CHP’nin Çankaya gibi, statükonun garantörü gibi gördüðü bir makama Ekmeleddin Ýhsanoðlu gibi birisini aday olarak göstermesi kendi çizgisi adýna ciddi bir riskti.
Riskti, çünkü Ekmeleddin Ýhsanoðlu, bugüne kadar oluþmuþ kimliði ile CHP dünyasý ile buluþmuyordu. Hatta daha çok Ak Parti çevresinde mütalaa edilebilirdi. Biraz daha ileri giderek söylemek gerekirse, Ak Parti, düþük profilli bir Cumhurbaþkaný adayý arasa, -ki 2007’de, eþinin baþý açýk bir aday arayýþý da söz konusu olmuþ, Vecdi Gönül gibi Ýhsanoðlu benzeri isimler üzerinde durulmuþtu- Ýhsanoðlu’nu aday gösterebilirdi.
Evet, Ýhsanoðlu CHP için bir riskti.
Ama demek ki CHP, kendi içinden bir aday çýkarmayý çok daha büyük bir risk olarak gördü ve muhafazakar toplum zeminine hitap edebileceði umudu ile Ýhsanoðlu’nu aday gösterdi.
Þimdi bunun ceremesini çekmesi tabiidir. Emine Ülker Tarhan’ýn isyan gibi çýkýþýnda söylediði iki husus CHP’nin durduðu yer açýsýndan çok net bir problemi ortaya koymaktadtýr:
“- CHP, baþkasý gibi olmaya çalýþtý ve kaybetti.
“- Erdoðan kaybetse bile, kendi
anlayýþýný muhalefete dayatabildiðine göre baþtan bu yarýþýn galibi sayýlýrdý zaten.”
Hatýrlarsanýz, bir yazýmda “Ýhsanoðlu’nun adaylýðýnýn da aslýnda Tayyip Erdoðan’ýn zaferi” olduðunu yazmýþtým.
Bu doðru, Ýhsanoðlu’nun aday gösterildiði zamandan bu yana geniþ bir CHP’li topluluðun zihninde bir ukde gibi dolaþýp durmuþ olmalýdýr.
CHP, bir süredir “baþkasý olma”ya yönelerek, varlýðýný sürdürebilmek istiyor.
Çünkü bir týkanma yaþýyor.
Ben bu týkanmanýn, CHP’nin genleriyle alakalý olduðunu, CHP’nin yanlýþ bir formatla þekillendiðini, Tek Parti döneminin sera ortamýnda ürettiði sosyal zeminle bir varlýk edindiðini, Türkiye normalleþip kendi sosyolojisini oluþturdukça bu yapýnýn varoluþ zemininin eriyeceðini, çok partili hayata geçildiðinden beri bu sürecin yaþandýðýný ve 2000’li yýllara gelindiðinde, belki Demokrat Parti ile baþlayan halk temsili çýðýrýnýn Erdoðan liderliðindeki Ak Parti ile en net bir noktaya geldiðini, onun için de CHP’deki erimenin yoðunlaþmasý ile alakalý olduðunu yazdým.
CHP’nin þu anda bir misyonundan söz etmek mümkünse, bu, mesela Ak parti’nin misyonunu nasýl okuyorlarsa onun önünü kesmekten ibarettir. Üstelik bunu, “çakma” diye nitelenebilecek bir “Ak Partili profili”ni öne çýkararak yapmaya çalýþmaktadýr.
Bu yol, çýkar bir yol deðildir.
Vaktiyle de yazdým, bu Cüneyd Baðdadi’ye izafe edilen bir menkýbeye çok benziyor. Cüneyd Baðdadi bir yaz günü, sýrtýna bir buz kalýbýný alarak sokaklarda dolaþmaya baþlamýþ. Bir yandan da, ömrün gün gün eridiðine iþaret ederek,
- Sermayesi eriyen adama acýyýn, diye sesleniyormuþ.
Sermayesi eriyen bir yapýdýr bugün CHP.
Neredeyse bütün varlýk gerekçesi “karþýtlýða” indirgenmiþ durumdadýr.
Bu karþýtlýðýn mesela Tayyip Erdoðan gibi isimlerde somutlaþan þekilde sembol kiþilere yönelik olduðu sanýlsa da aslýnda, büyük toplum çoðunluðuna karþýtlýk olduðu açýktýr. Neredeyse çok partili hayata geçildikten sonra CHP, çoðunluk iradesiyle savaþarak geliyor. Bu savaþýn içine Baþbakan ve bakan astýrmak gibi en vahþi yöntemler dahildir.
Ama artýk sadece karþýtlýk, toparlayýcý bir iksir olarak fonksiyon icra etmiyor.
Emine Ülker Tarhan’larýn CHP yönetimine yönelik “baþkasý olma ve kaybetme” suçlamasý bir anlam taþýmakla birlikte, CHP’nin bu noktaya “kendisi olma”, yani oradaki týkanma sebebiyle geldiðini düþünürsek, CHP için bir çýkýþ imkaný anlamýna gelmiyor.
CHP’deki ulusalcýlarýn çizgisi þu anda daha çok Doðu Perinçek’in Ýþçi Partisi’nin çizgisine benziyor. Belki de CHP ile aralarýndaki mesafe büyüdükçe, Ýþçi Partisi’ne doðru sürükleneceklerdir. CHP’de “Gidin oraya” seslerinin de yükselmeye baþladýðý gözlenmektedir. CHP’deki ulusalcý bilinen tüm milletvekilleri birlikte hareket ederler mi bilinmiyor ama, sayýlarý 20 küsuru bulduðu farzedilen ulusalcý ekip Ýþçi Partisi’ne geçerse, parlamentoda bir grup oluþturabilirler. Belki o durumda Türkiye, Ýþçi Partisi’nin halk nezdindeki kredisini de ölçme imkanýna kavuþur. Ben bu kredinin çok yüksek olduðu kanaatinde deðilim. Belki onlar da bu yüzden bir gün, Ekmeleddin Ýhsanoðlu gibi bir aday bulmaya yöneleceklerdir.
Türkiye normalleþiyor çünkü, Türkiye normalleþiyor.