Halam anlattı ağzı açık dinledim...
Evlendikten 20 yıl sonra yaşlı biri kapınızı çalsa ve "Senin düğününde ben çeyrek altın taktım, oğlum evlenmiyor, çeyrek altınımı geri ver" dese tepkiniz ne olurdu?
Çünkü benzer durumla karşılaşan pek çok kişi varmış. Ben şaşırıyorum ama bunu normal karşılayan epeyce kişi de var. Ben düğünlerdeki takılar genç çifte destek olsun diye gönüllü veriliyor diye düşünüyordum. Peşine düşmek de hiç aklımdan geçmez. Oysa emanet veriliyormuş! Hatta bu durum "sana biz yarım altın taktık sen çeyrek taktın" diye tatsız tartışmalara bile sebep oluyormuş. Düğün videoları açılıyor. Kim ne takmış diye tek tek bakılıyor.
Bir de takı kuyruğunda beklerken tanıdıklara karşı "az mı takıyoruz acaba?" diye ezilme hissiyatı var. Bu yüzden düğünlerde takı işine son verip "herkesin gönlünce eğlendiği bir formül mü olmalı?" sorusu aklıma geliyor. Sonra o takılar gençler hayata atılırken epey yararlı oluyor diye düşünüyorum. Arada kalıyorum.
Ama yine de "20 yıl önce taktığın çeyrek altının peşine düşmek nedir?" diye sormadan edemiyor insan :))
ANAHTARLAR ELDE KALDI
Emlakçılar bugünlerde çok dertli. Zira anahtarlar ellerinde kaldı. Dükkana girdiğinizde duvara asılı anahtarların çokluğu dikkatinizi hemen çekiyor. Zira tutturabildiğine sat dönemi, fahiş fiyatlı satışlar, konut kredi faizleri yükselince bitti. Konut fiyatları düşüyor. Ancak bu kez de faizler yüksek olduğu için kimse o kadar çok borcun altına girmek istemiyor. Yakında müteahhitler "evler elimizde kaldı, hükümet düşük faizli konut kredisi versin" demeye başlar. Ancak geçmişte düşük faizli kredi imkanı gelince hemen evlere yüzde 20 zam yapıldığını gördük. Kısır bir sarmalın içindeyiz.
Bu arada kredi kartlarındaki yüksek komisyonlar esnafı yeni çözüm arayışlarına itti. IBAN'a at uygulaması yaygınlaşıyor. En son Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası sosyal medyadan kredi kartlı alışverişlerdeki banka komisyonlarına isyan etti. Yani bankalar bindiği dalı kesiyor gibi görünüyor. Benden söylemesi.
BATI TRAKYA TÜRKLERİ YALNIZ DEĞİLDİR
İskeçe'deki soydaşlarımızın yeni bir okula en azından prefabrik sınıflara ihtiyacı var. Zira sınıf mevcutları arttığı için Atina yönetimi yeni okul tahsis etmek yerine onları sabahçı öğlenci yapıyor. Uygulamaya "Vardiyalı eğitim" deniyor. "E ne var bunda? Bizde de var" diyenler çıkar diye söylüyorum. İskeçe'deki okula sırf Yunan okullarına gitmemek için 40 KM öteden gelen Türk öğrenciler var. Gece köylerine dönmeleri çok ama çok zor oluyor. Ve mecburen Türk okulu yerine Yunan okullarına gitmek zorunda kalıyorlar. Bu da asimilasyona sebep oluyor. 11 gün eylem yaptılar. Atina yönetimi geri adım attı. Ama tekrar olmasının önüne geçmek gerek. Türkiye'den bir babayiğit çıkar ve okulu yapar inşallah.
ALKIŞLAR TRT WORLD İÇİN
TRT World'ün "Off the Grid: Ukrayna Savaş Günlükleri" belgeseli, Uluslararası Emmy ödülünü aldı. Eski dostum, TRT World Kanal Koordinatörü Bora Bayraktar, 24 yayınında yaşadığı sevinci bizimle de paylaştı. Türkiye'nin bakış açısıyla dünyaya habercilik yapmak çok kıymetli bir iş. Zira uluslararası habercilikte batı ajansları piyasayı parsellemiş durumdu. Yıllarca "İsrail Zulmü" yerine "Filistin Sorunu" diye mesele ele alındı. Yahudi işgalciler yerine Yahudi yerleşimciler denildi. Yani haber dilini da batı belirledi. Neyse o günler geride kalıyor. Yerli ve milli anlayışla uluslararası başarılara da imza atılabiliyor. Alkışlar bu sürece emek verenlere.
ELON MUSK "MAKARNACI! MI OLDU?
ABD'li milyarder iş adamı Elon Musk da "makarnacı!" oldu galiba. Baksanıza CHP'li gazetecilerin "panayır yeri" dediği, TEKNOFEST için tebrik mesajı gönderdi. Seneye mutlaka katılacağını söyledi. Erdoğan da bekliyoruz cevabı verdi. Erdoğan'ın teknoloji görmek için 10 bin kilometre öteye gitmeyin TEKNOFEST'e gelin çağrısını Elon Musk bile duydu ama bizim muhalefet sağır sultanı oynuyor.
Teknofest'te birçok gururlandığımız hikaye vardı elbette.
Ama SOLOTÜRK'ün minik misafiri Can'ın hikayesi hem gurur, hem azim, hem de duygu yüklü.
SOLOTÜRK'ÜN "CAN"ı için linki buraya bırakıyorum. Bir tık mesafesinde
