O kadar uzun süre araþtýrdýlar, o kadar çok uðraþtýlar ki insan sormadan edemiyor; madem Muharrem Ýnce'yi aday gösterecektiniz, adam zaten burnunuzun dibindeydi, son dakikaya kadar niye beklediniz?
Tariflere de pek uymadýðýna göre Ýnce'nin adaylýðýnýn adaysýzlýktan kaynaklandýðýný söyleyebiliriz.
Kemal Kýlýçdaroðlu'nun cumhurbaþkaný adaylarýnda aradýðý kriterlere bir bakalým.
"Siz neden aday olmuyorsunuz?" sorusuna verdiði cevapta sýralamýþ aslýnda kriterlerini; "Seçilsem TBMM'de tarafsýz kalacaðýma iliþkin namusum ve þerefim üzerine yemin etmem gerekecekti."
"Bu kriterleri haiz deðildi de mi aday olmadý?" sorusunu sormayan kaldý mý!
Sonra öyle parti rozetini göstermelik çýkarmakla tarafsýzlýk saðlanýyorduysa neden kendisi çýkarmadý?
***
Tarife devam; "Cumhurbaþkaný adayýmýz, kazanacaðýndan emin olduðumuz birisi olacak."
CHP kurultayýnda Kýlýçdaroðlu'na karþý kaybetmiþ biri cumhurbaþkanlýðýnda Erdoðan'a karþý kazanabilir mi?
"Adayýmýz, bir baþarý öyküsü olan, ekonomiyi bilen, bilgi birikimi yüksek olan ve ülkeyi bu deðerlerle yönetebilecek birisi olacak."
Baþarý öyküsü namýna ortada gözle görülür bir þey yoktu. Ekonomiden anladýðý da nereden çýkarýlmýþtý? Ama bu tarife istinaden niyeyse Ýlhan Kesici'nin adý zikredildi. O da buna inandý ki son güne kadar milletvekilliði baþvurusu yapmadý.
Rivayet o ki benzer profiller olduklarýndan dolayý Kesici'nin adaylýðýna Akþener mani oldu. Belki doðrulanamayacak ama inkar da edilse yanlýþlanamayacak bir bilgi!
***
Muharrem Ýnce'nin bir baþarý öyküsü var mý peki? Kýlýçdaroðlu'na bile yenilmiþ bir kiþi için nasýl bir baþarý öyküsü uydurabilirsin?
Haa bir de "Kavgacý olmayacak. Kavgayý ben yapacaðým, cumhurbaþkaný adayý yapmayacak" lafý var. Efsane çýkýþ!
Muharrem Ýnce'nin 1 Kasým seçimlerinden sonra TBMM’de yaptýðý basýn toplantýsýna baðlanalým buradan: Genel baþkanýna “... yenmiþ de yenmiþ, yenmiþ de yenmiþ, çýkmýþsýn yenmiþ, çýkmýþsýn yenmiþ..” diye kükremesi var ya Ýnce'nin...
Anlaþýlan asýl kavga 24 Haziran'dan sonra CHP içinde verilecek...
Partiler genel seçimlerden önce aday adayý baþvurularýný alýyor. Bilahare aday listelerini hazýrlayýp YSK'ya bildiriyor.
Aday adayý baþvurularýnda da rekor, AK Parti'ye ait. 7 Haziran seçimlerinde 6 bin 239 kiþi baþvurmuþtu. Bu rekor bir sayýydý. Þimdi ise 7 bin 329 kiþi Ak Parti'den aday adayý baþvurusunda bulundu. CHP'den ise2 bin 822.
Aradaki fark sandýktaki farkla uyumlu.
AK Parti'ye baþvuru sayýsý CHP'nin iki katýndan bile çok. Diðer partilere ne kadar baþvuru olmuþ, öðrenemiyoruz. Çünkü açýklayamýyorlar. 600 kiþilik milletvekili listesini doldurabilseler bari.
***
Bu tablo, kamuoyu araþtýrmasý sonuçlarýndan çok daha fikir verici bana kalýrsa.
Bir kesim aday adaylarý profilinden hareketle AK Parti'ye yapýlan baþvuru sayýsýnýn fazlalýðýný siyasetteki seviyenin düþmesiyle açýklamaya kalkýyor. Kafalardaki elitizmin dil sürçmesiyle açýða çýkmasý bir anlamda.
"Aday adayý" diye kartvizit bastýranlar, listeler açýklanana kadar kesenin aðzýný açanlar, kapý kapý dolaþanlar, sosyal medyada poz poz fotoðraf paylaþanlar falan... Bütün bunlar siyasetin doðasýnda olan þeyler. Bu, siyasette seviyenin düþmesi deðil sýradan bir vatandaþýn bile siyasi mekanizmalara dahil olabilmesiyle alakalý. Siyaset eskiden bir elitler iþtigaliyken artýk halkýn kendini bir parçasý olarak gördüðü, seçmen olduðu kadar seçilen de olabileceðini düþündüðü eriþilebilir makamlar.
Dolayýsýyla hakir görmek yerine siyasetin halka ulaþma kanallarýnýn açýklýðýna yormak daha doðru bence.