CHP'de bir hadise var, can ile canan arasında…

Aniden oldu. Olay şöyle gelişti.

Ekol TV'de katıldığı programda CHP lideri Özgür Özel, Erdoğan ile görüşmesini eleştiren gazeteci Yılmaz Özdil'e, hiç hesapta olmayan bir tepki gösterdi:

"Kutuplaşma ortamından beslenenler var. Normal siyaset ortamında kendisine yer olmadığını düşünenler var. Mesela bir adam Youtube videosu çekiyor, ağır hakaretler ediyor. Bana hırsı ne? Geçmişte 'Bidon Kafa' diye köşe yazısı yazmış arkadaş, seçimin ertesi günü. Bir yerde sular kesilmiş, 'Hadi bakalım bidon kafalılar, bu iktidarı siz seçtiniz şimdi gidin su sırasına girin' diyor. Ben vaktiyle bunu eleştirmiştim, onun da hırsı bundan. Oy alamayınca 'hatamız nerede' demek yerine oy vermeyen seçmene 'bidon kafa' diyen zihniyet. Zaten bu partinin 47 yıl sonra birinci parti olmasının sebebi bu zihniyetten kopması. Seçmene kafa tutan bir yaklaşımı reddediyorum. Arkadaş, seçmene sövüyor. Bunlar kutuplaşma olmadıkça yaşayamazlar. Sürekli bir kavga ortamı olsun, iki taraf birbiriyle sürekli çatışma halinde olsun biz de bu tarafa mermi satalım..."

Özdil, sosyal medya hesabından sert açıklamalarda bulundu. Şu ifadeleri kullandı:

"Özgür Özel, sana iftiralarını yedireceğim. Bana milletvekiliyken yıllarca "Yılmaz abi" diyen Özgür Özel, şimdi niye çıkıp iftira attığını -gözlüğü çıkardın ama- gözüne sokacağım."

Daha sonra konuyla ilgili "Asrın lideri, Özgür Özel'e 'Koltuk' verdi" başlıklı bir video yayınlayan Özdil, "delikanlı ol" diye hitap ettiği CHP Genel Başkanını yerden yere vurdu:

"Haysiyet cellâdı trollerin abisi olduğunu anlatıyorum. Buna çok kızıyor. Toplumda hiçbir karşılığının olmadığını, Manisa'da 2 kez aday olup seçilemediğini ikinci bile olmadığını söylüyorum buna çok kızıyor. Partiye, Kılıçdaroğlu'nun monte ettiğini, 14 yıldır adeta çantası gibi yanında dolaştığını ve Kılıçdaroğlu'nu, ilk satan kişi olduğunu söylüyorum, buna kızıyor. Bana göre kişisel görüşüm, CHP tarihinin en çapsız genel başkanı olduğunu söylüyorum buna kızıyor. Milletvekili iken Tayyip Erdoğan'a diktatör diyordu. Şimdi gidiyor hayran hayran bakıyor. Kocaman bir partinin genel başkanı olarak beni linç etmeye çalışıyor. Ödeşeceğiz..."

Yılmaz Özdil, pazartesi günü cevap vermeye devam edeceğini de ekliyor.

CHP muhalefette ve güçsüz iken birlik/beraberlik görüntüsü hâkimdir. Şimdi ise yerel seçimlerden birinci parti olarak çıkmanın getirdiği güç vehmi ile kavga zeminleri oluşuyor.

Şunları söylemeden geçemeyiz:

1. Özgür Özel'in, CHP'nin seçim kaybetmesinin sebebini, bir gazeteciye fatura etmesi hem gerçekçi değil hem de doğru değil...

CHP'nin kendi başarısızlıklarını, beceriksizliklerini, seçmende bir türlü karşılığının olmadığını örtmeye çabalıyor.

Kaldı ki, CHP'den bugüne kadar Yılmaz Özdil'in "bidon kafalı" aşağılamasına, öyle seçmeni savunan gür bir ses hiç çıkmadı.

Hatta Kılıçdaroğlu; "Erdoğan'a oy vererek günaha girmeyin" derken, Öğretmenler Günü'nde Meclis'te CHP Grup Toplantısında, "hâlâ iktidarın peşinde giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın, ben ona öğretmen demem. Öğretmen, iradesini pazarlayan kişi değildir" diye öğretmenlere hakaret ederken Özgür Özel neden sustu?

2. Özgür Özel, 47 yıl sonra CHP'nin 1. Parti olmasını Yılmaz Özdil zihniyetinden kopmaya bağlıyor.

Hemen belirtelim, CHP içinde o zihniyet hâlâ kuvvetli bir damardır.

Ama asıl söylememiz gereken şu: Özgür Özel, göz bağcılığı yapıyor. CHP'nin 1. Parti olması kendinden kaynaklanmıyor. Pazarlıklarla aldıkları HDP/DEM Parti oyları olmasa, muhalefet partilerindeki Erdoğan düşmanlığı/öfkesi olmasa, CHP 1. Parti midir?

Yılmaz Özdil'e toslamakla Özgür Özel, zamirinde gazeteci düşmanlığını, eleştiriye tahammülsüzlüğünü de sergilemiş oldu.

Hadi bakalım fondaş CHP'li medya, nerede duracaksınız görelim...