Serbest Cumhuriyet Fýrkasý (SCF)’nin hazin sonunun ardýndan hemen yeni seçime gidilmiþti. Recep Peker, CHP’nin yeni genel sekreteri olarak, partiyi sadece seçime götürmeye deðil, yeniden ayaða kaldýrmaya da hazýrlanýyordu.
Baþbakanlýk Cumhuriyet Arþivi’nde bulunan CHP belgeleri, bize bu sürecin deðiþik aþamalarýný gösterirken; ayný zamanda tek-parti döneminin seçim usûlünü de gözler önüne seriyor. Hatýrlanacaðý gibi, 1946 yýlýna kadar seçimler, Osmanlý’dan gelen þekliyle, iki dereceli yapýlýyordu. Önce, kadýnlara seçme hakký tanýnýncaya kadar, yalnýzca erkekler birinci seçmen olarak ikinci seçmenlere; daha sonra da ikinci seçmenler milletvekili adaylarýna oy veriyorlardý.
Belirli sayýda birinci seçmene denk düþecek þekilde sayýca daraltýlmýþ ikinci seçmen listesi de CHP tarafýndan resmen ilân edildiðinden, parti ile baðý olmayanlarýn bu konuma yükselmesi çok güçtü. Ortada rakip bir baþka liste de olmadýðýndan, seçim aslýnda basit bir formaliteden ibaretti. Bu bakýmdan ilk seçmenlerin seçime katýlým oraný her zaman için düþüktü. Ýkinci seçmenlerin de pek öyle tercih þansý yoktu. Yine CHP tarafýndan ilân edilmiþ olan milletvekili aday listesini sandýða atmalarýnýn dýþýnda bir imkân bulunmuyordu.
Parti baðýmsýz adaylara yer açýyor
CHP, 15 Nisan 1931 tarihli genelgesinde; yirmi seçim bölgesinde otuz kadar milletvekili adayý için öneride bulunmayacaðýný belirtiyordu. Bundan amaç; CHP “programýndan baþka bir programla milletvekili olarak TBMM’de çalýþmak isteyen vatandaþlarýn” seçilmesine imkân tanýmaktý. Böylece CHP, “takip ettiði esaslara uygun olmamakla beraber; noktai nazarlarýnda samimi olanlarýn tenkit ve mütalaalarýna muhatap olmak kararýnda devam etmekte ve bu mütalaalarla kendi icraatýnýn millet karþýsýnda mukayesesinden fayda” beklemekteydi. Kýsacasý; “siyasî hayatta cumhuriyetçi, milliyetçi ve samimi mütalaalarýnýn müdavelesine [konuþulmasýna] memleketi alýþtýrmak yolunda” adým atýlýyordu.
CHP’nin parti dýþýndan aday olabilmek için koyduðu kýstaslar da ilginçti; aday olabilmek için; devrimci, devletçi, laik ve halkçý olmak gerekmiyor gibiydi; sadece milliyetçi ve cumhuriyetçi olmak yeterliydi. Ama bir önemli husus daha vardý ki, o da, samimi olmaktý. Samimiyet derecesini tesbit etmek nasýl mümkün olacaktý sorusuna ise yanýt verilmemiþti!
Ýkinci seçmen listesi
Elbette CHP tarafýndan belirlenmiþti. Nitekim, 31 Mart 1931 tarihli parti genelgesinde, listelerin CHP il yönetim kurullarý tarafýndan saptandýðýna deðiniliyordu. Zaten birkaç gün önce 15 Mart’da hazýrlanan bir genelgede bu konuda gereken talimatlar verilmiþti. Buna göre; ikinci seçmenler partice aday gösterilecek ve ilân edilecekti. Parti örgütleri, ikinci seçmen olarak, “vilâyet, kaza idare heyetlerimizden ve nahiye ve köy ocaðý heyetlerinden ve yeni intihap olunan fýrkamýza mensup belediye meclisi azalarýndan, umumî meclis azalarýndan münasip zatlar”ý seçmeliydiler. Daha önce seçilmiþ olan ikinci seçmenler arasýndan partiye baðlýlýðý devam eden ve “halk sevgisine liyakatlarýný muhafaza edenlerin” yeniden seçilmesi de uygun olacaktý. CHP üyesi olmayanlarýn ikinci seçmen olmasý uygun ve doðru deðildi. Genelgede; ikinci seçmenlerin “fýrkaya kayýtlý azadan bulunmalarý” gerekir deniliyordu.
Fakat “eski müntehibi sanilerden [ikinci seçmenlerden] olsun, yeni alýnacaklardan bulunsun, fýrkamýza fiilen merbut ve hizmet etmiþ ve etmek kabiliyetinde görülmüþ olanlardan henüz kaydedilmeyenler varsa, acele kayýtlarýnýn yapýlmasý lâzým”dý. Bu konuda yeterli özenin gösterilmesi gerekiyordu. Þöyle ki; “yeni müntehibi sanilerimizin fýrka prensiplerine, teþkilâtý esasiyeye ve þapka, tekkeler, yeni harfler gibi inkýlâp esaslarýna sadakat noktasýnda kusurlu olmamalarý göz önünde tutulmalý”ydý. Ayrýca, “bütün bu noktalardan baþka, mahalli meziyetleriyle halkýn takdirini ve sevgisini celb etmiþ olmak, müntehibi sani namzetliði için mühim bir esas teþkil etmeli”ydi. Bu arada hazýrlanmýþ listeden; bu tarihte CHP’nin Beyazýt, Diyarbakýr, Elâziz, Hakkâri, Mardin ve Urfa’da hâlâ il örgütü bulunmadýðýný görüyoruz!
CHP genelgesinde, bütün bu ayrýntýlarýn “esas noktai nazarlarý ifade etmek için yazýldýðý”na dikkat çekildikten sonra; “bu esaslarýn vereceði umumî fikirlerle hareket edilerek, vilâyet heyeti idarelerince namzetler tesbit olunacaktýr deniliyordu. “Bunun için kaza ve nahiye teþkilâtlarýmýzla fikir teatisi ve teþriki mesai olunmasý lüzumlu”ydu.
CHP soruyor…
Fakat CHP genel sekreterliði, 19 Nisan tarihli genelgesinde, bu kez de, “þimdiye kadar müstakil olarak namzetliklerini koymuþ olanlarla bundan sonra koyacaklarýn fýrkaca malûm olan hüviyet ve mahiyetleri”ni soruyordu. Ayrýca, “namzetliklerini ne gibi programlarla vaz “ettikleri de öðrenilecekti. Seçimin tamamlanmasýndan sonra, 23 Nisan tarihinde kaleme alýnan bir baþka CHP genelgesinde de; CHP ikinci seçmeni olup da, partice gösterilen adaylarý silerek, onlarýn yerine baþkalarýna oy verenlerin kimler olduðuna ve baþkaca yolsuzluklara iliþkin bilgi verilmesi talep ediliyordu.
Peki, SCF üyeleri ne olacak?
Bu da düþünülmüþtü elbette; genelgede þöyle yazýyordu: “Bilahare fýrkamýza avdet ederek [dönerek] kayýtlarýný yaptýrmýþ olmak þartýyla, Serbest Fýrka’ya girmiþ olanlar, diðer evsafý haiz olduklarý takdirde, müntehibi sani olabilirler”di. “Bazý sebepler altýnda mefsuh fýrkanýn geçici rüzgârýna tutulan ve tekrar bize avdet eden iyi zevat hakkýnda gösterilmesi gereken mukarrer olan müsamaha fikrini tebarüz ettirmek için bu fýrsattan da istifade edilmeli”ydi. Yani Serbestçilere de af çýkmýþ sayýlabilirdi. Elbette hepsine deðil; daha çok “iyi” olanlara. CHP, siyasette hoþgörüsünü gösteriyordu.
SEÇÝLEN BAÐIMSIZ ADAYLAR
Sonunda yirmi baðýmsýz aday kazanabilmiþti. Aralarýnda Halil Menteþe; Sýrrý Bellioðlu da vardý. Bir söylenti; adaylar arasýnda Kâzým Karabekir, Refet Bele, Ali Ýhsan Sabis ve Fethi Okyar’ýn da bulunacaðýna iliþkindi. Ne var ki, bu söylenti yalanlanacaktýr.
RAMAZANDA MENFÝ PROPAGANDAYA DÝKKAT!
Kýsa bir süre önce, 5 Þubat 1930’da Ýçiþleri Bakaný Þükrü Kaya, CHP Genel Sekreteri Saffet Arýkan’a yazdýðý bir yazýda; Ramazanda yaygýnlýk kazandýðý görülen menfî propagandalara karþý önlem alýnmasýný istiyordu. Kaya þöyle yazmýþtý: “Kýþýn, bilhassa Ramazan ayýnda bazý iþsizlerin kahvelerde ve sair toplantý yerlerinde kötü ruhlu adamlarýn propaganda ve dedikodularýna âlet olduklarý ve bu propagandalarýn revâcýný [sürümünü] temin ettikleri emsaliyle sabittir. Geçen sene buna karþý gelmek için mukabil propagandalar yaptýrýlmýþ ve bu hususta fýrkamýz teþkilâtýndan çok istifade edilmiþti. Bu sene de ayný veçhile yaptýrýlmakta olan irþat ve mukabil propagandalara fýrkamýz teþkilâtýnýn azamî müzaharet ve muavenetinin [yardýmýnýn] ibzal edileceðinden eminim.
Nitekim, CHP Genel Sekreterliði de örgütüne þu uyarýda bulunacaktýr: “Menfî ve muzýr propagandalarýn en ziyade revaç bulduðu zamanýn Ramazan ayý olduðu tecrübelerimizle sabittir. Vaizlerin aðýzlarýnýn açýldýðý ve oruç halde dinî tahrikatýn yapýldýðý bu ay zarfýnda, teþkilâtýmýzýn müteyakkýz olmasý lüzumu âþikârdýr. Bunun için hükûmet teþkilâtý ile ele ele vererek, bu gibi tahrikâtýn önüne geçilmesine bilumum teþkilâtýmýzca himmet olunmasýnýn icab edenlere tebliðini ve ancak oruç hali ile asabileþenlerin lüzumsuz yere tahrik edilmemelerine dikkat olunmasýnýn da ilavesini rica…”
HALK HATÝPLERÝ TEÞKÝLÂTI
CHP, yýl sonuna doðru yayýnladýðý bir genelgede de, bu kez halk hatipleri teþkilâtýna yönelik talimatlar veriyordu. Buna göre; bu görev “sadece fýrkaca fýrka arkadaþlarýmýza ve kendi aramýzda verilmiþ bir vazife idi.” Bundan dolayý; ‘ben fýrka hatibiyim’ veya ‘CHP namýna söz istiyorum’ “tarzýnda ima ile dahi olsa söz ve fikir ilâve etmek” yasaktý. Genelgede de; “CHP hatibi ibaresini havi kart bastýrmaktan veya halk hatipliðini bir sýfat ve unvan gibi kullanmaktan arkadaþlarýmý tahzir [men] ederim” deniliyordu.
MUHTAR SEÇÝMÝ
CHP Ýstanbul il baþkaný, 4 Mart 1931 tarihinde CHP Genel Sekreterliði’ne yazdýðý bir yazýda; kentteki muhtar seçiminin “kâmilen ve fýrkamýzýn namzetlerinden olmak üzere” gerçekleþtirildiðini belirtiyordu. Yüz elliden fazla mahallede yalnýzca iki yerde parti adayý seçimi kazanamamýþtý. Yazýda bu durum þöyle açýklanýyordu: “Yalnýz ikisinde tensibimiz haricinde [onayýmýz dýþýnda] ve vaktiyle Serbest Fýrka âmaline [amacýna] hizmet etmiþ zevat intihap edilmiþ ise de, onlar da kanun dairesinde fesh ettirilerek, yerine emniyetli bir þekilde ikmâl ettirilmiþtir.” Seçimde yanýlgýya yer yoktu yani! Bursa il baþkaný da, 3 Mart’ta kendi seçim bölgelerinde seçilen muhtarlarýn ahlâkî ve sosyal durumlarý hakkýnda jandarma komutanlýklarýndan bilgi talebinde bulunduklarýný yazýyordu.