CHP, adýnda halk olan ama fena halde halktan korkan bir parti…
CHP, kurulduðu günden beri verili halký hiç sevmedi.
O halký kendinden bilmedi.
Kendini de o halka ait hissetmedi.
O yüzden kendi kafasýna uygun bir “halk” inþa etmek istedi.
Yukarýdan aþaðýya zoraki yöntemlerle…
“Halk için, halka raðmen!” anlayýþý, CHP’yi özetleyen en yalýn sloganlardan biri oldu.
CHP, halkýn oylarýyla hiçbir zaman tek baþýna iktidar olamadý.
Tek parti dönemindeki iktidar aygýtýný elinde nasýl tuttuðunu anlatmama gerek yok.
Tek parti dönemi, haddizatýnda CHP’nin þahsýnda somutlaþan bir tür yeni hanedanlýk rejimidir.
Hanedanlýk CHP ile birlikte sadece el deðiþtirdi.
Osmanlý hanedanlýðý gitti, yerine parti hanedanlýðý geldi.
***
Tek parti döneminden sonra halk, hiçbir zaman kendinden görmediði CHP’yi hep muhalefete mahkûm etti.
O gün bugündür CHP muhalefette.
Ve o gün bugündür CHP halktan korkuyor.
Halk derken, bir bloktan veya yekpare bir topluluktan söz etmediðimi söylememe bilmem gerek var mý?
Kuþkusuz CHP’nin devr-i iktidarýnda yetiþen bir nesil oldu.
Ama halkýn kahir ekseriyeti, dinine ve milli deðerlerine baðlý makul çoðunluk hiçbir zaman CHP’yi kendi baþýnda görmek istemedi.
CHP o yüzden 27 Mayýs ihtilalinin yanýnda durdu.
Onu destekledi.
Görünürde darbe karþýtý, ama gerçekte darbe yanlýsý bir CHP sosyolojisi oluþtu.
Bu tespit sadece düne ait bir doðruyu iþaret etmiyor, günümüzde de geçerliliðini aynen muhafaza ediyor.
CHP’nin üzerine oturduðu veya CHP’yi CHP yapan asýl sosyolojik kesim, 15 Temmuz gecesinde de tanklarý alkýþlamaktan geri durmadý.
Darbenin püskürtüldüðünün anlaþýlmasýndan sonra takýnýlan resmi tavýr, sadece konjonktürel bir pozisyon almadan ibaretti.
Nitekim CHP’nin sular bir biçimde durulmaya baþladýðýnda tekrar eski fabrika ayarlarýna geri dönmesi bu yüzdendir iþte.
15 Temmuz darbe giriþimi baþarýlý olmuþ olsaydý, CHP’nin tavrý darbe karþýtlýðý biçiminde asla olmazdý.
Mýsýr’da, seçilmiþ Cumhurbaþkaný Mursi’yi deviren Sisi’ye CHP’nin sunduðu destek biliniyor.
Mýsýr’da askeri darbenin yapýldýðý anda CHP’li kimi siyasal elitlerin, “Þimdi sýra Türkiye’nin Mursi’sinde!” diye Erdoðan’ý nasýl iþaretlediklerini de unutmuþ deðiliz.
Gerçekte Erdoðan’ý devirecek baþarýlý bir darbe giriþiminden CHP’nin derin bir memnuniyet duyacaðýný söylemekle asla CHP’ye haksýzlýk yapýlmaz.
Tam tersine, CHP gerçekliðini teslim anlamýna gelir.
***
Þimdi geliyorum asýl deðinmek istediðim konuya.
Baþkanlýk sistemine…
CHP’nin Baþkanlýk sistemine karþý çýkmasýna hiçbir itirazým yok.
Bu son derece anlaþýlabilir ve saygýyla karþýlanabilir bir durumdur.
Ýtirazým þuna:
CHP’nin tam orta yerinde “H-Halk” var ama CHP’de derin bir halk korkusu var.
Ortada sistemik bir sorun var.
Halk doðrudan kendi Baþkan’ýný seçti.
Bunun adýna gerçekte Baþkanlýk denir.
Fiili gerçeklik bu…
Halk, baþýnda “Baþkan” olarak Recep Tayyip Erdoðan’ý görmek istedi.
Ve bütün partilerin ittifakýna, hatta yedi düvelin ayak oyunlarýna raðmen halk kendi tercihini Erdoðan’dan yana yaptý.
Þimdi bizim iddiamýz þu:
Halk, Baþkanlýk sistemini istiyor.
CHP ise halkýn bunu istemediðini söylüyor.
Pekâlâ, o takdirde yapýlmasý gereken þey nedir?
Doðrudan halka gitmek deðil mi?
Hodri meydan, halka gidelim…
Bu sorunu halk çözsün.
Söz, halk istemiyorsa bir daha asla Baþkanlýk sistemini gündeme getirmeyiz.
Cumhurbaþkaný’mýz da, Baþbakan’ýmýz da bunu defalarca açýkladý.
Biz AK Parti olarak bugüne kadar halka raðmen bir þey yapmadýk.
Bundan sonra da yapmayýz.
Halk ne istiyorsa o olsun.
Bunu bilmenin tek yolu da referanduma gitmektir.
CHP ya halktan korkmadýðýný göstersin, ya da adýndaki halký çýkarsýn.
Yani CHP’deki H harfi madem bir anlam ifade etmiyor, o zaman kaldýrýlsýn.
AK Parti’nin Baþkanlýk sistemini dayattýðýný iddia eden CHP’ye iþte bir fýrsat: Halk istemiyorsa Baþkanlýk sistemi AK Parti tarafýndan tamamen rafa kaldýrýlacaktýr.
Peki halk istiyorsa, CHP halkýn bu isteðine uygun bir pozisyonda duracaðýný þimdiden ilan etme cesaretini gösterebilir mi?
Haydi CHP, halktan korkmadýðýný göster de adýnýn bir anlamý olduðunu görelim bir kez olsun. Yoksa halk sözcüðü, gerçek anlamýndan öte sadece tabelaný süsleyen bir yazý olarak kalacak...