Cumhuriyet gazetesi için Fransa’da 12 karikatüristi katledenler “terörist” ama Türkiye Cumhuriyeti’nin adliye sarayýna girip savcýsýný katledenler “eylemci”.
Önceki gün nefesimizi tutarak savcý Mehmet Selim Kiraz’ýn kurtarýlabilmesi için dua ettik. Teröristler 6 saatlik uðraþa raðmen savcýyý tehditler savurarak katletti, üstüne bir de ses kaydý çekip dýþarýya servis etti. Savcý Kiraz’ýn örgüt evine çevirdikleri makamýnda kafasýna silah dayayarak verdikleri poz ise terörün propaganda aracýydý.
Dün gazete manþetlerine bakanlarýnýz görmüþtür, kimi þuursuzluktan kimi ise düpedüz hainlikten hadiseyi teröristin o alçak pozuyla birlikte verdi.
Açýk ara en kötüsü Cumhuriyet’ti; ülkemizin güzide ana muhalefet partisinin “yandaþ yayýn organý” hani. Son zamanlarda Ahmet Ýnsel, Nuray Mert gibi solcularý transfer eden ve Cumhuriyeti eski muhteþem günlerine ve CHP’yi de iktidara taþýyacak olan gazete...
Yazýk çok yazýk!
***
Charlie Hebdo’yu “basýn özgürlüðü” üzerinden gören, “terörü lanetle ama Charlie’nin Peygamberimize yaptýðý hakarete de sahip çýkma” diyenleri de terörü meþrulaþtýrmakla suçlayan “Cumhuriyet kafasý”, kendi ülkesinde devletin savcýsýna silah doðrultulmasýný neredeyse haklý bulacak.
Hayýr, abartmýyorum, az bile diyorum.
“Yargýdan umudunu kesenlerin kendi adaletini uygulamaya baþlamasýnýn sinyali” diyor haberin içinde.
“Berkin’in katillerinin açýklanmasýný isteyen eylemciler”... Önceki gün yaþanan terörün bu kafa yapýsýndaki izdüþümü böyle iþte. Herhalde bu sebeple “eylemciler müdahaleden yarým saat önce Cumhuriyete konuþtu.”
Cumhuriyet de ferah feza yer verdi teröristlerin beyanlarýna. “Bu eylem mecbur býrakýldýðýmýz yöntem” demiþ teröristler.
Cumhuriyet’in önceki gün yaþanan hadiseye terör demesi için ne olmasý gerekiyordu? Mesela savcýyý katledenler sakallý olsalar, silahý sýkarken tekbir getirseler Cumhuriyet için bu bir terör eylemi olur muydu?
Kuþkusu olan var mý?
Charlie Hebdo’ya yapýlan terör saldýrýsýný kýnamamýz yetmemiþti hatýrlarsanýz, “Hepimiz Charlie Hebdo’yuz” diye bayrak sallamamýz icap ediyordu, katilleri kýnadýðýmýza inandýrmamýz için kendi memleketine Fransýz kalmýþ bu zevatý. Terörü lanetlemeniz yetmiyordu, illa Charlie Hebdo olmanýz gerekiyordu.
Cumhuriyet bu olayý o kadar ileri götürdü ki saldýrýdan sonraki ilk sayýsýnda yeniden Peygamberimizin karikatürünü basan dergiye en büyük destek Cumhuriyet’ten geldi. Derginin sayfalarýný yayýnladý, Esed muhibbi yazarlarý ise Peygamberimizin resmedildiði o meþ’um karikatürü köþelerinde yayýnladýlar. Cumhuriyet tabii ki “Ýslam’a hakaret etme özgürlüðü” adýna yazarlarýnýn arkasýnda durdu. “Ýslam karþýtý yayýn ilkelerinden” taviz vermedi.
***
Bir tek Cumhuriyet mi? Hala “merkez medya” zannedilen (ki hiçbir zaman olmadý) Doðan grubunun gazete ve televizyonlarýnda da durum çok farklý deðildi. Gezi’nin dünyanýn en barýþçýl eylem olduðuna inanmamýzý bekleyen gazeteciler, profesörler falan, koca koca adamlar kadýnlar yani, düpedüz terör sevicilik yaptýlar.
Giderek marjinalleþtiklerinin, topluma büsbütün yabancýlaþtýklarýnýn, toplumun bir kesimine olan nefretlerini artýk devlete de yöneltebilecek kadar þirazeden çýktýklarýnýn resmiydi o gün sosyal medyada muttali olduðumuz mesajlar.
Yazýk ki ne yazýk!
“Eylem nasýl sonuçlanýrsa sonuçlansýn çýkarmamýz gereken ders” diyen bile oldu. Evet evet, teröristlerin amacý da bize ders vermekti zaten. Hatta terör bir nasihat aracýydý, öyle mi?
Siz bu yalana inanmaya devam edin, ama insanlar Gezi Ruhu dediðiniz þeyin “Gezi zekanýzla” örtmeye çalýþtýðýnýz süsü sökünce açýða çýkan terör gerçeðini görüyor.
Çaðlayan Adliyesinde hortlayan o ruhtu iþte.
NOT:
Savcýmýza Allah’tan rahmet eþi ve çocuklarýna ise sabrý cemil diliyorum. Allah yüreðinizi geniþletsin, sabrýnýzý artýrsýn. Amin!