CHP aynı hatayı tekrarlamaz, tekrarlamamalı

Yarın Meclis’te bir ilk gerçekleşecek: Birkaç kadın milletvekili Meclis’e başörtüleriyle gelecekler; açıklamaları bu yönde...

CHP’nin buna tepki vermesi bekleniyor. Bazı CHP’lilerin Meclis’te eylem yapacağına dair açıklamaları var; Bülent Ecevit gibi, ‘’Bu hanımlara haddini bildiriniz’’ denilecek ve sıra kapaklarına vurulacakmış...

Eylem olur mu? Olabilir; ‘ikna odası mucidi’ milletvekili bile var CHP içerisinde... Ancak, ben, örgüt olarak CHP’nin böyle bir tavrı benimseyeceğini sanmıyorum.

Kanaatim, bugünkü CHP yönetiminin geçmişten ders aldığı varsayımına dayanıyor. Öyle olmasaydı, üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan kadınlarla ilgili kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilmesi sırasında da ciddi tepkiler yükselmesi beklenirdi.

Tam tersine, yasağın suhuletle tarihe karışmasını biraz da CHP’nin tutumuna borçluyuz.

Bundan kayba uğramadı CHP, kazançlı çıktığı bile söylenebilir.

İnanmayan, “Bu hanıma haddini bildirin’’ çıkışını yapan ve Meclis’te terör estirerek vatandaşın oylarının heba olmasına yol açan siyasi kadroların âkıbetini gözü önüne getirebilir.

Sahi, bir ara ülkeyi yöneten hükümetlerde başı çekmiş DSP diye bir parti vardı, ne oldu ona?

O bağnazlığa sahip çıkmak CHP’ye de pahalıya patlamıştı; tarihinde ilk defa, 1999 seçimlerinde, Meclis dışı kaldı Atatürk’ün kurduğu parti...

Parmak hesabıyla tabloyu dün de çıkarmıştım: Ülkenin yarısının kadınlardan, onların en az yarısının da başını örtenlerden oluştuğunu düşünürseniz, bu konuda sergilenecek bağnazlığın bir mâliyeti olması gerektiğini akıl edersiniz...

CHP içerisinde de bu hesabı yapacak kadar matematiği kuvvetli politikacılar olmalı...

Peki hukuk? Bazıları bu soruyu da soruyor çünkü; Anayasa Mahkemesi’nin ve ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği ‘türban’ kararlarını hatırlatarak...

Oysa, her iki mahkeme, yürütmenin idari açıdan böyle yasaklar uygulayabileceğini karara bağlamıştı. Hükümetin yaptığı son yönetmelik değişikliğiyle YÖK’ün yasakçı uygulamadan vazgeçmesi, kararların dayanağını ortadan kaldırmış oldu. Kararlarda yer alan ‘lâiklik’ ile ilgili yorumlar, üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağına itiraz eden mağdurlar ile vekillerinin ‘lâiklik’ gerekçesini ileri sürmeleri yüzündendi.

Sözün kısası, başbakanlık yönetmeliği kapsamı içerisinde yer aldığı biçimiyle kılık kıyafet serbestisi hukuken geçerlidir.

İsterlerse Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir CHP’liler; alacakları cevap, Danıştay’ın başörtülü kadın avukatlarla, Yargıtay’ın da üniversiteye başörtüsüyle giren öğrencileri tâcize kalkışan öğretim üyesiyle ilgili verdikleri kararlardan pek farklı olmayacaktır.

Ya Meclis İçtüzüğü? İtirazcı CHP milletvekilleri başörtüsüyle Meclis’e gelmenin İçtüzüğe aykırı olacağını ileri sürüyor ya...

Meclis İçtüzüğü’nde milletvekillerinin kıyafetiyle ilgili tek bir madde (m. 56) bulunuyor. Okuyalım: ‘’Genel Kurul salonunda yer alan milletvekilleri, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilâtı memurları ve diğer kamu personeli ceket giymek ve kıravat takmak zorundadırlar. Bayanlar tayyör giyerler.’’

Neymiş? Meclis İçtüzüğü de başörtüsünü yasaklamıyormuş...

En başta söylediğimi tekrarlayayım: Bu gerçekler ışığında, CHP’nin örgüt olarak yasakçı bir tavır benimseyeceğini sanmıyorum...

Benimserlerse?

Yolları açık olsun, daha ne diyeyim?