýyla yerinden olmasý öngörülüyor.
Öyle anlaþýlýyor ki küresel ýsýnmanýn önünü alacak þekilde yenilenebilir enerji alanlarýna yönelmek ve tabiatý tüketmekten vazgeçmek artýk "sosyal sorumluluk" evresini çoktan geçmiþ durumda ve bir "zorunluluk" olarak karþýmýzda duruyor.
"Tükenen bir dünyanýn maðdurlarý deðil iyileþen bir dünyanýn þifacýlarý olabilir."
Bu çok güçlü bir mesaj, Emine haným tüm dünya kadýnlarý bu çabaya davet ediyor. Hayatlarýný baþkalarýna adayarak yaþayabilen varlýklarýz. O halde bu yükü de omuzlayabiliriz.