‘CHP’nin içine HDP kaçmış!’

Türkiye dün iki ayrı konuda yapılan açıklamalar sayesinde sıkıştığı yerden –şimdilik- kurtuldu.

İlki erken yaşta yapılan evliliklerin nitelik farkı dolayısıyla damatlarla tecavüzcülerin birbirine karıştığı, dolayısıyla kamuoyunda yoğun tartışmalara yol açan önergeye dairdi.

Bu yaklaşım son derece olumludur.Dünkü yazımda belirttiğim gibi “14 yıllık iktidarı boyunca özellikle bu alanda çok önemli adımlar atmış, yasaları, uygulamaları ve zihniyeti kadınlar lehine değiştirmiş bir parti olarak AK Parti’nin, önergeyi revize etmeyi ya da gerekirse tekriri müzakere etmeyi olgunlukla göğüslemesi beklenir”.

Başbakan Binali Yıldırımdileyen herkesin önerisini rahatlıkla getirebilmesi için önergeyi komisyona geri çektiklerini açıklarken “Görüşler dikkate alınarak sorun çözüme ulaştırılacaktır. Bunu görmezden gelemeyiz” dedi.

Toplumda rahatsızlık yaratan noktaların vuzuha kavuşturulması ve mutabakatın aranması iktidar partisine her zaman en çok yakışandır elbette ama özellikle kız çocuklarının hayatını karartma ihtimali olan böylesine netameli bir konuda hassas davranılması takdire şayan olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve başkanlık tartışmalarının tam ortasında şu sıcak mevzuda aldığı rol de dikkatlerden kaçmasın bu arada. AK Parti hükümetine “sorunu muhalefet partileriyle görüşerek geniş mutabakatla çözün” derken, muhalefet partilerine “Hükümetin önerilerini dikkate alın” tavsiyesinde bulunurken bir şey olmakta. Türkiye’de siyasetin merkezi yeniden belirlenirken yaşananın bir tür ön gösterim niteliği taşıdığını kim inkâr edebilir?

Muhalefet partilerinin de itiraz ve önerilerini meydanlarda, medyada bağrışarak değil Hükümetin “önergelerinizi bekliyoruz” çağrısına uyarak dile getirmesi hem Meclis çalışma sistemi hem uzlaşma kültürü açısından daha uygun olacaktır.

Önergenin geri çekildiği Meclis Araştırma Komisyonu’nun uzlaşmayı sağlaması toplumun tüm kesimlerinin beklentisidir.

MHP lideri Devlet Bahçelidün grup toplantısında AK Parti ile yürüttükleri anayasa değişiklikçalışmalarında işlerin yolundagittiğinin işaretini verdi. AK Parti’den gelen taslağı incelediklerini, kendi çalışmalarını tamamladıklarını, itiraz ettikleri başlıklarla ilgili de pürüzleri karşılıklı olarak aşacaklarını ifade etti. Söyledikleri, birbirlerinin kırmızıçizgilerini gözettiklerinin ve Türkiye için en hayırlı orta yola yaklaştıklarının müjdesi gibiydi: “…Türkiye’yi büyük bir sorundan kurtarabiliriz. İnşallah mutabakata varacağız…” 

***

Kılıçdaroğlu’nun hafta sonunda parti teşkilatına “Bahçeli CHP’yi kavgaya çekerek tabanını konsolide etmek istiyor. Sakın uymayın” dediği basına yansımıştı. Bahçeli kendine özgü o manili-atasözlü tarzıyla kürsüden cevap verdi dün Kılıçdaroğlu’na.

Kafiyeli olması, gülümsetmesi sözün ağırlığını azaltmıyor tabi. “Atatürk’ün partisi” için hazmı zor laflardı doğrusu. Ama haksız, dayanaksız da değildi.

CHP’nin klasik kısır iktidar karşıtlığı, partideki PKK, DHKPC ve FETÖ etkisindeki kimi isimler dolayısıyla giderek devlet düşmanlığına ve hatta Türkiye karşıtlığına dönüşüyor. Ve ilginçtir, bunu sadece CHP görmüyor.

Yoksa PKK’nın asker polis, sivil çocuk demeden insan katlettiği bir dönemde CHP’nin ne işi var PKK marşlarının çalındığı, “vur gerilla vur” sloganlarının yeri göğü inlettiği HDP Kartal mitinginde?

“CHP kuşatma altında” diyorduk ama anlaşılan o ki terör örgütlerine çoktan teslim olmuş. Akıl, fikir, şuur uçmuş. HDP-PKK’nın iki yıldır çiğneyip tükürdüğü “seni başkan yaptırmayacağız” kanlı sakızını ağzına alır mıydı yoksa CHP? İnsan öldürerek siyaset yapan PKK’da artık iyice sakil durduğu için elden çıkardığı “Türkiye’yi böldürmeyeceğiz” sloganına talip olup sokaklara iner miydi?

***

Bu arada PKK’nın patlayıcılı tuzakları, el bombaları, terör saldırıları ve benzeri haberleri arasında kaynayıp gitmesin.

HDP Meclis’e dönmeye karar vermiş.Dışarıdayken kimsenin kendilerine kulak vermediğini fark etmiş olmalılar. Meclis’te kürsü dokunulmazlığından faydalanarak ülkeyi terörize etmeseler bari.