Bugün CHP kurultayýnda genel baþkan seçimi var.
Kemal Kýlýçdaroðlu ile Özgür Özel çekiþecekler.
CHP, çok partili siyasi hayata geçildiðinden beri tek baþýna iktidar olamýyor.
Bu kurultay, CHP için iktidar umudu olabilir mi?
Bugünkü kurultayda CHP'de çarpýþanlar eteklerindeki taþý dökecekler. Birbirlerini hýrpalayacaklar. Yani iktidar olabilmek için gerçek bir "deðiþim" kurultayý deðil bu.
Üç gün önce Sözcü TV'de Elazýð milletvekili Gürsel Erol'u dinledim.
Gürsel Erol, bugün Kýlýçdaroðlu'nun en yakýnýndaki isimlerden biri. Hatta "en yakýnýndakiler uzaklaþtý, biz uzaktakiler yakýn olduk" da dedi...
Gürsel Erol, Sözcü TV'deki konuþmasýnda Özgür Özel'i yalancýlýkla suçlayarak bitirdi. Þunlarý söyledi:
"Sokaðýn deðiþim talebi Özgür Özel deðildir. Deðiþim, sokaðý heyecanlandýrmalý, sokaða güven vermeli, umut yaratmalý. Burada deðiþim yok, baþkalaþým var; 'sen git ben geleyim'... Fýrsatçýlýk var.
Bütün samimiyetimle söylüyorum; Sadullah Ergin'e karþý çýkýyorlar, deðil mi? 'Ýþte efendim, haberimiz yoktu.' Vallahi de billahi de yalan. Listeler Parti Meclisi'ne inmeden önce Merkez Yürütme Kurulu'nda görüþülür. Kimse itiraz etmedi orda. Orada hiçbirimiz 'bu nerden çýktý?' demedik. O gün Özgür Özel, Sadullah Ergin'e itiraz etseydi ben bugün Özgür Özel'e 'sen benim baþýmýn tacýsýn' derdim, 'lidersin" derdim. Liderin karþýsýnda konuþamayan, liderlik iddiasýnda bulunamaz."
Gürsel Erol, aslýnda satýr arasýnda CHP'nin asýl problemini söylüyor:
CHP'de hiçbir isim halký heyecanlandýrmýyor, umut vermiyor, güven uyandýrmýyor...
CHP'nin halkta bir karþýlýðý yok...
Özgür Özel'in halkta karþýlýðý yok da, 12 seçim kaybetmiþ Kýlýçdaroðlu'nun halkta bir karþýlýðý var mý?
Halkta karþýlýðý yok tespitini de biraz açalým.
CHP'nin en büyük zaafý, milletimizle barýþýk deðil.
Milletimizle, bizi biz yapan deðerlerle CHP barýþýk deðil.
CHP tek parti faþizmi, Kemalizmi bir ideoloji olarak milletimize dayatmaya kalkýnca mütedeyyin/dindar büyük kitleyi rencide etmekten, aþaðýlamaktan çekinmedi.
CHP zihniyeti, laiklik arkasýna sýðýnarak Ýslam düþmanlýðý yaptý.
Ezan, Ýslam'ýn bayraktarý, bu millete 1932'den 1950'ye kadar 18 yýl Türkçe okutuldu. Bu dayatmayý bu millete kimse izah edemez.
Zorla þapka giydirmeyi, giymeyeni mahkemelerde hesaba çekmeyi kimse izah edemez.
Hele hele Ýstanbul'un fethinin sembolü Ayasofya'yý müzeye çevirmeyi, kimse izah edemez ve bunu aziz milletimize kimse kabul ettiremez.
Menderes, Özal, Erdoðan çizgisi; milletin deðerleri ile barýþýk olduðu için tek baþýna iktidar oldu.
Bugünkü kurultayda CHP'nin düzeleceðine dair hiçbir emare yok.
Kýlýçdaroðlu, helâlleþmeden bahsetti, ama Türkçe ezan için piþmanlýk belirtmedi, Ayasofya'nýn aslýna, camiye kavuþmasýna sahip çýkmadý. Tam tersine bir CHP milletvekili, "Sultanahmet Camiini de müze yapmalý" dediðinde Kýlýçdaroðlu, ona 'sus' demedi.
Yani ha Kýlýçdaroðlu ha Özgür Özel, bunlar ayný ideolojinin kumaþý...
Bu kumaþ, milleti ýsýtacak yün ya da pamuk bir kumaþ deðil. Batý üretimi naylon kumaþ...
Onun için bu kurultay, bir deðiþim kurultayý deðil, 'sen git ben geleyim' kurultayýdýr.
Ve isimlere odaklandýðý için kavgalý bir kurultay olacaktýr.
CHP, isimlerle deðiþmez.
CHP'nin, Batý güdümünden çýkýp milletimize ait bir ana muhalefet partisi olabilmesi için iki deðiþime ihtiyacý var.
Birincisi, öyle laf olsun torba dolsun diye deðil, milletimizin mana köklerine baðlý olduklarýný samimiyetle ortaya koymalýdýrlar. Dinimizle barýþýk olmalýdýrlar. Dindarlarla, imam hatiplerle, Kur'an kurslarýyla, Diyanet'le uðraþmayý býrakmalýdýrlar.
Ýkincisi, milli dýþ politikayý savunmalýlar. Suriye, Libya, Azerbaycan, Kýbrýs, Doðu Akdeniz'de devletimizin karþýsýnda deðil, yanýnda olmalýlar.
Özgür Özel gibiler, "Hamas, terör örgütüdür" dediði sürece CHP asla deðiþemez.
Ukrayna- Rusya savaþýnda, "yerimiz, ABD'nin yanýdýr" diye saçmaladýklarý sürece bu kurultaylarýn hepsi eski hamam eski tastýr...
CHP, milletle barýþmadan deðiþemez.