CHP diz çökmemizi istiyor

Gezi olaylarý patlak vermiþ, “mesele aðaç deðil sen hala anlamadýn mý?” cümlesi yeni sarf edilmiþti. Erdoðan oynanan oyunun farkýndaydý ancak dönemin Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ve Ak Parti’nin kurmay kadrosu taleplerin dinlenmesi için Erdoðan’a sürekli telkinlerde bulunuyor, hatta “mesaj alýnmýþtýr” cümlesini dillendiriyorlardý. 

Bu þartlar altýnda dönemin Baþbakaný Erdoðan “Nedir talebiniz, gelin görüþelim” dedi. Taksim Dayanýþma Platformu adý altýnda bir grup görüþmeye geldi. Belli ki telkinde bulunanlar gelenlerin “aðaçlara kýymayýn” talebini Erdoðan’a ileteceklerini sanýyordu. Öyle ya o ayaklanmayý “aðaçlar kesiliyor” diye çýkarmamýþlar mýydý? Ama kazýn ayaðýnýn öyle olmadýðý toplantý sonrasý anlaþýldý. 

Aðaç hassasiyeti taþýyan o güruhun talebi 3. Havalimanýný iptal edin, 3. köprüyü yapmayýn, nükleer santrallerden vazgeçin, HES’leri boþverin gibi akla seza isteklerdi. Üstelik bu talepler onlarýn deðil hizmet ettikleri Batýlý efendilerinin istekleriydi. Türkiye’nin diz çökmesini isteyen AB’nin ABD’nin derin yapýlarý Türkiye’deki yerleþikleri vasýtasýyla had bildirmeye çalýþýyor, bunlar vasýtasýyla diz çökmemizi istiyorlardý. CHP ve Sol aygýtlarýn gayrý resmi destekçileri bu talepte aracý olarak kullanýlýyordu. Gerekli cevabý millet verdi, ilk kalkýþma ve sonrasýndakiler bertaraf edildi.

Aradan üç buçuk yýl geçti.

Her ekonomik dalgalanmada Batý kýyýlarýna yanaþmaya alýþmýþ kesim benzer oyunu sahneye koydu. Bu kez CHP’nin gayrý resmi destekçileri deðil, CHP’nin resmi görevlisi, Genel Baþkan Yardýmcýsý ve ayný zamanda sözcüsü sahne alýyordu.

Kemal Derviþ’in yetiþtirmesi Selin Sayek Böke, ülkede yaþanan döviz dalgalanmasýný fýrsat bilip ekonomik kaosun geldiðini iddia etti. Ýddia edemez mi? Elbette edebilir. Ülkeyi ilgilendiren bir geliþmeyi dert edinip çözüm önerisi sunmak bir vekilin en önemli görevlerinden biridir elbette. Ekonomik bir sorun olduðunu iddia ediyorsanýz, çözüm olarak örneðin Merkez Bankasý’nýn faiz artýrmasýný, enflasyon azmasýn diye enerji giderinin bir kýsmýný sübvanse edip, üretim yapanlarýn kullandýðý enerji fiyatlarýný düþürmesini isteyebilirsiniz. Akla yatkýn olaný budur. 

Ama Böke bunu yapmýyor. Var olduðuna inandýðý ekonomik krizi bitirmek için ayný “Gezi Zekalýlar”ýn yaptýðýný yapýyor. Böke krizin sona ermesi için Baþkanlýktan vazgeçin, OHAL’i bitirin, FETÖ operasyonlarýný sonlandýrýn ve AB’den özür dileyin (mealen)diyor.

Selin Sayek Böke hakkýnda baþka söze gerek var mý?

Pes ki PES

Selin Sayek Böke böyle de Genel Baþkaný farklý mý? Deðil elbette. Sözcüsü Batý’nýn taleplerini dile getirip diz çökmemizi isterken Genel Baþkaný dünyadan bi haber. 

Son örnek hükümetin 15 Temmuz þehitlerine tanýdýðý bir hak. Hükümet son KHK’da 15 Temmuz þehitlerinin yakýnlarýna askerlikten muafiyet hakký tanýdý ya. Kýlýçdaroðlu taþý gediðine soktu. Vay efendim ne imiþ þehitler arasýnda ayrým yapan hainmiþ. 15 Temmuz þehitlerinin çocuklarý askerlikten muaf iken PKK ile mücadele edenlerin çocuklarýna neden ayrýmcýlýk yapýlýyor ve bu hak tanýnmýyormuþ. 

Sözcü gazetesi okuyucusu, Halk TV izleyicisi iseniz avuçlarýnýz patlayýncaya kadar alkýþlayabilirsiniz. Ama göbeðini kaþýyan adam, makarnacý iseniz þunu bilirsiniz. Kýlýçdaroðlu’nun ayrýmcýlýkla suçladýðý hükümet, bahsettiði hakký 2009 yýlýnda terörle mücadele maðdurlarýna tanýmýþtý. 

Yalanýnýz batsýn

Olmert geldi, Erdoðan’dan Filistin’le sorunun çözülmesi için arabulucu olmasýný istedi. Barýþa hazýrýz dedi. Ardýndan “dökme kurþun” operasyonunu baþlatýp çoluk çocuðu öldürdü.

Obama geldi, Ýslam Dünyasýyla iyi iliþkiler kurmak istediðinden bahsetti. Neredeyse en fazla müslüman da onun zamanýnda öldü.

AB 2016 Ekim’inde vizesiz seyahat baþlayacak dedi, ardýndan kývýrma üstüne kývýrma yaptý.

Aydýn Doðan her seferinde tövbe etti, her tövbesinin ardýndan yeniden fabrika ayarlarýna döndü.

FETÖ hizmet dedi, ülkeyi iþgale kalktý.

Ýsrail Televizyonuna mülakat veren Erdoðan, sunucunun “en çok neden nefret edersiniz?” sorusuna “yalandan!” dedi. Ve ekledi: OK? 

Siz hala anlamadýnýz mý?