Muharrem Ýnce ile Kýlýçdaroðlu’nun seçimden günler sonra yaptýðý baþ baþa görüþme, CHP’de artýk yeni bir dönemin baþladýðýnýn iþareti.. Ýnce nazikçe; “Onursal baþkanlýk teklif ettim, ‘Meclis’te grup baþkaný olarak partinin baþýnda ol’ dedim” diye açýklama yaptý.. Ancak siyaset okumasý olan herkes hemen anlayacak ki, bu buz gibi resttir.. Öyle ki Kýlýçdaroðlu bu teklifle tamamen köþeye sýkýþmýþ durumda.. Ne dese masadan zararla kalkacak.. ‘Hayýr’ mý diyecek, ‘evet’ mi diyecek?.. Kaybedilen zaman boþuna.. Bakýn ben size bir þey söyleyeyim mi.. Kýlýçdaroðlu çook yanlýþ yaptý.. O gece Muharrem Ýnce’nin yanýnda olmasý gerekirdi.. Seçim sonuçlarýný Muharrem Ýnce ile birlikte izleyecek gece de birlikte kameralar önüne birlikte geçeceklerdi.. Ve orada Kýlýçdaroðlu diyecekti ki; ‘bu tablonun bütün sorumluluðunu alýyor ve istifa ediyorum’… Ýnce’den bir gün sonra çýkacaksýn.. Her þey ortadayken, ‘seçimin kaybedeni AK Partidir’ falan gibi komik þeyler söyleyeceksin. Muharrem Ýnce’ye kapýyý göstereceksin.. Partinden bir ‘Ýyi Parti oyu kadar’ fazla almýþ olan adayýna, ‘beklentilerin altýnda kaldý’ diyerek baþarýsýzlýk yükleyeceksin.. Sanki dýþarýdan bir isimmiþ gibi ‘teþkilatlarýma talimatýmdýr Muharrem Bey’e iyi davranýn’ falan gibi çocukça çýkýþlar yapacaksýn.. Ve o koltukta oturmaya devam edeceksin.. Bitti.. Game Over..Mustafa Þen’i anarak söyleyelim.. CHP’de politik uzay zaman bükülmesi yaþanmýþ ve ilk seçimli kurultay (her ne zamansa o tarih) 24 Haziran gecesine gelmiþ, Muharrem Ýnce o gece o koltuða oturmuþtur.. Hayýrlý olsun..
Bütün ülkenin yüreðini yakan Leyla topraða verildi.. Sonsuzluða uðurlandý.. Cennet kuþu, melek olup uçtu.. Fakat ardýnda cevapsýz onlarca soru býraktý.. Bakýn bir kaç gün önce Ankara’da minik Eylül’ün cinsel saldýrýya uðradýktan sonra öldürüldüðünü gördük. Hemen ardýndan da Leyla’nýn cansýz bedeni bulundu.. Her iki dosya da birbirine çok benziyor.. Tek fark, Eylül’e kimin zarar verdiðini biliyoruz.. En azýndan savcýnýn önündeki dosyada delilleriyle birlikte bir isim yazýyor.. Fakat Leyla olayý biraz karýþýk.. Aðrý Valisi Süleyman Elban’ýn dediðine göre, Leyla kaçýrýlmýþ.. Ve muhtemelen köyde bir yerde alýkonulmuþ.. Ortalýk karýþýnca da, minik kýzý kaçýranlar da cesaret edip onu sakladýklarý yere bir türlü gidememiþler.. Çocuk orada, tutulduðu yerde açlýktan ölmüþ.. Uygun bir zamaný kollayýp da cansýz bedenini dere kenarýna býrakmýþlar.. Þimdi bir takým sorular var sorulmasý gereken.. Kim kaçýrdý?.. Neden kaçýrdý?.. Bir alacak verecek iliþkisinin kurbaný mý oldu yavru kuþ?.. Yoksa aileden biri para karþýlýðýnda mý verdi Leyla’yý?.. Gözaltýnda bazý isimler var. Onlarýn vereceði ifadeye göre çok daha baþka bir tablo ile karþýlaþabiliriz.. Son söz.. Çocuklarýnýzýn sahibi deðilsiniz.. Onlar size/bize emanet.. Tasarruflarýnýzý buna göre yapýn..
Cengiz Kurtoðlu ve Hakan Altun’un birbirlerinin þarkýlarýný söyledikleri ve bazý þarkýlara düet yaptýklarý ‘Usta Çýrak’ albümü nefis olmuþ. Bu tarzý sevenlerin bütün beklentilerini karþýlýyor. Yalnýz anlamadýðým þu.. Cengiz Kurtoðlu elbette usta da Hakan Altun’a çýrak demek de pek olmamýþ sanki.. Albümün prodüktörü Polat Yaðcý’nýn fikri olsa gerek.. Oysa biz Hakan Altun’u A-HA grubuyla ‘çilli bom’ söylediði günlerden beri takip ederiz. Bugün ‘ustayým’ diye dolaþan onlarcasýný cebinden çýkarýr.. Ben olsam albüme ‘Romantik ve Ýsyankâr’ diye isim koyardým. Fakat her þey bir yana, sahiden nefis bir proje. Yorgun Yýllarým, Duyanlara Duymayanlara.. Muhteþem..