Türkiye, terör belasýndan kurtulmak için çok önemli bir ‘çözüm’ sürecini yürütüyor. Devletin istihbarat birimlerinin, terör örgütüne ‘silah býraktýrma’ konusunda yürüttüðü çalýþmalar bütün Türkiye’yi umutlandýrdý.
Toplumun hemen bütün kesimleri, kanýn durmasý ve acýlarýn bitmesi için umutlu ama ayný zamanda da temkinli...
Ve en büyük korku da, Türkiye’nin büyümesini ve bölgesel bir güç haline gelmesini istemeyen iç ve dýþ dinamiklerin çözümü sabote etmesi. Çünkü hepimiz biliyoruz ki, güçlenen bir Türkiye gerek bölgesel, gerekse küresel anlamda bazýlarýný hiç de mutlu etmeyecektir.
‘Çözüm’ adýmlarýnýn baþladýðý ilk günden bu yana yaþanan ve sabote etme riski yüksek olaylarý dikkatle analiz ettiðimizde tehlikeyi daha yakýndan görmek mümkün. Mesela, Mardin’de bir polisin PKK’lýlar tarafýndan þehit edilmesi, Paris’te 3 PKK’lý kadýnýn infaz edilmesi gibi... Bütün bu olaylarýn arkasýnda, çözümü istemeyen mahfillerin olma ihtimali yüksek.
Nitekim, ‘çözümün’ deðerine inanan toplum, bu sabotajlara raðmen umudunu korumaya devam ediyor. Diyarbakýr’daki cenaze töreninde ortaya çýkan fotoðraf da gösteriyor ki, bu kez, herkes sürecin üzerine daha fazla titriyor, bunun bozulmamasý için büyük hassasiyet gösteriyor.
Galiba, bu ülkede kanýn durmasýný istemeyen, ‘çözüme’ inanmayan ve toplumun hassasiyetlerini dikkate almayan bir tek CHP var.
***
Önceki gün, parlamentoda Anadilde Savunma Hakký yasasýnýn görüþülmesi sýrasýnda CHP Ýzmir Milletvekili Birgül AymanGüler öylesine ‘ýrkçý’ ifadeler kullandý ki, hepimizin adeta kanýný dondurdu.
Bakýn CHP’li Güler neler diyor: “Türkiye’de Kürt sorunu yoktur, Türk ulusuyla Kürt milliyeti eþit olamaz. Bundan sonra biz savunmadayýz, bundan sonra meþru müdafaa hakký için saldýrýdayýz.”
Kuþkusuz, Güler yalnýz deðil, bizzat CHP Grup Baþkanvekilleri ve milletvekilleri, bu faþizan tavrý aslanlar gibi desteklediler ve savundular.
Aslýnda iþin daha da vahim olaný, Güler’i bu ‘ýrkçý þova’ azmettirenin bizzat CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun olmasýdýr. Maalesef acý ama böyle. Salý günkü grup konuþmasýnda Kýlýçdaroðlu, Altý Ok’tan birisini ulusalcýlara sunarken, “Soruyorlar bize, ‘siz ulusalcý mýsýnýz, sosyal demokrat mýsýnýz?’ Cehaletin bu kadarýna bakýn. Bizim altý okumuzdan biri milliyetçilik. Türkçesi ulusalcýlýk. Elbette ki ulusalcýyýz” diyordu.
Ýþte CHP Ýzmir Milletvekili Güler parlamentoda, “Müdafaa hakký için saldýrýdayýz” derken, tam da Kýlýçdaroðlu’nun kastettiði “ulusalcýlýða” olan imanýný tazeliyordu. Bu cümleler karþýsýnda söylenebilecek tek söz: Tek parti döneminin ‘ýrkçý’ CHP’sine hoþ geldiniz...
Þimdi, CHP Genel Baþkaný olan bir siyasetçinin yani ana muhalefet liderinin, bu ülkede “ulusalcý” refleksin ne anlama geldiðini bilmediðini söyleyebilir miyiz?
Elbette söyleyemeyiz. Çünkü sokaktaki insan bile biliyor ki, Türkiye’nin yakýn tarihinin üzerindeki karanlýk perdeyi kaldýrdýðýmýzda altýndan çýkan Ergenekonvari pisliklerin, siyasi cinayetlerin, faili meçhullerin beslenip büyüdüðü tek kaynak ulusalcýlýktýr. Dahasý, Türkiye’ye büyük acýlar yaþatan inkar ve asimilasyon politikalarýnýn faili de yine ulusalcýlýktýr.
Hepimiz, Allah’ýn yarattýðý bir insan olarak belirtmek zorundayýz ki, ‘ýrkçýlýk’ bir insanlýk suçudur. Ve Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn ifadesiyle, “Irkçýlýk þeytandandýr.”