CHP’deki kafa karýþýklýðý mý politikasýzlýk mý?

CHP Genel Baþkaný Kýlýçdaroðlu, terörle mücadele ve Kürt sorununun çözümüne iliþkin “mutabakat” giriþimiyle, “akil adamlar” önerisiyle kazanmaya baþladýðý puanlarý kaybediyor. MÝT’in PKK temsilcileriyle yaptýðý Oslo görüþmeleri internet üzerinden sýzdýrýldýðýnda gösterdiði tepki “serinkanlý” bulunmuþtu:

17 eylül 2011:“Biz onlara ‘niye görüþtünüz?’ demiyoruz. ‘Niye halka yalan söylediniz?’ diyoruz.”

Ancak kýsa süre sonra KCK savcýsýnýn MÝT Müsteþarý Hakan Fidan’ý ifadeye -herkesin anladýðý gibi gözaltýna- çaðýrdýðýnda ve hükümet jet hýzýyla Fidan’ý koruyan yasal düzenlemeyi yaptýðýnda bu durumun “deðerlendirebileceðini” düþünmüþ olmalý ki, þöyle bir demeç verdi:

17 Þubat 2012:  “Baþbakanýn özel göreviyle bazý kamu görevlileri gidip belli suçlara özgürce bulaþabilecekler.”

Ardýndan bu konuyu “muhalefet unsuru” olarak kullanmaya devam etti:

09 Mart 2012:“Biz o görüþmeye izin vermezdik. Dünyanýn her yerinde terör örgütüyle ilgili görüþmeler medyaya yansýdýðýnda o siyasetçi görevi býrakýr.”

Ancak, devletin istihbarat kurumunun terörü bitirmek için örgütle görüþmesine kamuoyundan beklenen tepki gelmeyince dozu düþürmeye baþladý:

21 Nisan 2012:“Oslo ve diðer görüþmelerin devam ettiðini tahmin ediyoruz. Bu olayýn çözülmesi toplumsal destekle mümkündür. Partilerin ortak katký vermeleri gerekir. Parlamentoda uzlaþma komisyonu, parlamento dýþýnda da akil adamlarladan oluþan baþka bir grubun oluþabileceðini önerdik.

Ýlk adýmý da Baþbakan Erdoðan’la görüþerek yaptý Kýlýçdaroðlu. 6 Haziran 2012’de Erdoðan ile bir saat görüþtü ve 5 sayfalýk bir rapor sundu. Ancak MHP’den randevu gelmedi. Kýlýçdaroðlu “partiler üzerinde kamuoyu baskýsý oluþsun” diye bekleyeceðini, sonra gerekirse MHP’den yeniden randevu isteyeceðini açýkladý. Bu adým kamuoyunda destek buldu, neredeyse tüm yazarlar, gazeteler bu giriþimi olumlu karþýladý.

Ancak, alýþkanlýk kendini Hüseyin Aygün’ýn PKK’lýlar tarafýndan kaçýrýlmasý konusundaki tartýþmalarda yeniden gösterdi. Kýlýçdaroðlu, Aygün’ý savunurken yine Oslo’dan vurdu:

17 Aðustos 2002:“ CHP Oslo görüþmeleri gibi bir sürecin içerisinde olmadý. Oslo görüþmelerinin hesabýný veremeyenler, CHP’ye hesap soramaz.”

Suriye’deki katliamýn Türkiye’yi iyice etkilemeye baþladýðý günlerde TBMM’yi terör konulu olaðanüstü toplantýya çaðýrýrken de bu tavrýný sürdürdü:

5 Eylül 2012:  “TBMM’ye sorunu çözmek için gelmezsin koþa koþa Oslo’ya gidersin.

Ancak TBMM’nin terör gündemiyle olaðanüstü toplanmasý kamuoyunda terörün hedeflediði etkinliði saðlamasý olarak deðerlendirildi. Çaðrýya partiler katýlmadý.

Ardýndan, Kýlýçdaroðlu’nun Baþkan Yardýmcýsý seçildiði Sosyalist Enternasyonal toplantýsýnýn sonuç bildirisinde PKK ile Filistin’deki mücadele arasýnda benzerlik kurulduðu ortaya çýktý. CHP günler sonra “þerh koyduk”dediyse de dinletemedi. Aygün’ün kaçýrýlmasýna iliþkin tartýþmalar henüz soðumadan CHP’yi PKK ile ayný çizgide gösteren iki olaya tepki vermek gerekiyordu. Örneðin, hükümeti PKK ile iþbirliði içinde göstermek iyi bir yöntem olabilirdi!

18 Eylül 2012: Daha önce denenmiþi bu kez Genel Baþkan Yardýmcýsý Haluk Koç tekrarladý ve “Oslo mutabakatý” olduðunu iddia ettiði bir metin açýkladý. Ancak bu metin KCK’lýlarda ele geçirildiði öne sürülen ve kim tarafýndan yazýldýðý bilinmeyen bir metindi. Eski malzemeyi neden kullandýðýný bizzat Haluk Koç 20 Eylül’de itiraf etti: “Bu çýkýþýnýn esas nedeni Erdoðan’ýn Sosyalist Enternasyonel’de CHP’nin PKK’yý dolaylý olarak destekleyen bir tavýr aldýðýný söylemesi ve Hüseyin Aygün ile ilgili açýklamalarýydý...”

Baþa dönülmüþtü. Kýlýçdaroðlu da baþa döndü:

20 Eylül 2012:“Silah býraktýracaksa terör örgütüyle görüþmelere devam edilmeli.”