Muharrem Ýnce kamuoyu önünde teminat veriyor, inançlý kesimin “kazaným” olarak gördüðü özgürlüklerden geri adým atýlmayacaðýný söylüyor.
Bunu bir “teminat” saymalý mý?
Kamuoyu önünde, “Hayýr, geri adým yok” diyen CHP’liler, bu sorunun (evet, baþörtüsü hâlâ “sorun” olarak görülüyor) süreç içinde, kendiliðinden hallolacaðýný, çünkü baþörtüsüne ihtiyaç kalmayacaðýný söylüyorlar.
Ýhtiyaç olmaktan çýkan bir “aparat”, nasýlsa taraftarlar bulamayacak ve bu mesele de “kendiliðinden” hallolacak.
Peki, bu nasýl olacak?
Baþörtüsü (ya da inanç alanýna ait özgürlükler) nasýl “sorun” olmaktan çýkacak?
Þöyle olacak:
Muharrem Ýnce Cumhurbaþkaný olursa (millet ittifaký da Meclis’te yeterli çoðunluðu saðlarsa), Türk halký zorunlu bir eðitim seferberliðine tabi tutulacak.
Eðitilmiþ (ve dolayýsýyla “çaðdaþ düþünce”yle donanmýþ) bireyler, baþörtüsüne ihtiyaç duymayacaklarý için, bu “sorun” da kökünden çözülmüþ olacak.
Hâlâ böyle bakýyorlar...
Hâlâ inanç alanýna ait özgürlüklerin bir “hak” deðil, eðitimle düzeltilecek bir “araz” olduðuna inanýyorlar.
Özet olarak þunu söylüyorlar: “Topyekûn yasaklamak yerine, tedrici yasaklama yöntemini benimsemeliyiz. Önce sosyolojiyi hazýrlamalýyýz ki, yasaklar ters tepmesin.”
CHP’nin sihirli deðneði “eðitim”, diðer meselelerimizi de halledecek.
Mesela kalkýnma ve refah...
Kalkýnma ve refah, ancak, CHP’nin kesintisiz iktidarýyla mümkünmüþ... CHP’nin kesintisiz iktidarý da, ancak ve sadece eðitimle saðlanabilirmiþ.
Hurþit Güneþ (bir zamanlar CHP’nin genel baþkan adayýydý), CHP’nin baþarýsýz olmasýný eðitim eksikliðine (daha doðrusu halkýn cahil olmasýna) baðlýyordu. “Eðitim eksikliði ve cehalet çokluðu nedeniyle” CHP seçim kazanamýyormuþ.
Dolayýsýyla halk (Köy Enstitüleri döneminde olduðu gibi) eðitilecek, “eðitilmiþ” halk zaten refahý ve kalkýnmayý talep edeceði için “otomatikman” CHP’ye yönelecek ve “özlenen halk iktidarý” gerçekleþecek...
Meselelerimizi “eðitim”e havale etmek...
Ýyi hoþ da...
Bu süper buluþ bazý riskleri barýndýrmýyor mu?
Eðittiðiniz halk, bakalým CHP’ye meyledecek mi, inanç ve deðer tercihlerinden vazgeçecek mi?
Çünkü þiþede durduðu gibi durmayan ve bidon kafa olmaya teþne tuhaf bir halkýmýz var. Üstelik göbeðini kaþýyor...
Þu “eðitilmemiþ” haliyle bile yanlýþý doðruyu tefrik edebildiðine, hatta seçimlerde “ince ayar” çekebildiðine göre, eðitilmiþ ve formasyondan geçmiþ haliyle kim bilir hangi çýlgýnlýklarý yapar!
Güven olmaz bu halka...
Bizi eðitmeyi kafasýna koymuþ Muharrem Ýnce’ye kötü haber:
CHP’nin iktidar olamamasýnýn nedeni, eðitim eksikliði ya da cehalet fazlalýðý deðil. Bilakis, eðitim eksikliði ve cehalet fazlalýðý CHP’yi hiç de hak etmediði halde “kurumsal bir yapý” olarak bugünlere taþýdý... Çoktan kapanýp gitmiþ olmasý lazýmdý bu partinin.
Halk, ilginçtir, cahil cühela takýmýnýn “kalkýnmacýlýk” diye dalgasýný geçtiði “sýnai kalkýnma modelini” benimsiyor ve kalkýnmacýlýðý mihver almýþ sað partilere meylediyor.
Demek istiyor ki, “Sen beni eðitme kardeþim. Sen para kazanmamýn imkânlarýný hazýrla, bana adam gibi altyapý hizmeti sun, ben kendimi eðitirim. Kültürü de, refahý da, kaliteli yaþamý da talep ederim... Ýstersem Mozart dinlerim, istersem Ýbrahim Tatlýses dinlerim. Oyumu da istediðim partiye veririm...”
Muharrem Ýnce seçim kazanmak istiyorsa üç þey yapsýn. Daha doðrusu yapmasýn.
BÝR- Halký eðitmekten vazgeçsin...
ÝKÝ- Özgürlükleri, eðitim eksikliðinden kaynaklanan bir “araz” olarak görmesin.
ÜÇ- Þiir yazmayý býraksýn.