Sosyal medyada dolaşan, ‘CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir’ ifadesi gerçekten Necip Fazıl’a mı aittir bilmiyorum ama tek parti dönemindeki zihniyeti açıklaması bağlamında isabetli bir tariftir denilebilir.
Her ne kadar Kılıçdaroğlu bu imajı yıkmak için kimi açılımlar yapsa da CHP’ye katılıp sonra ayrılan Yaşar Nuri ve İhsan Özkes gibi ilahiyatçıların yaptıkları açıklama CHP’nin hâlâ o din dışılık örtüsünü ve yukarıda sözü edilen zihniyeti koruduğu anlaşılıyor.
En son Fikri Durmuş Sağlar’ın "Yargılandığım zaman, türbanlı bir hâkimin karşısına gittiğimde, haklarımı koruyacağı ve adaleti yerine getirebileceği konusunda kuşkum var" açıklaması tekrar başörtüsü tartışmasını alevlendirmiş oldu.
Sağlar’a tepkiler dinmedi. Sağlar bu kez, başörtüsünü kastetmediğini Siyasal İslam’ın simgesi olan türbanı kastettiğini söyleyerek mugalataya başvurdu.
Hani ‘deveye neren eğri demişler?’ de ‘nerem doğru ki?!’ demiş ya aynen öyle bir gerekçe.
Açık konuşalım zehri altın kupa içinde sunma kabilinden İslam düşmanlığını, tantanalı ifadelerle zerk etmeye çalışanlar hep aynı yolu deniyorlar.
Sağlar da sanki hâkim, türban değil de başörtüsü takınca kuşkulanmayacakmış gibi rol kesiyor.
Birer cümle ile özetleyelim. Siyasal İslam diye bir akım yoktur. Bu tamamıyla dindar siyasetçileri ekarte etmek için İslam düşmanları tarafından uydurulmuş bir safsatadır. Çünkü dindar siyasetçi Allah’tan başkasına boyun eğmeyeceği için emperyalizme de karşı çıkacaktır. Emperyalistler ve hizmetlileri, dindar siyasetçileri Siyasal İslam diyerek karalamaktadırlar. Batıda ve İslam dünyasında bu tabiri kullananların tamamı ya bizzat kendisi emperyalisttir yahut emperyalizme teslim olmuş zavallılardır.
Türban başörtüsü ayrımı da ayrı bir mugalatadır. Türban Fransızca kökenli olup boynu açıkta bırakan bir baş sargısıdır.
Müslümanlar hiçbir zaman türban kelimesini kullanmamışlardır. Sağlar’ın türban dediği örtü başörtüsüdür. Çene altından bağlanan örtme şeklini Anadolu başörtüsü olarak görüyor iğne ile tutturulan şekline de kendince türban diyor. Oysa ister çene altı bağlama olsun isterse iğne ile tutturma olsun her ikisi de İslam’ın tesettür emrine riayettir. 28 Şubat sürecinde de bazı generaller çene altı bağlamayı örnek göstermişler ama öyle bağlayan kızlarımız da okullara alınmamışlardır. Çünkü hedef başörtüsü değil tesettürü emreden inanç sistemiydi.
Sağlar’ın türban dediği başörtüsü de, iddia ettiği gibi bir siyasi simge değil İslam’ın tesettür emrine riayettir. Sağlar’ın bu iddiasını çürüten de bizzat CHP olmuştur. İki gün önce bir açılışta Kılıçdaroğlu’nun sol yanına aldığı CHP PM üyesi Sevgi Kılıç da Sağlar’ın türban dediği başörtüsünü takmıştı. Siyasal İslam’ın simgesine CHP nasıl izin vermişti acaba?!
Hoş, Sevgi hanımın simetriğinde de Müslümanların Allah’ıyla dalga geçen Kaftancıoğlu yer aldığı için CHP’nin başörtülü hanımı saflarına katmış olması cumhurbaşkanının dediği ‘milleti aldatma’ yönteminden başka bir şey değildir.
CHP seçmeninin ve seçilmişlerin tamamı değil ama CHP yönetiminin genel bakış açısının başlangıçta Necip Fazıl’a atfedilen cümle ile özetlendiği söylenebilir.
CHP yönetimi, tek parti dönemindeki milletin değerlerine karşı yürüttüğü politikaları desteklediği sürece kimi muhafazakar kökenli politikacıları veya başörtülüleri safına katması milleti aldatmayacaktır.
Başta İslam dini ve ahkâmı olmak üzere milletin değerlerine bağlılığı esas alan 1924 anayasasının fabrika ayarlarını bozarak bu milletin dinine kasteden tek parti dönemindeki icraatları sebebiyle millet, CHP’ye kırmızı kart göstermiştir.
CHP o icraatları ve zihniyeti savunduğu sürece bir siyasi parti olarak değil milletin değerlerine kasteden bir zihniyet olarak algılanmaya devam edecektir.
Aslında Sağlar’a en güzel ve etkileyici cevabı AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik Bey verdi: “Doğrudan insanların inançlarını ve demokratik haklarını hedef alan barbarca bir nefret söylemidir bu. Adaleti ve insanlığı tehdit eden kılık kıyafet değil bu faşist zihniyettir. Nefret suçu içeren bir yaklaşımı şiddetle kınıyoruz. Tam bir bölücülük örneğidir; kendi deyimi ile ‘ideolojiktir’ ve ‘militanca’dır! Demokrasi ve hukuk düşmanı barbar bir zihniyettir. İnsanlık suçudur. CHP içinde barbar zihniyetteki bu kafalar, karanlık anlayışları hâlâ topluma dayatma peşindeler. Barbarlık pusuda bekliyor. Faşist zihniyetin o utanç verici yasakları yeniden milletimize dayatmasına asla müsaade etmeyeceğiz.”