CHP neden memnun değil?

Siz merak etmiyor musunuz: Kılıçdaroğlu CHP’si niye olup bitenden memnun değil?  

ABD ile “Ankara Mutabakatı” yapıldı.  

CHP yönetiminden kayda değer bir açıklama gelmedi. 

Bu mutabakatın Türkiye açısından bir başarı mı yoksa başarısızlık mı olduğu konusunda şöyle dişe dokunur tek bir açıklama duymadık. 

Yazılı ve görsel medyada CHP’nin ağızları ve kalemşörleri o eski bildik eleştirilerini sürdürmeyi ihmal etmediler ama.  

“Tek muhatap Esed’le görüşmeden asla sonuç alınamaz” diye başlayan laflar her zamanki gibi “Bu sorunun müsebbibi Erdoğan’dır. Hatalı dış politikası bizi Suriye bataklığına soktu” suçlamalarıyla noktalandı. 

Ha bu arada iler-tutar yanı olmayan “Erdoğan Türkiye’yi bu yanlış dış politika yüzünden yalnızlaştırdı. Türkiye’nin gücü kalmadı” türü iddialar da üzerimize boca edildi. 

Bütün bunları Suriye’nin kuzeyine yapılan askeri operasyondan sonra da söyleyip durdular. 

Hem operasyona destek vermek, hem Esed’in ve PKK/YPG’nin ağzıyla Erdoğan düşmanlığı yapmak Kılıçdaroğlu CHP’sine özgü siyaset tarzı olsa gerek! 

Erdoğan başkanlığındaki heyet Rusya ile Soçi’de kelimenin tam anlamıyla başarılı bir “mutabakat” imzalıyor. 

“Soçi Mutabakatı”nın içeriği tüm dünya tarafından Erdoğan liderliğindeki Türkiye’nin diplomasi başarısı olarak anılıyor ama CHP’den kayda değer bir açıklama yok. 

Demek ki Türkiye’nin başarısı onları memnun etmiyor. 

Bunu kamuoyu korkusu dolayısıyla mertçe çıkıp açıklayamadıkları için başka türlü kelime oyunlarıyla açığa vuruyorlar.  

Kılıçdaroğlu’nun gazeteci kökenli yardımcısının attığı şu tweet CHP’nin derin memnuniyetsizliğinin resmidir: 

  

Bırakın kelime oyunlarını da dürüstçe ve mertçe söyleyin: Siz niye memnun değilsiniz? Türkiye her iki süper güçle yaptığı anlaşmalarla Türkiye’ye kazandırdı mı kaybettirdi mi? 

Bu yazıyı yazmak için oturduğumda CHP yönetiminden henüz “Soçi Mutabakatı”na dair bir açıklama yapılmamıştı. 

Ama CHP’nin İstanbul İl Başkanı ve PM üyesi Kaftancıoğlu askerlerimizin Suriye’de niçin öldüğünü nedense sorgulama gereği duyar. 

Nedense HDP marifetiyle dağa göndertilen Kürt ve Türk gençlerinin ABD bayrakları altında ve ellerine tutuşturulan ABD silahlarıyla niçin ölüme gönderildiğini sorgulamayan bu zihniyet sıra kendi ülkesini/vatanını savunan askerlerimize gelince pek bir barışsever (!) kesilirler. 

Sahi “Soçi Mutabakatı” karşısında CHP niye onca saattir suskun? 

Sahada olduğunuzda masada ne kadar güçlü olabileceğiniz apaçık ortaya çıkmışken hâlâ “Suriye’de ne işimiz var bizim” demeye devam edecek misiniz? 

Herkes şunu bilsin: Türkiye vazgeçilecek bir ülke değildir. 

Türkiye pasif bir gözlemci değil, oyun bozan ve oyun kuran güçlü bir ülkedir. 

Türkiye Suriye’ye girmeseydi Türkiye Suriye’ye dönüştürülecekti. 

Kendi milli çıkarlarına göre gerektiğinde ABD ile gerektiğinde Rusya ile işbirliği yapmaktan kaçınmaz. 

Bunun adına çoklu dış politika denir. 

Dostunu da düşmanını da bilir. 

ABD’nin mesajlarına bakınız, Türkiye’siz olamayacağını görürsünüz. 

Rusya’nın tavrı da “Türkiye’siz asla olmaz!” yönünde. 

ABD PKK/YPG için Türkiye’yi kaybederse, Türkiye’nin Rusya ile kuracağı güçlü denklemle ABD’nin sadece Suriye’deki çıkarlarını değil bölgedeki gücünü de kaybedeceğini gördü. 

Rusya ABD ile kayıtsız-şartsız ilişki içine giren bir Türkiye’nin sadece Suriye’de değil bölgede elini önemli ölçüde zayıflatacağının farkında. Dolayısıyla şu an Türkiye en kıymetli ve en vazgeçilmez ülke konumundadır. 

CHP’nin iddia ettiği gibi ne yalnız bir ülkedir ne güçsüz. 

Bu durum CHP’yi rahatsız ediyorsa bilesiniz ki Kılıçdaroğlu CHP’si bu ülkenin CHP’si değildir.