Kocamustapaþa’da oturuyoruz. Küçüðüz, okula gitmiyoruz. Evimizin önü Davutpaþa Camii’nin þadýrvanýnýn merkezde olduðu bir meydana açýlýyor. Eskiden caminin avlusu olan meydana...
Çoluk çocuk, hepimizin dilinde ‘Yabancý olduk þimdi’. Demek ki zamanýn kültürü buymuþ, pop, rock vesaire yerine, sanat müziði.
Ötekiler de yok deðil. Meyhaneye benzer bir yer, Haseki’den Kýzýlelma’ya doðru giderken solda, bir aralýkta. Arasýra önünden geçiyoruz. ‘Dol karabakýr dol’ çalýyorlar ikidebir. Bir de, ‘Ablaný alacaðým, eniþten olacaðým.’
Ama güzel, mahalledeki çocuklarýn aðzýnda, ‘yabancý olduk þimdi’ veya ‘Ýstanbul’u artýk hiç sevmiyorum’ gibi, o günlerin yeni çýkan sanat müziði þarkýlarýn dolaþmasý.
Takým da tutuyoruz. Ben henüz anlamýyorum ama ‘Lefter çýktý sahaya, topu dikti havaya’yý biliyorum. ‘Þenol Birol gol’ü biliyorum. Eh, bir süre sonra, Fenerliyiz. (Akil balið olunca Trabzon.) Okula da gitmeye baþladýk. Gazete mazete okuyoruz.
Bizim eve iki gazete giriyor. Biri Tercüman, öteki Bugün. Eygi’nin Bugün’ü. Hayat Mecmuasý da giriyor ara sýra. Yani Þevket Rado’yu da Þevket Eygi kadar biliyoruz. Tek tük Hürriyet. Bazen Tohum, Hilal.
Spor meraklýlarý için Tercüman muhteþem bir gazete. Necmi Tanyolaç, Ýslam Çupi, Tevfik Ünsi, Ali Gümüþ, Orhan Ayhan, daha birçok yazar var. Yazarlarýn hiçbiri Fener yazarý, Beþiktaþ yazarý, Galatasaray yazarý deðil. Her köþede bir nalýncý keseri yok yani.
Yabancý takýmla mücadele eden Türk takýmýný herkes tutuyor. Yani bir nevi milli dayanýþma.
Dayanýþýyoruz, dayanýþýyoruz, sonuç yok, hep yeniliyoruz. Yenilmediðimiz zamanlarda da kalecimize panter ünvaný veriyoruz. Ya da ‘kalesinde devleþti’ diyoruz.
Hakem marifetiyle elde edilen galibiyetlere ‘haksýz’ diyor yazarlar. Taraftarlar da o þekil galibiyetten pek lezzet almýyor.
Bu ahlakýn, Ali Þen ve Ömer Çavuþoðlu gibi spor adamlarý döneminde bozulduðunu düþünüyorum.
Dallas dizisinin de altýný çizmem lazým. Yani biraz Ceyar, biraz Ali Þen. (Ceyar’ý oynayan Larry Hagman da dün öldü. O çaðrýþým mý yazdýrdý bu yazýyý bana?)
‘Haksýz olsun bizim olsun’ ahlaký, o dönemde yerleþmeye baþladý.
Yabancýlarla oynanan maçlarda Türk takýmlarýnýn yenilmesini temenni etme adeti de bu sýralarda mayalandý. Ve maya tuttu. Þimdi, Fenerli, Cimbom yenilince, Cimbomlu da Fener yenilince seviniyor.
Ayný þey siyasete de bulaþtý.
Mesela, biz Türkiye’yiz. Ýsrail, Gazze’ye saldýrýyor. Ýnsaniyet, bu saldýrýlara hiç olmazsa üzülmeyi gerektirir.
Ýktidar bu saldýrýlara üzüldüðü için, serin duruyor bizim yazar çizerlerimiz.
‘Ýçimizdeki Ýrlandalýlar’ lafý ne kadar esaslý lafmýþ! (Hadi biz, içimizdeki Ýsrailliler demeyelim.)
Türkiye ateþkes mi saðlamaya çalýþýyor. ‘Hayýr, Türkiye bir þey baþaramadý, Mýsýr baþardý!’
Güzel kardeþim, tamam, Mýsýr da baþarsýn, biz de baþaralým, ne olur? Hep birlikte görmedik mi Erdoðan’ýn Kahire’de gecesini gündüzünü nasýl bu iþe verdiðini.
Yok! Biz baþaramadýk. E Hakan Fidan nasýl koþturdu oralarda? Davutoðlu, nasýl canýný diþine taktý. Ömer Çelik, nasýl mesai sarf etti.
Bizimkiler, rahatsýz. Týpký Fener Manchester’i yenince rahatsýz olan Galatasaraylýlar gibi. (Veya tam tersi.)
Ah! Bir rahatsýzlýk daha.
Açlýk grevi. Bir kiþi ölmeden bitti. Ellerinden oyuncaðý alýnmýþ bebekler gibi canlarý sýkýldý. Ne olurdu bir kaç gün daha sürseydi. Belki bir mahkum, tutuklu ölür, gürültü çýkardý!
Nasýl insaniyet sarmýþtý içlerini dýþlarýný. Mübarek, Kýlýçdaroðlu bile üzülüyordu, can kaybý olacak diye.
Söylemesi ayýp, bir refikimiz de, Süleyman Uludað’dan fetva almýþtý. ‘Açlýk grevini durdurmaya uðraþmak lazým’ diyordu, Süleyman Hoca. Doðru da söylüyordu.
Niye sormadýlar acaba, ‘hocam, açlýk grevi yapmak caiz mi’ diye?
Hiç kimse, Açlýk grevini PKK durdursun veya BDP durdursun demedi. Ýlle de iktidar durduracak. Durmazsa kabahat iktidarýn olacak. Grevi yaptýranlara tek laf etmedi kimse.
Esed sevgisi ayrý alem. Katil oðlu katil... Katil Hafýz Esed’in katil oðlu katil Beþþar, ne muhterem, ne mübarek adammýþ meðer. Adamý, daha saðlýðýnda türbe yapýp ziyaret ettiler!
Siyasette nasýlsalar, ekonomide de öyleler. Fitch Türkiye’ye iyi not verince üzüldüler, Moody’s notu artýrmayýnca sevindiler.
Ýyi iþlere üzülmeleri kötü, çünkü daha çok üzülecekler.
Þimdi desem ki, bu ahlak, Ali Þen’den veya Dallas’taki Ceyar’dan kaldý, bana daha eski misaller getireceksiniz. Ýttihat ve Terakki diyeceksiniz, Bizans diyeceksiniz...
Haklýsýnýz, onlardan da kaldý.
Bu yazýnýn içine Aziz Yýldýrým’ý dahil etmeyiþimi yadýrgayanlar olabilir. Ne diyeyim, onlar da haklý!