Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Selahaddin E. ÇAKIRGÝL
Tüm Yazýlarý

‘Ceza ve Af' konularý tartýþýlýrken..

Görünmez ordular’ýn saldýrýsýndan korunmak için, aslî siperlerimize, evlerimize çekildik; bütün dünyada olduðu gibi.. Konunun ciddiyeti, tehlike materyalist dünyaya dayanýnca anlaþýldý. Belki o ‘görünmez ordular’ca ‘esir’ alýndýðýmýz da söylenebilir. Ama, Anadolu’da küçük köy ve kasabalarda bu konunun ciddiyetinin hâlâ da anlaþýlmadýðýnýn haberleri geliyor. Evet, ölümü perdenin bu tarafýndan o öbür tarafýna geçmek olarak anlayan Müslüman insan, Allah’a tevekkül havale eder, ama, ‘aklen ve þer’an alýnmasý gerekli tedbirlerden sonra..’

Ama, bu bugünlerde asýl düþünülmesi gerekenler, sýðýnacak bir evi olmayanlar ve evinde ekmek bekleyenlere bir þey götüremeyenler olmalý..

Gerçi, resmî makamlarla, hayýr kuruluþlarý ve sosyal yardýmlaþmanýn gereðince hareket eden iyi komþular bu konuya hassasiyetle eðiliyorlar; ama, asýl mes’ele, hayatýný idame ettirebilmek için, ‘medâr-ý maiþet motoru’nu günlük olarak çalýþtýrmaya mecbur olanlarýn durumunu unutmamak..

***

Ama, bugünlerde daha da huzursuz bir yer daha var: Cezaevleri..

Bu mekânlar, yüzbinlerle týklým-týklým.. Çünkü, AK Parti iktidara geldiðinden beri af çýkmadý. Yalnýzca, cezaî durumlar deðiþmeden, ‘Ýnfaz Kanunu’ndaki bir takým deðiþikliklerle bir kýsým mahbus/tutuklu ve mahkûmlarýn tahliyesi kolaylaþtýrýldý, o kadar..

***

*’Ýnfaz Kanunu’nda gecikmenin bedeli..

‘Suçsuz cezâ ve cezâsýz suç olamaz..’ ilkesi, 2500 yýldýr bilinen bir hukuk kuralý.. Ama, ‘Coronavirus’ cezaevlerine de bulaþacak olsa, hayatlarý Devlet’in teminâtýnda olan mahbus ve mahkûmlar, büyük bir facia ile karþýlaþabilirler. Bu bakýmdan, bugünlerde, Meclis’te, -cezalarýn aslý durmakla birlikte-,meþrûten/ þartlý tahliye’ yollarý aranýyor, ‘Ýnfaz Kanunu’nda yapýlacak deðiþikliklerle..

Bu konuda asýl etkili olan C. Baþkaný Erdoðan, ‘Devlet kendisine karþý suç iþleyenleri affedebilir; ama, þahýslara karþý iþlenen suçlarý Devlet nasýl affedebilir?’ diyor ki, doðru..

Evet, bir takým kiþiler, cinayet veya ahlâksýzlýk suçlarý gibi -telâfisi olmayan- suçlarý iþlediðinde, bu fiiller elbette kamu düzeni açýsýndan Devlet’i de ilgilendirir; ama, cinayete, tecavüze ve sair konulara mâruz kalan asýl ‘mef’ul /edilgen’, Devlet deðildir.

***

Kiþilere karþý iþlenen suçlarda Ýslâm hukukunun getirdiði çözümler çok insanîdir. Meselâ, Devlet þahýslara yönelik bir suçtan dolayý yargýladýðý kiþiye idâm cezasý verse bile, ‘kan hakký /hakk-ý dem’ sahibi olan ‘maðdur taraf’, o ‘suçlu’yu affettiðine dair bir ‘rýzaiyetnâme ve taahhüdnâme’ verirse, o ceza ortadan kalkar; sadece, Devlet, kamu düzeni açýsýndan kendi cezalandýrma hakkýný kullanýr.

***

Bizde ise bugünkü mevcud hukuk düzeni, yüzyýllýk bir laik dayatmayla, Müslüman halkýmýzýn ‘hak-hukuk’ inancýna dayanmadýðýndan, sadece cezalandýrmaya deðil, yargýlamalara da güvenilmiyor.

***

Bugünlerde, ‘Ýnfaz Kanunu’nda, büyük bir kitlenin tahliyesine yol açacak yeni düzenlemeler yapýlmak istenirken ‘eþitlik ilkesi’ öne çýkarýlýyor. Ama, böylece, en azgýn, sapkýn ve gaddar kiþilerin bile toplumun içine salýnacaðý gözardý ediliyor; ‘Rahþan Affý’nda olduðu gibi..

Ama, ‘terör suçlarý ve cinsî suçlar’ýn faillerinin istifade ettirilmemesini, Erdoðan’ýn ‘kýrmýzý çizgi’ olarak kesinlikle belirtmesinden sonra.. ‘Ýnfaz Kanunu’ndaki deðiþiklik çalýþmalarýnda gecikme meydana geliyor. Bu da ‘Coronavirus’ün iþine gelebilir; aman, dikkat!

Herhalde yapýlacak olan en pratik çözüm, canavarca duygularla iþlenen ‘katl’ fiilleriyle, hele de çocuklara karþý iþlenen alçaklýklar baþta olmak üzere, libidonal/cinsî suçlar ve dýþýndakiler için, kanunlardaki ceza hadlerinde bir indirime gitmek olmalý idi.