Kendisi, yüz yýl kadar önce Rusya'daki iç karýþýklýktan kaçarak Türkiye'nin doðusuna, özellikle Van civarýna yerleþmiþ, rahmetli Kinyas Kartal'ýn reisi olduðu Kürt aþireti Birûkan'a mensup. Bu ilticanýn romanýný da yazdý nitekim. Birûkîlerin ve de ailesinin bu iltica sürecinde yaþadýðý acý olaylarý son derece etkili bir dille anlatýyor. Bunun dýþýnda Kürtlerin, (kurumsal olarak bugünkü CHP'nin devamý olduðu) tek parti zamanýnda yaþadýklarý iç sürgünlere, bu sürgünler esnasýnda yaþadýklarý acýlara, tenkillere, mecburi iskânlara karþý da son derece duyarlýdýr. Hemþerimdir. Tanýrým kendisini. Çalýþkan, üretken bir akademisyendir. Baþta Kürt meselesi olmak üzere sosyal konulara dair birçok eseri var. Farklý dünya görüþlerine sahip olmamýza raðmen ikimiz de saygýda kusur etmeyiz birbirimize karþý. Nitekim yukarýda sözünü ettiðim Birûkilerin ilticasýný anlattýðý romanýnýn müsveddesini, okuyup görüþlerimi belirtmem için bana gönderme nezaketinde de bulunmuþtu. Gerçi deðerlendirip görüþlerimi bildirmeye zamaným olmamýþtý, o baþka. CHP Esenyurt belediye baþkan adayý Prof. Dr. Ahmet Özer'den söz ediyorum.
Geçenlerde sosyal medyada dolaþan bir videodaki konuþmasýný dinleyince kulaklarýma inanamadým. "Baþkan seçilecek olsam, tabi CHP de iktidara gelse, ülkemize sýðýnan Suriyelileri ülkelerine göndereceðiz" diyordu. Baþka þeyler de söylüyordu, ama hiç beklemediðim, müktesebatýný, mazlumlara yönelik duyarlýlýðýný yakinen bildiðim birinden bu sözleri duyunca gerisini dinlemedim. Bir anda Ümit Özdað'ýn "Zafer Turizmi" canlandý gözümde. Kurumsal olarak CHP'nin bu anlayýþta olmasýný yadýrgamam, nitekim Ümit Özdað ile CHP'nin kurumsal yaklaþýmý arasýnda herhangi bir fark olmadýðý, önceki genel baþkanýn, onu içiþleri bakaný yapma taahhüdünde bulunmasýndan da anlaþýlýyor. Beslenme kaynaklarý ayný, ne de olsa. Bu videoyu dinleyinceye kadar Ahmet Hoca'yý bu kategoriye sokmak aklýmýn ucundan bile geçmezdi. Þimdi bile þoktayým desem yeridir. Tabi, koskoca Birûkanlý Ahmet Hoca ne hale gelmiþ demekten de kendimi alamadým. Demek ki CHP'nin böylesine büyük bir dönüþtürme gücü varmýþ! Sonra, "benimki de laf mý, tabi ki CHP'nin büyük bir deðiþtirme, dönüþtürme gücü var. Bin yýllýk harflerimizi kim deðiþtirdi? Kýlýk kýyafetimizi kim dönüþtürdü? Ýslam'ýn en yaygýn, en bilinen, en meþhur þiarý olan ezaný bile deðiþtirme teþebbüsünde kim bulundu ve bu dayatmayý yýllarca kim sürdürdü?" dedim. Elbette, yýllarýn akademisyeni, insan haklarý savunucusu, hümanist, hatta sosyal demokrat koskoca Ahmet Hoca'yý da kapýsýndan içeri girer girmez dönüþtürecektir" dedim. Hakikaten büyük bir dram ve hakikaten CHP'nin bu dönüþtürücü gücünden korkulur!
Muhtemelen Ahmet Hoca, "Birûkiler, daha önce bir þekilde ayrýldýklarý ana yurtlarýna geri döndüler. Onlar, bu topraklarýn yabancýsý deðildirler" diyecektir ki bana göre de doðrudur. Ama daha yüz yýl öncesine kadar bilinmeyen "Suriye" baþlýðý altýnda kategorize edilip bizden kopartýlan iþ bu Suriye'de çýkan iç savaþtan dolayý ülkemize gelen Araplar, Kürtler ve Türkmenler de yabancý bir yere deðil, daha önce mensubu olduklarý ana yurtlarýna, Türklerin, Kürtlerin, Araplarýn, yani akrabalarýnýn yanýna gelmiþler.
Yüz yýllýk yýkýmý "çaðdaþlaþma" olarak benimseten kurumsal CHP, insana külahýný ters giydirir.