CHP bildiðiniz gibi!

31 Mart seçimlerindeki rüzgârýn etkisini yavaþ yavaþ yitirdiði günler yaþýyoruz.

Partililerin bile beklemediði oy oranýyla birinci parti olan CHP, politika üretememenin karþýlýðýný görüyor.

Zaten 31 Mart'ta aldýðý oylar CHP'nin baþarýsýndan ziyade iktidara duyulan öfkenin oluþturduðu rüzgârýn sonucuydu.

Eylül ayý itibariyle CHP'nin eski klasik oy oranýna döndüðünü gösteren bir araþtýrma yayýnlandý.

Metropol þirketinin Aðustos oyu anketinden çýkan sonuçlara göre CHP oylarý %25'e gerilerken AK Parti oylarý ise tekrar %35'e çýkmýþ.

Yani 31 Mart öncesi esen rüzgâr etkisini kaybetmiþ.

CHP eski oy oranýna dönmüþ, AK Parti bir önceki aya göre oy artýrmýþ gibi görünse de o da 31 Mart'taki oyunu muhafaza etmiþ görünüyor.

Bu sonuçlar CHP'nin seçmene güven vermediði ve emanet oylarýn ayrýldýðýný gösterir.

Baþlangýçta yumuþama/normalleþme mesajlarý veren CHP genel baþkanýný bu tavrýnýn da siyasi manevradan öteye geçemediðini seçmen gördü.

Cumhurbaþkanýnýn kendilerini ziyaretinden bir gün sonra MHP'yi AK Parti'nin suç ortaðý þeklinde tarif etmesi normalleþmenin siyasi bir manevra olduðu mesajýný verdi seçmene.

CHP'nin önemli isimlerinden Tuncay Özkan'ýn cumhurbaþkanýna, 'Seni gidi züppe seni!' hakareti karþýsýnda CHP'nin sessizliðini korumasý da seçmen nezdinde CHP'nin ciddiyetini sorgulamaya yetti.

Daha da önemlisi, AK Partiye oy veren herkese geri zekalý diye hakaret eden cumhurbaþkanlýðýný ahýr olarak niteleyen bir lümpen kadýný CHP Genel baþkanýnýn protokolde yanýna oturtup, ' Ýyi ki varsýn seni seviyoruz!' demesi CHP'nin gerçek yüzünü göstermesi seçmenin gözünden kaçmadý.

Mavi Vatan'a masal deyip terör örgütünün uzantýsý partiyle birliktelik sergilemesi de seçmeni uyaran önemli hususlardan biri oldu.

CHP'li belediyelerdeki nepotizm seçmenin dikkatinden kaçmadý tabii.

AK Parti seçmeni dâhil herkesin þikâyetçi olduðu pahalýlýk konusunda CHP seçmeni ikna edecek bir kadro ve ekonomik plan/program sunamadý, sadece karalamakla yetindi politika üretemedi.

Dahasý parti içi tartýþmalar bitmek yerine iyice alevlendi. Kýlýçdaroðlu, Özel, Ýmamoðlu Yavaþ dedikodularý ve tartýþmalarý tüzük kurultayýnda Yavaþ'ýn itirazýyla iyice gün yüzüne çýktý.

Hele de 31 Mart sonrasý 'erken seçim istemiyoruz' diyerek makul bir çýkýþ yapan CHP genel baþkanýnýn 5 ay sonra olmayacaðýný bile bile yatýp kalkýp erken seçim diyerek havanda su döðmesi seçmenin dikkatinden kaçmadý/kaçmýyor.

CHP birinci parti olmanýn sevinç ve moraliyle esip gürlerken ve bir yýðýn yanlýþ yaparken iktidar cenahý ise sorunlarý çözmek için istikrarlý bir þekilde icraata devam ederek enflasyonu düþürmek için yaptýðý orta vadeli planý kamuoyuyla paylaþtý.

Seçmen, enflasyonun Haziran ayýndan itibaren düþmeye baþlamasý, cari açýðýn azalmasý, 15 çeyrek boyunca büyüme ve ihracatýn rekor kýrarak artmasý gibi olumlu geliþmeleri de gördü/görüyor.

Öte yandan dýþ politikadaki baþarý iktidarýn ülkeyi küresel bir oyuncu pozisyonuna yükselttiðini de seçmen elbette gördü/görüyor.

Bir tarafta Afrika'nýn ihtilaflý ülkeleri arasýnda arabulucu yaparken, öte yanda Ukrayna Rusya savaþý konusunda barýþa katkýsý bulunan tek ülke olmasýný da seçmen gördü.

Irak'la, Mýsýrla, Suudi Arabistan'la, BAE ile iliþkileri toparlayýp ülke ve bölge çýkarlarýný koruduðunu BRICS'e müracaat edebilecek kadar kendinden emin olduðunu seçmen gördü/görüyor.

Bütün bunlarý bir araya getirdiðimizde CHP oylarýnýn gerilemesi bize sürpriz gelmiyor.

CHP yine kendi klasik tabanýna kapanmýþ bulunuyor.

CHP bu kadro ve anlayýþ ile bundan daha fazlasýný yapacak gibi de görünmüyor.

Ben hep söylüyor ve yazýyorum CHP'de deðiþin bir þey yok. Yöneticiler deðiþiyor ama CHP deðiþmiyor!

Son teðmenler meselesindeki tavrý ile CHP'nin eski CHP olduðu netleþmiþ oldu.

Asýl dikkat çeken nokta AK Parti'nin oylarýnýn da hak ettiðinin çok altýnda olduðudur.

Yeniden % 35'i bulmasý yükselme trendine girmesi açýsýndan önemlidir ama bir baþarý deðildir.

Zaten %35 almýþtý.

Asýl konuþulmasý gereken husus, %50'ler seviyesinde oy almýþ partinin yüzde 35'ler seviyesinde olmasý hususudur.

Öyle görülüyor, ki seçmen CHP'de aradýðýný bulamamýþ ancak AK Parti de henüz beklenen toparlanmayý gerçekleþtirmediði için olmasý gereken teveccüh gerçekleþmemiþtir.

Baþkan Erdoðan siyasetin inceliklerini iyi bilen usta bir siyasetçi olarak toparlanmayý aceleye getirmeden yapmayý uygun görmüþ olmalý ki seçimlerde baþarýlý olmayan teþkilatlar istifa etmek istediðinde kabul etmemiþ ve anladýðým kadarýyla zamana yayarak toparlamayý planlamýþ bence de doðrusunu yapmýþtýr.

Seçmeni asýl etkileyecek olan AK Parti'nin toparlanmasýdýr.

Tabaný ve seçmeni memnun edecek bir toparlanma AK Parti'yi yine eski gücüne kavuþturabilir.

AK Parti'de bu potansiyel vardýr.

Kongre sürecinde inþallah tabanýn ve seçmenin isteklerine kulak verilerek toparlanmasý saðlanýr.

Takip ettiði politikalarla Türkiye'yi milletin ve ümmetin umudu haline getiren AK Parti'nin mutlaka toparlanmasý gerekir.