CHP ulusalcýlýðý ve CHP raporlarý

CHP’de Birgül Ayman Güler’in Kürtlerle ilgili sözlerinin ardýndan baþlayan siyasi çalkantý sürüyor. Kimi zaman laik, kimi zaman Kemalist, kimi zaman ulusalcý karakteri öne çýkan CHP’nin aslýnda nasýl bir siyasi tasavvura sahip olduðu konusu Kemal Kýlýçdaroðlu’nun Genel Baþkanlýðýndan sonra daha fazla tartýþýlmaya baþladý. Çünkü Kýlýçdaroðlu’nun ‘Yeni CHP’ gibi bir iddiasý vardý. Bu yenilik, parti kimliðinde ve siyaset tasavvurunda nasýl bir deðiþimi ifade edecekti? Acaba bu çaba, çok iyi bilinen eski köye yeni bir imaj oluþturma gayretinden öteye geçebilecek miydi? Görünen o ki, Kýlýçdaroðlu bu yönde bir irade ve kararlýlýk oluþturamýyor. Parti bütünlüðünü koruma refleksi, deðiþim denilen olguyu sadece imaj ve halkla iliþkiler faaliyeti boyutunda tutuyor.

CHP’nin çelik çekirdeðini temsil eden ‘ulusalcý’ zihniyet bir süredir Türk siyasetinin temel eksenlerinden biri haline gelmektedir. MHP’den Ýþçi Partisi’ne ve farklý ideolojilerdeki marjinal partilere kadar birçok hareket ‘ulusalcý’ karakter etrafýnda þekillenmektedir.

Bu siyasi zihniyetin sadece Kürt meselesinde bocaladýðýný veya ‘eski paradigma’yý yansýttýðýný düþünmek yanlýþ olur. Aslýnda özelleþtirmeden AB’ye, insan haklarýndan asker-sivil iliþkilerine kadar birçok konuda bu zihniyetin benzer siyasi refleksleri ortaya çýkýyor.

***

CHP’nin ciddi ve gerçek bir dönüþüm yapabilmesi, batýdaki ‘Üçüncü Yol’ gibi geçmiþini sorgulayan, geçmiþiyle hesaplaþan bir çaba ortaya koymasýný gerektiriyor. CHP’de ise böyle bir niyet görünmüyor.

Örneðin Kürt meselesi baðlamýnda geçmiþten bu yana CHP birçok rapor yayýnladý, farklý söylemler ortaya koydu. Ama hiçbiri kalýcý ve güçlü bir politikaya dönüþemedi.

Hüseyin Yayman’ýn ‘Türkiye’nin Kürt Sorunu Hafýzasý’ adlý kitabýnda ifade ettiði gibi, CHP ve türevi SHP bugüne kadar 8 rapor hazýrladý: SHP Güneydoðu Raporu 1990, SHP Newroz Raporu 1992, CHP Tunceli Raporu 1996, CHP Doðu ve Güneydoðu Raporu 1999, CHP Demokratikleþme ve Ýnsan Haklarý Raporu 1999, Algan Hacaloðlu Raporu 2000, CHP Demokratikleþme ve Hukuk Devleti Raporu 2001, CHP Van Kürt Sorunu Çalýþtayý 18-20 Þubat 2011.

 

Kýlýçdaroðlu’nun baþkanlýðýný yaptýðý Van çalýþtayýnda ‘Kürtlerin eþit ve özgür vatandaþ olarak yaþamalarýnýn temin edilmesi gerektiði vurgulanýyor ve þöyle deniliyor: “Evrensel ölçüleri içerisinde etnik farklýlýklarýn bulunduðu uygar ülkelerdeki etnik halklarýn aynýsýnýn Türkiye’de yaþayan farklý etnik yapýdaki halklara saðlanmasý. Tüm vatandaþlarýn kendini eþit hissettiði bir Türkiye yaratmak.” Çalýþtayda bölge insanýyla empati yapýlmasý da isteniyor. Oysa CHP’nin ulusalcý milletvekillerinin ayrýmcýlýk kokan söylemleri hiç de böyle bir anlayýþý ifade etmiyor.

Uçtan uça savrulan bir böyle bir partinin inandýrýcýlýk saðlamasý ve güven oluþturmasý hiç kolay deðildir.

***

1996’da hazýrlanan CHP Tunceli Raporu’nda Türkiye ‘çok kültürlü, etnik çoðul bir toplum’ olarak tanýmlanýyor. “Sorunlarýn dar vizyonlu ve demokratik deðerleri içine sindirememiþ otoriter devlet yapýsý çerçevesinde geliþtirilen ýrkçýlýk-militarizm-baðnazlýk temelinde geliþtirilen politikalarla aþýlamayacaðý bilinmelidir” denilen raporda çözüm olarak “etnik duyarlýlýklara demokratik çözüm saðlanmasý ve Kürt kimliðinin tanýnmasý” zikrediliyor. “Çoðulcu yerinden yönetim reformu” öneren CHP raporu, yetki ve sorumluluklarý geniþletilmiþ, merkezi vesayetten azade bir yerinden yönetim modeli öneriyor. Bu gibi önerilerin sadece CHP içinde deðil genel olarak tartýþmalara sebebiyet vereceði düþünülebilir.

Elbette bugün bünyesindeki milletvekillerinin söylediklerine sahip çýkamayan CHP yönetiminin, geçmiþte söylenenleri ne ciddiyetle algýlayacaðý tartýþmalýdýr. CHP içindeki ulusalcý kanadýn bu raporlarýn çoðunu tasvip etmemesi de mümkündür.

CHP içinde gözlemlenen bu fikir ayrýlýðý, demokratik bir zenginlikten ziyade birbirinin varlýðýný sorgulayan bir çatýþma görüntüsü veriyor.