Cumhuriyetçi-cumhuriyet karþýtý’ tartýþmasý Türkiye’nin ‘Cumhuriyet’ olduðunun ilan edilmesinin hemen ardýndan baþlamýþtý. ‘Cumhuriyet karþýtlýðý’ yeni Cumhuriyet’in sahipliðini üstlenmiþ Cumhuriyet Halk Partisi tarafýndan, bu sahipliði perçinlemek için kullanýldý. Bildik ‘kendisini karþýtýyla var etme’ politikasý... Yýllar içinde CHP’nin tekelci cumhuriyetçi uygulamalarý, deðerlerine sahip çýkan milleti CHP’den uzaklaþtýrdý. (Bu bir anlamda CHP’nin de var olmasýný saðladý.) CHP’den çýkan Demokrat Parti’nin ilk icraatý milletin kýsýtlanan, yasaklanan, cezalandýrýlan deðerlerini özgürleþtirmek oldu. Sonraki yýllarda, artýk ‘milletin reyini almak’ zorunda olan CHP de ‘milletin deðerleriyle barýþýk olma’ ifadesini kullanmaya baþladý. Bülent Ecevit’in ‘inançlara saygýlý laiklik’ sözü, bu sürecin son sloganý oldu.
Ancak millet, kendinden olana iktidarý, kendisine saygýlý olana da muhalefeti verdi. Bununla yetinmeyen ve ‘eski güzel günler’in özlemi içinde olanlar, ‘cumhuriyet karþýtlýðý’ný 28 Þubat süreci olarak bilinen 90’lý yýllarýn sonuna doðru yeniden tedavüle soktular. Refah Partisi yükseliþine karþý revize edilen bu kavram, 2002’den sonra AK Parti iktidarýna karþý kullanýldý; ‘cumhuriyet mitingleri’ ile simgeleþti.
Baþlýca aktörleri emekli paþalarýn baþýnda olduðu dernekler olan, ‘ordu göreve’ pankartlarýnýn açýldýðý mitingler, CHP tarafýndan desteklendi, sahiplendi, ‘deðerlendirildi’...
Üzerinden 5 yýl geçti. Bu 5 yýlda bir cumhurbaþkaný seçimi, bir anayasa referandumu, bir yerel seçim ve iki genel seçim yaþandý. ‘Cumhuriyet karþýtlýðý’ üzerine kurulu bir siyasetin millette ne kadar karþýlýk bulduðu 5 kez test edildi.
CHP, bir siyasi parti olarak beklediðini alamadý. ‘Hareketliliðinden yararlanmaya çalýþtýðý kitlenin etkisinde kaldý, ulusalcýlaþtý’ eleþtirileri baþladý.
Dün bütün Türkiye, Cumhuriyet’in kuruluþunun 89. Yýldönümünü kutladý.
CHP ise ‘alternatif kutlama’yý tercih etti. Ancak bunu da ‘kendi’ organize etmedi. Genel Baþkan Kemal Kýlýçdaroðlu, Silivri Cezaevi’ndeki Ergenekon tutuklusu Doðu Perinçek’in Ýþçi Partisi’nin gençlik örgütünün projesine dahil oldu; o ‘kitle’nin önüne geçerek yürüdü. Arkasýnda, bir baþka partinin gençlik örgütünün bayraklarý ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” pankartý olduðu halde... CHP Gençlik Kollarý ise internet sitesinden duyurulduðuna göre ‘þu anda bakým çalýþmasýnda’ydý. Zaten son iki yýlda gençlik kollarý baþkaný 4 kez deðiþmiþti.
Ýstanbul Ýl Baþkaný ise 29 Ekim kutlamalarýna katýlan askerlere “Sizin korumanýz gereken Cumhuriyet’e biz sahip çýkýyoruz” diye baðýrýyordu. Askerlerin daha 7-8 yýl öncesine kadar cumhuriyete sahip çýkma yolu olarak darbeyi gördüklerini bilerek.
CHP’nin Ýþçi Partisi ve elitlerin silahlý kuvvetlerle iþbirliðiyle devrim yapmasýný öngören ‘Milli Demokratik Devrim’ci kitlenin arkasýna takýlmasý daha çok tartýþýlacak. Tartýþmaya þimdiden bir baþka muhalefet partisi MHP’nin lideri Devlet Bahçeli de kýsa ve öz bir analizle katýldý bile: “Bazý sivil toplum kuruluþlarýnýn Ortadoðu’daki bazý özentilere heveslenerek ‘halk hareketi baþlatýyoruz’, ‘halk yürüyüþü yapýyoruz’ derken Türkiye’yi bir krize sokmalarý, bunu da bazý siyasi partilerin çok sýcak sahiplenmeleri doðru deðildir.”
Bu analiz, Ýþçi Partisi yayýn organý Ulusal Kanal’ýn, birkaç gün önce Esad’ýn Baas rejiminin yayýn organý Suriye Radyo Televizyonu ile iþbirliði anlaþmasý yapmasýný daha dikkat çekici kýlýyor. Acaba Ankara’daki ‘alternatif cumhuriyet yürüyüþü’ ayný anda Suriye televizyonu tarafýndan da Ulusal Kanal ortaklýðýyla canlý yayýnlandý mý?
Cumhuriyet, cumhuriyet adýna bütün yapýlanlara raðmen 89 yýl önce TBMM’de nasýl ‘herkes tarafýndan’ ayakta alkýþlanarak kabul edildiyse, bugün de ayný ruhla kutlandý, kutlanacak.