“CHP belediyeciliði”, âdeta dillerde deyim olmuþ bir tâbirdir.
Akmayan sular, toplanmadýðý için þehre yeni bir görünüm kazandýran çöpten tepeler, çalýþmayan toplu ulaþým araçlarý, görevi olan belediyecilik hizmetlerini yapmak için rüþvet istenmesi…
Farketmez belediyeyi hangi partinin yönettiði, bu menfiliklerden birini gören vatandaþlarýmýz hemen birbirine “Ýþte CHP belediyeciliði” demekle kifâyet ederler, kelâm israfý yapmazlar. Kötü belediyecilik demek “CHP belediyeciliði” demek olduðundan halkýmýz, belediye baþkaný baþka partiden de olsa hemen hükmü koyar: “Sen CHP belediyeciliði yapýyorsun!”
Bir halkýn zihnine, bu þekilde de olsa kazýnmýþ olmak büyük bir iþ olsa gerek, deðil mi CHP’li yoldaþlar!..
CHP belediyeciliðinde Ýstanbul’un ayrý bir yeri vardýr. Çöp patlamasýný Türk halkýna yaþatan CHP belediyeciliðidir. Yayalarýn belediye otobüslerinden daha hýzlý gittiði günlerdir. Ne yapsýn otobüs þoförleri, aylardýr alamadýklarý maaþ sebebiyle gaza basacak mecalleri kalmamýþtý. Günlerce akmayan su sebebiyle yýkanamayan Ýstanbullularýn sýktýklarý deodorantlarýn ozan tabakasýný deldiði günlerdir CHP belediyeciliði.
Ve tabiî ki, belediyecilikte rüþvet denilince ilk akla gelen ÝSKÝ’deki yolsuzluktur. 1993 senesinde ortaya çýkan Ýstanbul Su ve Kanalizasyon Ýdaresi’ndeki yolsuzluk, o dönem adý SHP olan CHP’nin belediyeciliðinde dönüm noktasýdýr. Sadece CHP’nin mi, tüm ülke için dönüm noktasýdýr. ÝSKÝ yolsuzluðu mihenk taþý olmuþ ve bu tarihten itibaren ülkedeki her yolsuzluk ÝSKÝ’deki yolsuzlukla mukayese edilerek konuþulmuþtur.
CHP belediyeciliðinde yeni bir sýçramaya þahitlik ediyoruz yârenler. Þu saatten itibaren CHP belediyeciliðinde rüþvet mevzusu konuþulduðunda akla Ýstanbul deðil Ankara gelecek. Daha bir yýlýný doldurmadan Mansur Yavaþ yönetimindeki Ankara Büyükþehir Belediyesi, hem de eski bir CHP milletvekili ve hâlen CHP üyesi olan Sinan Aygün’ün rüþvet suçlamasýyla karþý karþýya.
Aygün, yaptýðý bir inþaatla alâkalý imar deðiþikliði için kendisinden 25 milyon istendiðini söylüyor. Pazartesi günü yaptýðý basýn toplantýsýyla da teferruatlarý anlattý. Rüþvet istemekle suçlananlar ise 25 milyonu okul yaptýrmak için istedikleri söylüyor!
Aygün de buna karþýlýk, “25 milyonu okul için istedik diyorlar. Mansur Yavaþ, okulun bedelini 25 milyon lira olarak nereden buldun. 5 milyon liralýk iþi bu paraya veriyorsa vay halimize” diyor.
Bir CHP’li, hem de üst düzeyde görev yapmýþ bir CHP’li “CHP belediyeciliði” için “Vay hâlimize” diyorsa biz ne diyelim a dostlar: Vay hâline Ankara, vay hâline belediyeleri CHP’ye teslim eden þehirler!
Bu arada dikkatinizi çekerim, CHP belediyeciliði rüþvet jargonuna yeni bir tâbir ekledi: “Okul yaptýrmak”.
Toplumun en hassas olduðu hususlardan biri olan okulu da rüþvet jargonuna sokan CHP’lilere ne denirse az…
Sinan Aygün iddialarýnýn arkasýnda ve musýr. CHP yönetimi de kendisine yakýþaný yaptý ve Aygün hakkýnda partiden kesin çýkarma talebiyle disiplin soruþturmasý baþlattý. Sinan Aygün’ü partiden atacak olmalarý CHP yönetimini kesmemiþ ki Aygün’ün kýz kardeþi, CHP Çankaya ile Ankara Büyükþehir Belediye Meclisi Üyesi Sibel Aygün hakkýnda da partiden kesin çýkarma talebiyle disiplin soruþturmasý baþlatmýþ.
CHP yönetiminin bu tavrýný yapraklar alkýþlýyor, her ne kadar biz duymasak da, duyan duyuyor!..
CHP belediyeciliði okullar yapýyor, her ne kadar biz görmesek de, gören görüyor!..