Referandum süreci nihayete erdi. Türkiye, Cumhurbaþkanlýðý Sistemi'ne geçme kararý verdi.
Evvela Meclis, uyumlaþtýrma yasalarýný çýkartacak. 2019'da bu sistemle yapýlacak ilk seçimle beraber de yeni sistem tam olarak uygulamaya konulacak.
Bu noktaya gelmek kolay olmadý. Son yýllarda yaþadýklarýmýzý hatýrlayalým; Türkiye bir kaç terör örgütüyle ayný anda mücadele etmek zorunda kaldý. Bu örgütlere doðrudan destek veren ve türlü bahanelerle Türkiye'yi hesaba çeken Batýlý devletlerin taarruzuna maruz kaldý.
Irak ve Suriye baþta olmak üzere bölgesel destabilizasyonun en büyük maliyetini yine Türkiye üstlenmek zorunda kaldý. PYD ve DEAÞ terörünün Türkiye'ye taþýnma gayretine karþý askeri müdahale dahil önemli operasyonlar gerçekleþtirdi.
Tüm bunlar, Türkiye karþýtý aktörler arasýnda katalizör görevi üstlenen, ayný zamanda devletin en mahremini yabancý istihbaratlara servis etmek dahil her türlü ihaneti iþleyen FETÖ'den devleti arýndýrmaya çalýþýrken yaþandý.
15 Temmuz darbe giriþimi ise bu sürecin en ileri aþamasý olarak karþýmýza çýktý.
Türkiye karþýtý Batýlý ülkeler kýsmen azmettirerek, kýsmen destekleyerek, seyirci kalarak ya da bu yapýnýn mensubu teröristleri koruyup kollayarak 15 Temmuz darbe giriþiminde de düþmanca tutumlarýný devam ettirdiler.
Bu zorlu badireleri atlatarak geldik bugüne.
Türkiye, demokrasisini, ekonomisini, siyasi kültürünü, toplumsal barýþýný daha ileri seviyeye taþýyabilecek yeni bir hükümet sistemini tercih etti.
Anayasal ve toplumsal meþruiyet oraný olan yüzde 50+1'i geçen 'evet' yeni Türkiye'nin anahtarý oldu.
***
Bugünden sonra önümüze bakmamýz ve bizi aþaðý çekecek tartýþmalarýn uzaðýnda kalarak reformlara odaklanmamýz gerekiyor.
Lakin eski Türkiye'nin aktörleri eski alýþkanlýklarýný devam ettiriyor.
Hayýr çýksaydý bugün zafer kutlamasý yapacak olan CHP, sonuç evet çýktýðý için týpký Gezi kalkýþmasý zamanýnda olduðu gibi sokaðý, þiddeti teþvik edecek bir yaklaþým sergiliyor.
Demokrasimizin sigortasý olan ve belki de dünyanýn en güvenlikli seçim sistemiyle alýnmýþ bir neticeyi þaibeli hale getirmeye çalýþýyor.
Çok açýk ifade edelim, bu oy hýrsýzlýðýna yeltenmektir.
CHP referandumun iptali için YSK'ya baþvurarak vatandaþlarýn -ister evet ister hayýr oyu atmýþ olsun- anayasal hakký olan oy verme hakkýný gasp etmeye kalkmýþtýr.
Kendileri de çok iyi bilmektedir; seçim kanununda yer almýþ olmasýna raðmen mühürsüz zarf ve oy pusulasý konusu aslýnda bugün artýk anlamsýzlaþmýþ bir hükümdür. Zira hangi oy pusulasýnýn hangi sandýða ait olduðu, oy pusulalarýndaki filigranlarla zaten tespit edilebilmektedir.
Kaldý ki daha önceki seçimlerde de sandýk kurulu tarafýndan mühürlenmemiþ zarflar, aksi vatandaþlarýn oy kullanma hakkýnýn ihlali anlamýna geleceðinden YSK tarafýndan geçerli sayýlmýþtýr.
Dýþarýdan getirilen oy pusulasý ya da sahte oy gibi bir iddia söz konusu deðildir. YSK Baþkaný'nýn açýkladýðý ve oy kullanmaya giden her vatandaþýn görmüþ olduðu üzere sandýk kurullarýnda beþi mevcut partilerden toplam yedi görevli bulunmaktadýr. Oy sayýmý iþlemi, vatandaþlar huzurunda ve þahitliðinde, sandýk görevlilerinin her birinin sözlü onayýyla, görevlilerden ikisinin kayýt almasý, akabinde bunlarýn karþýlaþtýrýlmasý ve tüm görevlilerin tutanaðý imzalamasý suretiyle gerçeklemektedir.
CHP'nin, mühürsüz zarflarýn sayýlmasý gerektiðine dair kendi sandýk görevlilerine SMS gönderdiði de bilinmektedir.
Hal böyleyken CHP'nin yaptýðý, anayasal bir vatandaþlýk hakkýný gasp etmeye çalýþmaktýr.
367 garabeti benzeri bir hamledir bu. Oy hýrsýzlýðýna tevessül etmektir.
Velev ki YSK söz konusu oylarý geçersiz saydý, bu sefer de vatandaþlarýn buna itirazý söz konusu olacaktýr. Zira bireylerin anayasal haklarýný korumak devletin öncelikli ödevidir.
Bu tartýþma, seçim kanunundaki sýkýntý yaratan maddenin revize edilmesi gereðini ortaya koymuþtur.