CHP-HDP ittifakı nasıl okunmalı

Suriye üzerinden Türkiye’nin içine yapılacak hamlelere dikkat etmeli. 

Dolar savaşı sürecek. Lakin başka bir savaşla beraber. Doğrudan Türkiye’yi hedef almayan ama Türkiye’yi derinden etkileyecek bir savaş senaryosu. 

Savaşın hedefinde görünürde Esed olacak. Savaşın mekanı Suriye toprakları olacak. Ama hedef ülke Türkiye olacak. PKK bu savaşın içerdeki tetikleyicisi olacak. 

Suriye’nin Kuzeyinde de ABD’nin konumlandırdığı açık ve gizli hedefe kilitlenen bir örgüt olarak iş görecek. Nusra ve DEAŞ hakeza. İdlib bu senaryonun bir sahası. 

PKK bölgesi tamamen ABD’nin askeri şemsiyesi altına alınıyor. Bölgede hava savunma sisteminin kurulması Türkiye’ye verilen bir mesaj. Bir yanda sopa, bir yanda havuç politikası güdüyor ABD. 

Münbiç’te Türkiye ile beraber hareket edeceğini söylüyor ama PKK’nin yönetimindeki bölgeyi havadan koruma altına alıyor. 

Uçuşa yasak bölge uygulaması başlatacaklar. Türkiye artık ABD’nin izni olmadan o bölgedeki terör faaliyetlerine yönelik havadan vuruşlar yapamayacak. 

CHP-HDP ittifakının bu süreçte yüksek sesle dillendirilmesi sıradan bir siyasi olay olarak okunabilir mi? 

Hiçbir iç gelişmenin artık dışarıyla/dışarıdaki güçlerle alakasız olmadığını bilenler açısından bu siyasi ittifak beklenmedik bir şey değil. 

Yerel seçimlerde CHP-HDP ittifakını imkansız görenlerin aklına şaşarım. Demek ki onlar hâlâ üst aklın oyunlarının farkında değil. PKK’nın ipleri tamamen ABD’nin elinde. HDP’ninki de tastamam PKK’nın elinde. 

ABD, Erdoğan liderliğini akamete uğratmak istiyorsa -ki istiyor- o zaman Erdoğan Türkiye’sine karşı dört bir koldan saldırıya geçecektir. 

AK Parti yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara gibi Türkiye siyasetinin omurgasını oluşturan şehirlerde yenilgiye uğratılabilirse peşi sıra gelecek olan şey bellidir: Tekrar bir seçim! 

Erdoğan Türkiye’sine dolar üzerinden ekonomik savaş, PKK ve FETÖ gibi örgütler üzerinden başka türlü bir savaş açan ABD’nin siyasi savaşa başvurmayacağını söylemek mümkün müdür? 

Ekonomik bir çöküntü, yeni bir terör dalgası ve mümkün olursa yerel seçimlerde Erdoğan’ın partisinin hezimete uğratılmasıyla baş gösterecek bir yeni siyasal kaos süreci bence ABD senaryosunun parçalarını oluşturuyor. CHP-HDP ittifakını bu büyük resme bakarak anlamak mümkün olur. 

CHP görünürde kamuoyu korkusu dolayısıyla bu ittifaka karşı çıksa bile perde arkasında bu ittifak kurulacaktır. HDP oylarının büyükşehirlerde ve büyükşehirlerin önemli ilçelerinde belirleyici öneme sahip olduğu bir gerçek. 

HDP de AK Parti’ye kaybettirmek için CHP ile kapalı kapılar arkasında “kazan-kazan” siyasetine yönelecektir. Hem HDP olarak yerelde önemli siyasi ve ekonomik kazanımlar elde edececekler hem de AK Parti’ye kaybettirmiş olacaklar. 

Ülkenin batısındaki siyasi oyun planı bu olacaktır. Bu plan tutarsa ABD’nin siyasi savaşında yeni bir perde açılacaktır. 

Oyun var oyun içinde... 

ABD bizim Kürtlerimiz üzerinden oynuyor. Bu oyunu bozmak bizim elimizde. Bu ülkenin Kürtlerini ABD senaryosunun bir parçası olmaktan kurtaracak siyasi akıl hızla devreye alınmalıdır. 

Terör örgütüne karşı şiddetin dili ne kadar gerekliyse kendi Kürtlerimizi terör örgütünün veya uzantılarının kucağına itmeyecek kazanımcı, kuşatıcı ve şefkatli bir dile sahip olmak da bir o kadar gereklidir. 

CHP-HDP ittifakının o büyük resim içindeki “ihanet” boyutuna dikkat çekerken bu oyunun farkında olmayan vatandaşlarımızı “hain!” suçlamalarının muhatabı kılmamak, oyunu bozmak açısından nirengi bir öneme sahiptir. 

  

MALAZGİRT SİYASETİ

Tam da bu süreçte “Malazgirt ruhu”na uygun düşünmek ve hareket etmek büyük önem arz ediyor. 

Kürtlerin rolü ve pozisyonu doğru okunursa “Malazgirt ruhu” asıl o zaman anlamlı bir siyasi güce ve zafere kavuşur diyorum. 

“Malazgirt siyaseti” olmadan olmaz.