CHP yapamadı MHP yaptı

18 maddede yasama ile yürütme erklerini birbirinden ayıracak olan anayasa değişikliğinin ilk tur görüşmeleri tamamladı.

Meclis, Türkiye’yi utandıran şiddet görüntülerine sahne oldu ama CHP’nin Anayasa Komisyonu’ndaki performansı hatırlandığında çok da şaşırtıcı değildi bu.

Burun kırmak, bacak ısırmak gibi insana yakışmayacak türden vandallıklar hariç tabi! Bunlar akla gelecek şeyler değil çünkü. Hele ki seçilmiş, temsil yetkisi almış milletvekillerinden bazılarının belli bir akli-ahlaki seviyeyi, nezaketi ve asaleti taşıdığı varsayımını boşa çıkarması bakımından.

CHP 133 sandalye ile Meclis’te sonuç alamayacağını bildiği halde gerilim siyasetini neden seçmiş olabilir? Üstelik 2014 başında hendek kazmaya başlayan PKK ile eş zamanlı olarak “seni başkan yaptırmayacağız” diyen HDP’nin 59 sandalyesiyle kendisine bir nebze katkısı olsa da referandum için sahaya inildiğinde CHP tabanının bu yakınlaşmaya tepki vereceği aşikar iken? HDP vekillerinden 12’si terör suçundan tutuklu, ikisi firari iken?

Gerginliğin, şiddet ve tehdit dilinin, kürsü işgal etmenin, çalışma geciksin diye kabinlere girip 5-10 dakika çıkmamak gibi çocukça yolların CHP’nin siyasetsizliğine, siyasi yetersizliğine delalet ettiğini göremiyor olabilir mi ana muhalefet partisi?

***

Hayır, bir yanı görüyor bunu. O yüzden, Kılıçdaroğlu ve bazı vekiller “kan dökülür, iç savaş çıkar, milletvekilleri bedensel bedel öder” türünden tehditler savurup Meclis’teki çirkinliklere imza atarken, Deniz Baykal gibi bazı vekiller çıplak uyarıcı sesi ve korku filmi efektiyle “n’olur teklifi geri çekin, sonra pişman olursunuz” konuşmaları yapıyordu. “Yaptırmayız”cı medyada da bu iki tutum gözlendi.

Yapıcı siyaset bilgisinden mahrum olmanın bir sonucu olarak CHP siyaseten sıkışmış vaziyette. Hiç bir konuda ön açıcı olmadığı, siyaseti tepkisellik düzeyinde yaptığı için mütemadiyen “maruz kalıyor”.

Arkadan geliyor, her şey olup biterken bağırıp çağıyor, olmaz diyor ama sonucu değiştiremiyor. 

AK Partihalk iradesiyle hem hükümet olduğu, hem Meclis çoğunluğunu oluşturduğu için kaçınılmaz olarak yasa değişiklikleri, icracı siyaset, söylem kurma becerisi ile siyaseti belirleyen parti. Bu anlamda muhalefetin işi hakikaten zor ama seçim dönemleri haricinde yapılan siyaset değil midir aslında sandık sathı mailine girildiğinde seçmenin seçimini belirleyen?

Bu anlamda MHP Temmuz ortasından beri aldığı siyasi tutumla çok önemli bir avantaj kazanmış durumda. 

***

İki konuda CHP’nin yapamadığını yaptı ve başarılı bir siyaset üretti MHP.

İlki, fiili durumu ortadan kaldırmak ve dünya değişirken Türkiye’nin de geçirmesi gereken değişikliğe dair “o halde halka soralım” diyebilmiş olması.

CHP ise -bir CHP klasiği olarak- halka gitmekten korkan çekinen, halkın kararını ikincilleştiren ve değersizleştiren bir siyasetin aktörü olmayı seçti.

MHP’nin diğer başarılı siyaseti, iktidar partisiyle müzakere ederek anayasa değişiklik teklifine kendi görüşlerini yedirebilmiş olmasıdır.Hem ikili görüşmelerde hem Anayasa Komisyonu hem de Genel Kurul sürecindeki performansıyla yeni dönemin “asli kurucu unsuru” olmayı başardı MHP. Ülke yararını parti yararının üstünde tutarak siyaseten yerini sağlamlaştırdı.

***

Anayasa değişikliği teklifi Çarşamba günü başlayacak ikinci tur oylamanın ardından -ki 330’un altına düşmesi beklenmiyor- halkın önüne gelecek. CHP referandumda da “zinhar olmaz” tavrını sürdürecek.

Ama sonra “başkalarının yaptığı siyasete ve halkın kararına uyacak”.

Tıpkı 2007’de 367 saçmalığına, cumhuriyet mitinglerine, e-muhtıraya bel bağlamasına ve referandumda “hayır” demesine rağmen 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarıp sahada çalışarak verili siyasetin peşinden gitmesi gibi.

Göreceksiniz 2019’daki Cumhurbaşkanı seçiminde de, dahil olmadığı bilakis olmasın diye direttiği değişikliğin gereğini yapacak CHP.