CHP ile Gülen Örgütü’nün nikahýný kim kýydý?

Star gazetesi üç gündür twitter’daki @fuatavni hesabýnýn DM üzerinden CHP’li siyasetçilerle yaptýðý yazýþmalar ve @fuatavni hesabýnýn Emre Uslu’ya ait olduðu iddiasýný içeren haberler yayýnlýyor. Bunlar çok ciddi iddialar, bu yüzden de savcýlýk konuyla ilgili bir soruþturma baþlatmýþ bulunuyor. Bu iddialarýn Paralel Yapý ile ilgili yürüyen davalarý etkileyecek önemde olduðuna kuþku yok.  

Hatýrlayacaksýnýz @fuatavni hesabýnýn kullanýcýsý için “Cumhurbaþkanýna çok yakýn biri” tezviratý yayýlmýþtý. Hem akýllarý sýra Cumhurbaþkaný’nýn, çevresindeki kiþilere olan güvenini sarsacaklar hem de bu hesabýn bir istihbarat havuzu olduðunu gizleyeceklerdi.

Oysa @fuatavni ve benzeri hesaplardan ve hatta @fuatavni olduðu iddia edilen Emre Uslu gibi “gerçek trollerin” yazdýklarýndan Fethullah Gülen Hareketinin devleti ele geçirmek üzere güçlü istihbarat aðý kurmuþ bir örgüt olduðu açýk seçik ortaya çýkýyor. Yani @fuatavni hesabý bile tek baþýna karþýmýzdaki yapýnýn devlet gücünü kendi menfaatleri için kullanan bir örgüt olduðunun delili. Bunlar zaten yargý sürecinde yavaþ yavaþ ortaya çýkacak ve muhtemelen çok da uzak olmayan bir vakitte Böcek, Casusluk, Dinleme, Taltif gibi davalarýn Paralel Devlet Yapýlanmasý adý altýnda birleþtirildiðini göreceðiz.

***

Ama söz konusu haberin içeriði baðlamýnda asýl nemli olan CHP’nin bu iddialardan nasýl etkileneceði.

Þu ana kadar CHP saflarýndan iddialara dair þöyle aðýz dolusu bir inkar, yalanlama ya da tersini ispat çabasý gelmedi; Akif Hamzaçebi’nin “DM üzerinden Fuat Avni adlý kiþiyle bir yazýþmam yoktur. Ayrýca takipçim olmadýðý için kendisine DM’den yazmam da imkansýzdýr” ifadesinden baþka...

Denilebilir ki iddia sahibi iddiasýný ispatla mükelleftir. Evet, zaten iddialarýn savcýlýðý harekete geçirmesinin sebebi de budur. Ancak bu iddialara kimsenin þaþýrmamýþ olmasý da CHP’nin içine düþmüþ olduðu durumun söz konusu yazýþmalar olmasa bile ayan beyan ortada olduðunun kanýtýdýr.

Nitekim kaset komplosuyla genel baþkan koltuðundan alýnan Deniz Baykal nihayet konuþmuþ ve “Partimizin, içine sokulan uluslararasý din þebekesinden temizlenmesi gerekmektedir” demiþtir.

‘Gülen Örgütü’nün CHP’yi dizayn etmeye baþladýðý tarih, biz fanilerin görebildiði kadarýyla bu olaydýr. Kanýtý ise Deniz Baykal’ýn “Pensilvanya’nýn bana kurulan tuzakla lakasý yoktur” açýklamasýdýr. Baþbakan koltuðunda oturan Erdoðan’ýn bizzat talimatý olmasýna raðmen Deniz Baykal’ýn olayýn üzerine gidememesi ise durumun ne kadar vahim olduðunun daha o günlerde bu arkadaþlar tarafýndan bilindiðinin resmidir.

***

Peki CHP, ‘Gülen Örgütü’nün eline tutuþturduðu tapelerle AK Parti karþýsýnda bir baþarý gösterememesine ve iki seçim hezimeti yaþamasýna raðmen neden hala bu yapýyý sýrtýndan atmamaktadýr. Yoksa atamamakta mýdýr?

Gazetelerde yazýlanlara bakýlýrsa CHP, Genel Baþkaný dahil olmak üzere kasetlerle rehin alýnmýþ durumda. Ama sadece bu mu? CHP ile ‘Gülen Örgütü’nün evliliði sadece bu tutsaklýk iliþkisiyle açýklanabilir mi? Yoksa bu nikahý kýyan daha “üst bir akýl” mý var? 

Türkiye’de hakkýnda yürüyen onca dava varken, devletin en üst kurullarýnda tehdit unsuru olarak anýlmýþken hala bu denli güç vehmi içinde olmasý, bu yapýnýn arkasýna aldýðý güçlere dair de çok þey anlatýyor.

Bütün dünyaya hangi devletlerin ve istihbarat örgütlerinin yardýmýyla yayýlmýþsa bugün de onlarýn yardýmýyla ve belki de iteklemesiyle hareket ediyor.

Sahnelenen oyun o kadar büyük ki bunun bir dýþ yapým olduðunu düþünmemek imkansýz.

Arkasýndaki güce fazlaca güvenen ve özgüven zehirlenmesi yaþayan bu yapýnýn hesap edemediði bir þey de Erdoðan faktörü oldu. Erdoðan’ý yýkamayacaklarýný ve onu yýkamayan yumruðun daha da güçlendireceðini hesap edemediler.