CHP kendi içinde ittifak kuramazken nasýl olacak 49’un baþý?

Yüzde 49 lafýn geliþi. Cumhurbaþkanlýðý seçimini kazanacak aday için þart olan yüzde 50+1’in dýþýnda kalan yekun bu ama henüz sahada bir karþýlýðý yok. 

Yüzde 49’u var, bir ve kavi gibi gösteren tek þey karþýsýndaki yüzde 50+1’in kristalleþmiþ varlýðý. Erdoðan’ýn baþarýlý liderliðini, Bahçeli’nin devlet adamlýðýný ve týkýr týkýr iþleyen AK Parti-MHP ittifakýný da analým burada. 

Yoksa malum CHP’nin oyu yüzde 25 eþiðini aþamýyor. Var olan erimezse o yüzde 25’in üzerine bir 25+1 daha koymalý ki siyaseten varlýðýný ve iddiasýný ispatlamýþ olsun. Pek insani bir duygu olan kýskançlýk ve nefretin sakatladýðý partinin kurumsal yapýsýnda saðaltým baþlasýn. 

Lakin hafta sonu gerçekleþtirilen kurultay gösterdi ki CHP hiç oralarda deðil. 

8 yýldýr CHP genel baþkanlýðý yapan ve girdiði 8 seçimi de kaybeden Kemal Kýlýçdaroðlu parti içinde bir kez daha iktidar oldu ama yüzde 25’in bile lideri olmadýðý, partiye ise hiç hakim olamadýðý da görülmüþ oldu. 

Adaylýðý için imza veren 1081 delegenin sadece 790’ý oy verdi Kýlýçdaroðlu’na. 291 fire tam bir skandaldýr. 

Ýmza aþikar, oy gizli olduðu için buna “291 kiþi Kemal Beyin zulmünden korktu” da diyebilirsiniz, “CHP’de þahsi menfaatlerini parti ve ülke menfaatlerinin üzerinde tutan 291 sinsi var” da. Ya da Muharrem Ýnce’nin sorduðu gibi “Kendi partinizin delegesinden imza alýp oy alamýyorsanýz milletten nasýl oy alacaksýnýz?” 

Þahsi menfaat demiþken, Ataþehir eski belediye baþkanýnýn eþi, tartýþmalý milletvekili Gamze Ýlgezdi, Kýlýçdaroðlu listesinin bir numarasý olarak girdi yönetime. 

Ayný listenin ikinci sýrasýnda ise Sera Kadýgil adýnda ikinci bir Kaftancýoðlu vakasý vardý. Ezana, vatana, bayraða, þehitlik makamýna, bu ülkenin ne kadar ortak deðeri varsa hepsine küfreden bir profil. Ve artýk, CHP Parti Meclisi’nde. 

Aslýnda kamuoyunda ne kadar tepki çeken, tartýþýlan isim varsa þimdi CHP yönetimindeler. Türkiye’nin var kalabilmesi, CHP’lilerin de güvenle yaþayabilmesi için canlarýný feda eden þehitlerimizden, ailelerinden ve bu aziz milletten utanmadan “YPG (PKK) terör örgütüdür diyemem” diyen eski sözcü Selin Sayek Böke mesela, yüksek oyla girdi PM’ye. 

FETÖ’nün operasyon gazetesi Karþý’da yayýn yönetmenliði yapmasý ve “Ýran ile Türkiye bir gün savaþýrsa ben Ýran’ýn yanýnda yer alýrým” demesi dýþýnda alameti farikasý bulunmayan Eren Erdem de öyle. 

Keza baþarýsýz bir diplomatik geçmiþ üzerinden siyasi kariyer yapan ve kritik anlarda FETÖ’cülerle görüþtüðü, kendisini “muhasebeci Kenan” olarak tanýttýðý yönündeki iddialar artan Öztürk Yýlmaz. Bu arada Yýlmaz’ýn genel baþkan yardýmcýlýðýnýn sona ereceði, yerine PM’ye giren emekli büyükelçi Ünal Çeviköz’ün getirileceði duyumlarý var.  

Ama CIA’in birlikte çalýþýyoruz deyip TR 705 koduyla andýðý Wikileaks belgelerinde ortaya çýkan Sezgin Tanrýkulu yok yeni yönetimde. Mehmet Bekaroðlu da yok. 

Her iki isim de partiye eklemlenirken iddia, CHP’nin topluma açýldýðýydý. Güya Tanrýkulu CHP’yi Kürtler nezdinde cazip bir parti haline getirecekti, Bekaroðlu da dindarlar nezdinde. O vakitler de yazmýþ söylemiþtim; iki isim de anýldýklarý toplumsal kesimler için bir þey ifade etmeyen, tabanlarý olmayan profiller. Nitekim maya olamadýlar, yama olarak kaldýlar ve iþte yapýþtýrýldýklarý yerden düþüyorlar. 

Delegeler arasýnda kendini özgür hissetmeyen 288 kiþi daha var olmalý ki baþkan adayý Ýnce’ye imza vermedi ama gizli bölmede oy verdi. Kýlýçdaroðlu’nun karþýsýna üç adayýn çýkmasý, bunlardan Muharrem Ýnce’nin 447 oya ulaþmasý CHP’deki huzursuzluðun somut sayýsal göstergeleri. 

Baþlýðý “adalet ve cesaret” diye atýlan kurultayda yaþananlara bakýnca olanlar en hafif tabirle kötü bir þaka gibi. 100’den fazla davetlinin kurultayda daðýtýlan kumanyadan zehirlenmesi ise ayrýca trajik. Üstelik daha sahaya bile inmedi CHP. Böyle bir yönetimle sokaða nasýl çýkacak o da meçhul. Ama küçük bir organizasyonu bile beceremeyen, içinde birlik dirlik kuramayan bir parti yüzde 49’a umut olur mu, halk böyle bir partiye devlet teslim eder mi, cevabý belli.