CHP-Cemaat prodüksiyonu sunar!

Dershane tartışması başladığından beri meselenin bu olmadığını, asıl amacın Cemaat tabanını çok sevip hayır dualar ettiği Başbakan Erdoğan’dan soğutmak olduğunu yazıp söylemekteyim.

Böylelikle Cemaat tabanının, işaretin verildiği o gün geldiğinde ne günahı kadar sevdiği ne de ünsiyet hissettiği CHP’ye kerhen de olsa oy verebilecek kıvama gelmesi umulmaktaydı.

Sonraki “zaman ayarlı” istifa hamleleri de, yolsuzluk dosyaları ve gerçek ya da imal edilmiş mahrem alan görüntüleri de hep aynı amaca matuf tasarruflardı ve genelde tüm kamuoyunda iddiaların hükme dönüşmesi, özelde ise Cemaat tabanında duygusal kopuşun sağlanması isteniyordu.

Öte yandan CHP tabanı da elbette hiç hazzetmiyor Cemaatten. Ne lideri ne tabanı için olumlu kanaat bildirecek durumda değiller. Belki en fazla, daha önce tiksinerek ve yüksek sesle söyledikleri “ıyygh badem bıyıklılar” vurgusunu bir müddet fısıldayabilirler.

Sevgide ve inançta bir araya gelmesi mümkün olmayan, gelecek de vaat etmeyen CHP ile Cemaat arasında görünen o ki sadece AK Parti nefreti üzerine bir muta nikâhı kıyılmakta. Temellerin dualarla değil beddualarla atılıyor olması da bu birliktelikten hayır beklenip beklenmeyeceğinin açık kriteri.

Büyük çaresizlik!

Bütün bu büyük prodüksiyonlar, kurulan ittifaklar, girilen zahmetler, edilen ihanetler, havada uçuşan iddialar, atılan manşetler, her şey ama her şey AK Parti’nin erimesi, CHP’nin iktidarı için.

İktidar açlığı vitrinin dahi ekleme ulama isimlerle oluşturulmasını zorunlu kılmış görünüyor. Yolsuzluk iddialarıyla CHP’den ihraç edilmiş Mustafa Sarıgül’ün İstanbul’dan, MHP’yi CHP’lileşmekle eleştiren Mansur Yavaş’ın Ankara’dan ve AK Parti yeniden aday göstermedi diye soluğu CHP’de alan Lütfü Savaş’ın Hatay’dan hem de büyük iddialarla seçime girecek olması CHP teşkilatını da rahatsız ediyor olmalı. Ama elbette bu hesabın Cemaat tabanının oyunu daha kolay almak gibi bir amacı olsa da CHP için öncelikli olan halk desteği yerine cari vesayet gücünü arkasına almak.

Bir siyasi parti ile bir toplumsal hareketin (en azından bir zamanlar) seçim ittifakına girmesi normal şartlarda normal bir şeydir elbette. Lakin bir kez daha normal bir dönemde değiliz.

Halk iradesiyle baş edemeyen ve sandıkta bükemediği eli sandığa gitmeden kırmak isteyen hastalıklı zihniyet yine hortlamış ve eski-yeni mümessilleriyle güç birliğine gitmiş görünüyor.

Üstelik tarafların sicilleri hayli kirli.

Biri, her darbe döneminin gayretli ama beceriksiz müdavimi, diğeri sinsi olduğu kadar kirli olduğu da anlaşılan bir türedi vesayetçi.

Birinin adında “halk” var ama hem kendisi “bu” halkı bir türlü beğenip benimseyemediği hem de halk tarafından benimsenip teveccüh görmediği için ağır çelişkiler içinde. Tarihi, bir sandıktan çıkamama ve vesayetçi yapılar arkasına saklanma tarihi.

Diğeri, devleti değiştiren, asırlık sorunları aşma iradesi gösteren ve toplumsal çoğulculuğun devlete de yansıması gerektiği ilkesince kendilerine de yol açmış, en azından engel olmamış meşru hükümete siyaset dayatmaya kalkınca destur yemiş pozisyon değiştirmiş bir yapı.

Ve Cemaat kaybetti!

Bu destur nedeniyledir ki kendi sonunu hızlandıran bir dizi hatayı işlemekten kendini alamadı Cemaat. Verdiği zararın en büyüğü de kendine oldu.

En başta gizlilik üzerine kurulu yapısını deşifre etti, inandırıcılığını kaybetti, geleceğini geri döndürülemez şekilde tüketti.

Dini değil siyasi bir örgütlenme olduğu, bunu da sinsice ve kirli işlerle yaptığını kendi eliyle ilan etti.

Büyüdükçe çıktığı yerden ve halis niyetlerden uzaklaştığını, giderek kendi ülkesine, milletin menfaatlerine zarar verecek bir hüviyete büründüğünü kendi tabanı da dahil olmak üzere tüm dünyaya ispatladı.

Dini duyarlılıklar üzerinden yürünse ve millet yararından bahsedilse de ne yazık ki ne dini ne milli bir ilkenin esamisinin okunmadığı, inançlı temiz insanların arkasına saklanarak kirli ahlaksız işler yapıldığı anlaşıldı.

Devlet içinde paralel bir devlet yapısı oluşturulduğunun ortaya çıkması kadar önemli diğer mevzu ise şu: Cemaat içinde yabancı istihbarat örgütlerince paralel bir cemaat yapısı oluşturulduğu bu olaylarla birlikte tevil edilemez şekilde açığa çıktı.