Chicago’da bir hafta sonu

Maceralı bir Amerika gezisiydi doğrusu. Ama benim açımdan büyük bir memnuniyetle bitti.

Geçen hafta sonu Niagara Fondation’ın düzenlediği etkinlikler kapsamında Amerikan vizesi almak için yaptığım başvurularda karşılaştığım tatsızlıklar ayrı bir yazı konusu olur, onun ayrıntılarına girmeyeyim ama bir gazeteci- yazardan vize için sabıka kaydı istenmesini hiç anlayamadığımı da yazmak zorundayım. Vize formuna Amerikalılar, insanın geçmişini kurcalayan sorular koymuşlar. Hapishaneye girdiniz mi, hangi suçtan girdiniz diye soruyorlar. Sorulara doğru cevap vermek zorundasınız. Ben de öyle yaptım. 12 Eylül askeri darbesinden sonra hapishaneye girdiğimi, ama bağlı olduğum örgütün herhangi bir terör eylemine başvurmadığını yazdım. Elçilikten bu defa de mahkeme kararı istenmez mi! Mahkeme kararını ara ki bulasın, arşivlerde bile kalmamış, kaydı silinmiş. Bunu söyledim elçiliğe. Bu defa sabıka kaydı istediler. Sabıka kaydında, adli sicil arşiv kaydına rastlanmadı diye yazıyordu, ama adli sicil kaydı vardır diye de bir ibare yer alıyordu. Adli sicil kaydının sebebi de 2007’de Kürtçe konuşmaktan aldığım ve ertelenen altı ay hapis ve beş yıl da denetimli serbestlik cezası. Bu konular Türkiye’nin gündeminde değil artık, Kürtçe konuşmak serbest, ama buna rağmen elçilik görevlileri mahkeme kararının Türkçe tercümesini istenmekte bir beis görmediler. Amerika’nın Türkiye’yi hangi tarihten kalma anlayışlarla izlediğine iyi bir örnek oldu bu davranış. Kürtçe konuşmanın suç olmaktan çıktığını bile bilmiyorsunuz, ya da biliyorsunuz ama bir gazeteci-yazardan sırf bu gerekçeyle sabıka kaydı isteyebiliyorsunuz, sonra da Ergenekon davaları ve tutuklu gazeteciler için ayda bir raporlar yayınlayıp duruyorsunuz. Sabıka kaydı istediğiniz kişi de, sizin dışişleri bakanınız Türkiye’yi ziyaret etmeden önce, davet edip fikirlerini almak istediğiniz bir kişi.

Ama aynı kişi Amerika’yı ziyaret etmek isteyince, sabıkasını soruyorsunuz..

Chicago havaalanına beşte indik, ancak üç saatte çıkabildik. Beraber olduğumuz Rasim Ozan Kütahyalı vaktiyle Pakistan’a gitmiş, aldılar Rasim’i ve epey tuttular.

Rasim belki bütün dünyada artık epey tanınan bir liberal olduğunu filan düşünüyordu, ama nafile, Amerikalılara liberal bir aydın olduğunu anlatabilmek için epey ter döktü. Amerikalıların yine de hakkını yemeyelim, Fethullah Gülen hareketini iyi biliyorlar. Pasaport kontrolünde ziyaretin sebebi sorulduğunda, ‘Kültürel amaçlı bir takım etkinliklere katılmak diye cevap verince, polis memuru “Gülen Movment” diye pekiştirdi.

***

Görebildiğim kadarıyla hizmet hareketi Amerika’nın sosyal, siyasal ve kültürel yaşamının bir parçası haline gelmiş. Hiçbir etkinliği, getto tipi bir kültürel yaşamı hatırlatacak cinsten değil. Turkish Amerikan Society of Chicago’nun açtığı kültür merkezinde Amerikan toplumunun bütün toplumsal ve dinsel zenginliği yansıyordu.

Hizmet hareketinin çalışmalarında Niagara Vakfı çok özel bir yere sahip.

Vakıf, çok çeşitli sosyal adalet odaklı konularda farkındalık oluşturan açık oturum ve toplum projeleri organize ediyor. Bu programlar uzun soluklu toplumsal dayanışma yaratmak umudu ile insanları birlikte çalışmaya ve dayanışmaya teşvik etmeye yönelik.

Niagara Forumları halka açık, seçkin konuşmacıların gündemdeki konulara ışık tuttuğu forumlar olarak gerçekleşiyor.

Amerika’dan Türkiye’ye bu on yıl içinde binlerce insan davet edilmiş, kültürel, sosyal buluşmalar gerçekleştirilmiş.

Türk Amerikan Kültür merkezinin açılışında gördüğümüz tablo anlamlı bir kaynaşmanın tablosu gibiydi. Eyaletin seçkin politikacıları, bürokratları, inanç gruplarının temsilcileri bir aradaydılar.

Hizmet hareketinin içinde yetişen genç akademik kuşağın çok yakın bir gelecekte, Amerikan medyasında ve akademisinde önemli bir temsiliyet sağlayacağını söylemek mümkün. Gidişat o yönde görünüyor. Ve bu Türkiye için büyük bir kazanım. Niagara Vakfı, Chicago’nun en önde gelen yüz kişisiyle, temas sağlayabiliyor ve kendi alanlarında seçkin konumlarda bulunan bu kişileri herhangi bir proje kapsamında Türkiyelilerle buluşturabiliyor. Amerika genelinde de durum bu. Avrupa’daki Türkiyelilerin örnek alacağı bir vakıf Niagara Vakfı..