CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu olmalı

Farkında mısınız CHP daha durumun ciddiyetinin farkında değil.. Hâlâ daha partide şöyle konuşuluyor; “Adayımız partiler üstü olmalı, toplumu kucaklayabilmeli, siyaset dışı olmalı, her kesimin oyunu alabilmeli, bütün toplum kesimlerinin sevgisini sempatisini kazanmalı…” Bu tanımlamaları duyunca ister istemez; “Bunlar Fatih Ürek’i aday gösterecekler herhalde” diyor insan.. Ya hu her kesimin oyunu almaya aday Cumhurbaşkanı olur mu hiç?.. Bir adamın bir fikri olur, dünya görüşü olur, siyaseti olur.. Bir yoğurt yiyişi olur.. “Herkesin sevdiği bir isim olsun!”.. O seçildikten sonraki iş.. Devletin başı sıfatıyla herkese eşit davranır yürütmeye geçince.. Fakat aday olarak sahaya çıktığında bir duruşu olur cumhurbaşkanı adayının.. Hani desem ki eskiden olduğu gibi sembolik bir konumu olacak, dolayısıyla farketmez kimin olduğu.. Öyle değil işte artık. 16 Nisan öncesi Başbakanlık ne ise 25 Haziran sabahı da cumhurbaşkanlığı o olacak.. Eski sisteme göre seçimlere girdiğinde Kılıçdaroğlu, “.. seçimleri kazanırsak ben parti başkanı olarak kalayım, hükümeti herkesi kucaklayacak, her kesimden oy alabilecek birisi kursun..” mu dedi?.. Yoo..Partinin başkanı kimse seçime o girdi, o kazandı, o kaybetti.. Ne diyordu Muharrem İnce; “Çıkmışsın yenmişi yenmiş de yenmiş..” değil mi?.. Kimi yendi Erdoğan her seçimde?.. Tarafsız, partiler üstü, her kesimi kucaklayacak” adayınızı mı?.. Ya hu CHP’nin başında kim varsa onu yendi.. Vaktiyle Kılıçdaroğlu, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığına karşı çıkan CHP seçmeni için ne demişti, hatırlayın; “..adam gibi tıpış tıpış sandığa gideceksiniz, adayımıza oy vereceksiniz..”.. Şimdi de farklı bir stratejisi yok gibi.. Daha isim ilan edilmediğine göre Kılıçdaroğlu demek istiyor ki; “..ben size bir isim sunacağım, siz de gidip tıpış tıpış ona oy vereceksiniz..”.. Bu defa zor.. Ya Kılıçdaroğlu aday olur, kazanır yahut kaybeder ama en azından vuruşarak çekilir.. Ya da 25 Haziran’dan sonra ismini hatırlayan bile çıkmaz.. 

 

Karikatür adaylar da çıkacak elbette

Levent Gültekin diye biri çıkmış, “..ben de cumhurbaşkanı olacağım..” diye açıklama yapmış.. O yapar elbette. Erenköy’ün bahçesi Cumhurbaşkanı dolu.. Benim anlamadığım onun laflarını ciddi ciddi haber yapan medya.. Ya hu her karikatür aday sayfalarınıza konu olacaksa iki gün sonra başka haber koyacak yer bulamazsınız.. Biraz ciddiyet beyler..   

 

“Anadolu’nun Güneşi”ni prodüktörüyle izledik

Bir kaç haftadır döndüre döndüre aynı albümü dinliyoruz Didem’le.. Burcu Güneş’in türkü albümünü.. Önceki akşam Zorlu PSM’de konseri vardı.. Kısmet oldu konseri albümün prodüktörü Hasan Saltık ile birlikte izledik… Dolayısıyla her şarkı arası Hasan Saltık’tan brifing alma fırsatım oldu.. Albüme giren türkülerin birçoğu son zamanlarda televizyon dizilerinden aşina olduğumuz türkülermiş.. Hasan Saltık ‘işin sırrı bende’ diyor.. Saltık’a göre, rating mucizesinin en önemli parametrelerinden biri bu müzikler.. Ve yapımcılar da bunu bildikleri için, önce Hasan Saltık’ın kapısını çalıyorlarmış.. Yakın yakın zamanda yeni başlayacak olan dizilerle birlikte yine uzun zamandır dinlemediğimiz ve de özlediğimiz türküleri duyacağız anlaşılan.. Gelelim Burcu Güneş’e.. Sahnesi mükemmel. O dev eserleri, hakkıyla yorumluyor. Tartışmasız.. Hatta albümdeki performansının çok çok üzerinde olduğunu söylemeliyim.. Minnet Eylemem’e sıra geldiğinde salon bir anda sessizleşti.. Albümde Selda Bağcan’la düet yapmışlardı. Burada tamamını kendi söyledi. Bir de Karadeniz türküsü var.. Deniz Üstünde Fener.. 20’li yaşlarında genç bir türkücü, Selçuk Balcı’nın.. Balcı, elinde kemençesi ile çıktı sahneye.. Şu anda da inanılmaz şöhretli fakat yakın zamanda Kazım Koyuncu gibi çıkacak karşımıza.. Ve Üryan Geldim.. Bir Karacaoğlan şiiri.. DJ Serdar Ayyıldız bambaşka bir hale getirmiş.. Üryan Geldim yakında dünya müzik listelerine girecek gibi görünüyor..