‘Referandum’ teklifi konuþulmaya baþlandýðýnda burada yazdým. Dedim ki; “Ah CHP kendi öznesi olmadýðý bir tartýþmanýn nesnesi konumuna gelmiþ durumda”.. Zira baþkanlýk CHP’nin çok sevdiði bir model. Tarihsel açýdan da uzak durduðu bir þey deðil. Atatürk ve Ýnönü dönemlerine bakýn. 1946’dan beri iktidar hasretiyle yanýp tutuþan CHP için, bugünkü model umut olmuþ durumda. Bugünkü CHP yönetimi epeydir ilk defa iktidara yakýn hissediyor kendini. Zira doðru bir ittifakla 50+1 alma ihtimali var. Peki, buna raðmen CHP geri dönüþü ister mi? Çok saçma. Peki kim istiyor aslýnda parlamenter sistemi de ‘CHP istiyormuþ’ gibi sunuyor? Kim dünyaya parlamenter sistem ihracý yapan ülkeler eliyle beslenip sahaya çýkmaya hazýrlanýyorsa o istiyor olmalý. CHP de her zaman olduðu gibi, sürükleniyor anlayacaðýnýz. Kýlýçdaroðlu’na haber verin bi’zahmet..
Bülent Arýnç, Cumhurbaþkanlýðýndaki yeni görevinden kazandýðý paralarý KHK ile ihraç edilenlere baðýþlýyormuþ. Kendi açýkladý. Ýsteyen istediði parayý istediði yere baðýþlar, kimse kimseye bunun hesabýný soracak deðil. Ancak biz de (kimse kusura bakmasýn ama) devletin, devlet hizmeti karþýlýðýnda verdiði paranýn peþine düþeriz. Bugün Arýnç’ýn görev yeri olan Beþtepe, 15 Temmuz’da darbeci teröristlerin hedefi olmuþ. Milletin evi o teröristlerce bombalanmýþtý.Ve o Arýnç çýkýp; “Bugüne kadar fark etmediðim için bana ahmak diyebilirsiniz” demiþti. O zaman da ahmak olduðunu hiç düþünmedim þimdi de düþünmüyorum. Türk sað siyasetinin gelmiþ geçmiþ en hesaplý/planlý adamýdýr Arýnç. Hayatýnda tesadüflere yer yoktur. Nasýl ki, FETÖ operasyonlarý sýrasýnda; ‘cübbemi giyip bunlarý savunmak istiyorum” dediðinde ‘ahmak’ deðildi, bugün FETÖ’den ihraç edilenlere baðýþ yaparken de ahmaklýk etmiyor. Hepimizin gözünün içine baka baka mesaj veriyor.. Almasýný bilene.
Bir Madýmak katliamý yýldönümünde daha ayný kýsýr tartýþmanýn içinde bulduk kendimizi. Bir kesime göre Sivas’ta ölenler için aðlamalý ortalýðý ayaða kaldýrmalýyýz. Kitaplar yazmalý, türküler yakmalýyýz. Salonlar kapatýp gür sesle þiirler okumalýyýz. “Dinciler yaptý bunu” deyip müslümanlarý hedef göstermeli, ‘hesabý sorulmadý’ diyerek de öfkeyi diri tutmalýyýz. Ama Sivas’tan sadece 3 gün sonra bir Sünni köyü olan Baþbaðlar’a yapýlan saldýrýyý sadece bir ‘terör istatistiði’ olarak hatýrlamalýyýz. Bakýn açýk söylüyorum bu ikiyüzlülüktür. Sivas’ta ölenlerle Baþbaðlar’da ölenler kardeþtir. Sivas’ý yapanlarla Baþbaðlar’ý yapanlar da öyle. Her iki saldýrý da bu topraklarda iç savaþ çýkartmaya yönelik bir kýþkýrtmanýn vücut bulmuþ halidir. Týpký Kahramanmaraþ gibi, týpký Çorum gibi. Yahut sonrasýnda yaþadýðýmýz Okmeydaný, Gazi, Gezi ve hatta ve hatta 15 Temmuz gibi. Bizim payýmýza düþen bizden isteneni vermemek. Bu tuzaða düþmemek.
Cüneyt Özdemir, Þeyma Subaþý’nýn kitabýyla dalga geçmiþ. Özdemir’in konusu aslýnda bir sistem eleþtirisi. Yani herhangi bir yeteneði olmamasýna raðmen þöhret olmuþ, çok para kazanmýþ ve adýndan söz ettiren tiplerin dünyasýna yapýlmýþ bir gönderme. Evet de sorarým þimdi size Cüneyt Özdemir’i var eden ne? Þeyma Subaþý isimli popüler kültür ikonunu var eden sistem özünde Cüneyt Özdemir’i var eden sistemin kýzkardeþi. Bugün eleþtirdiði konular her neyse senelerce hepsinden beslendi. Karþýmýzda bu tip magazin figürleri varsa ve iþ yapýyorlarsa bunda bugün þikayet edenlerin de payý olduðunu unutmayýn.