Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, Ýstanbul seçimlerini kazanmalarý halinde bir erken seçim tartýþmasý baþlatmayacaðýna söz vermiþti. Sorsanýz baþlatmadý da. Fakat baþkanlýk sisteminden geri dönüþ tartýþmasý baþlattý ki bu daha da tehlikeli. Uzun uzun þu sistem iyiydi bu sistem kötüydü deðerlendirmesine girecek deðilim. Ancak demokrasilerde millet iradesinin tecelli ettiði durumlarý yeniden tartýþmaya açmak ülkenin siyasal istikrarsýzlýða sürüklenmesinden baþka bir amaca hizmet etmez. Bakýn Cumhuriyet Halk Partisi bir referandum baskýsý yapýyor deðil mi? Ne için? Parlamenter sisteme dönüþ için. Peki o halde soralým CHP’ye; madem günün sonunda bu sistemi tanýmayýp geri dönüþ için demokratik yollarý iþletme fýrsatý kolluyordunuz da ne demeye 24 Haziran’da Erdoðan’ýn karþýsýna aday çýkardýnýz? Adayýnýz kalktý centilmence bir yarýþ için yola çýkmadan evvel Erdoðan’ýn elini sýktý. Seçim gecesi “Adam kazandý” diyerek CHP adýna sonuçlarýn meþruiyetini tahkim etti. Yani siz o seçimlere girdiniz arkadaþým. Þimdi kalkýp da “tanýmýyorum ben bu 16 Nisan sürecini” diyemezsiniz. Diyecektiyseniz 16 Nisan akþamý referandum sonuçlarý açýklandýðýnda diyecektiniz. Diyecektiyseniz 24 Haziran baþkanlýk seçimi sürecinde aday belirle aþamasýnda, ‘biz bu yarýþa girmiyoruz’ diyecektiniz. Ýstanbul seçimlerini kaybedince mi geldi aklýnýz baþýnýza? Bence çok çalýþýn ve baþkanlýk yarýþýna hazýrlanýn þimdiden. Bakýn çalýþtýðýnýz zaman olabiliyormuþ.
Parlamenter sisteme dönüþ tartýþmasý CHP üzerinden yürütülüyor. Fakat iþin aslý CHP çok da gönüllü deðil. Aslýna bakarsanýz tarihsel bakýmda da CHP’nin parlamenter sistemden çok baþkanlýk sistemine yakýn olduðu biliniyor. Atatürk dönemi de Ýnönü dönemi de bunun en iyi referansý. Peki o halde bu tartýþma nereden çýktý? Arz edeyim. AK Parti’nin içinden iki yeni hareket doðuyor. Bir tarafta Abdullah Gül/Ali Babacan hareketi, diðer tarafta Ahmet Davutoðlu. Her iki klik de 16 Nisan referandum sürecinde ‘hayýr’ kampanyasý yürüttüler. Bunu hâlâ daha yakalarýnda AK Parti rozeti taþýdýklarý için hiçbir zaman yüksek sesle söylemediler ama herkes bu üç ismin baþkanlýða karþý olduðunu mevcut modelin devamýndan yana oluklarýný biliyordu. Anlaþýlan bu isimleri sahaya süren irade eþ zamanlý olarak bu tartýþmanýn baþlamasýný da gerekli görmüþ. Ýþin CHP’yle ilgisi yok yani anlayacaðýnýz. CHP yine öznesi olmadýðý bir iþin nesnesi haline gelmiþ haberi yok.
Emre Belözoðlu’nun Fenerbahçe’ye transferini görünce özellikle 3 Temmuz süreci film þeridi gibi geçti gözümün önünden. Fenerbahçe’nin bir büyük saldýrýyla karþý karþýya kaldýðý o dönemde Emre Belözoðlu Atletico Madrid’e uçmuþ, ortalarda fazla görünmemeyi tercih etmiþti. 2003’te Fetö’den DGM’de ifade vermiþ olduðu için o günlerde nerede pozisyon alacaðý da merak ediliyordu. Pozisyonu çok uzaklarda aldý. Þimdi ne Aziz Yýldýrým var ortada ne de Emre’ye ‘sen Fetöcü müsün?’ diye soran. Yarýn bir gün Fenerbahçe’ye teknik direktör bile olursa kimse þaþýrmasýn.