CHP’de bir deðiþim yaþanýyor. Ama bunun kiþisel rekabetlerin ötesinde bir hedefi görünmüyor. Gerçi Cumhuriyetin kuruluþ felsefesinin koruyucusu olmaya devam edeceklerini söylüyorlar ama bu felsefenin ne olduðu konusunda kesin bir mutabakat yok.
Tarihçi deðilim. Bu nedenle maddi delillere dayanan bir iddiada bulunamam. Ancak bir vatandaþ olarak bazý sorular sormaya ve tarihçilerden cevap beklemeye hakkým olduðunu düþünüyorum.
1- Bazý tarihçiler Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçiþinin padiþahýn talebi olduðunu ve iþgalci Ýngiltere’nin onu taþýyan vapura göz yumduklarýný söylüyor. Bu iddia doðruysa ne anlama geliyor?
2- Anadolu’da, rütbesi kendisinden yüksek olanlar da dahil, tüm askerler, devlet tarafýndan eskiden tayin edilmiþ tüm bürokratlar ve halk Mustafa Kemal’i desteklediler ve onun emirlerine itaat ettiler. O dönemde medya bu kadar geniþ kitlelere ulaþamadýðý için bu kiþilerin Mustafa Kemal’i tanýdýklarý söylenemez. Buradan çýkacak tek sonuç Mustafa Kemal’in bir devlet görevlisi olduðuna inanmalarý ve devlete olan sadakatleri nedeniyle bir devlet görevlisi saydýklarý Mustafa Kemal’e itaat etmiþ olmalarýdýr. Bu Mustafa Kemal’i bugün düþündüðümüzden daha geriye deðil çok daha ileriye götürür. Devletine sadýk ve onun emrettiði tehlikeli görevi üstlenen bir kiþi tek baþýna bir devlet kurmuþ birisi gibi tartýþmalý bir kiþi olmaktan daha iyidir. Onun görevi devletinin karþý tarafla müzakeresi ile belirlenen bir devleti yaþama geçirmektir. Karþý taraf neden Sevr’den vazgeçmiþtir? Bunu askeri gücümüzün etkisi sonucu olarak göremeyiz. Karþýmýzda savaþta bizi yenen güçler vardýr. O alternatifin stratejik açýdan daha riskli olduðunu görmüþ olabilirler. Böyle bir durumda bu topraklarda yaþayanlarýn sürekli olarak onlara karþý çýkacaðýný görmüþ olmalýlar.
3- Stratejik açýdan çok önemli olan Boðazlarý ve Ýstanbul gibi hem doðal güzellikler hem de tarih açýsýndan vazgeçilmesi zor bir yeri bize neden verdiler? Bu sorunun cevabý þu olabilir. Baþka bir güç, hatta kendileri bile bu yerleri koruyamazlar ve Ruslarýn bu bölgeyi ele geçirmesini önleyemezler. Burasý ancak kurulacak Türkiye tarafýndan korunabilir diye düþünüp, karþýlarýnda bir kayýk bile olmadýðý halde donanmalarýný bölgeden çekmiþlerdir.
Amacým devletimizin kurulmasýný bir efsane olmaktan çýkarýp büyük bir stratejik baþarý olduðunun tarihçiler tarafýndan ispatlanmasýdýr. Atatürk devleti tarafýndan bu çok zor göreve getirilmiþtir. Devletine sadýk ve en zor anlarda bile onun emirlerine itaat etmek bir maceradan çok daha deðerlidir.
O zaman söz konusu olan deðiþmeler þartlarýn bir gereðidir ve buna uyulduðu için Türkiye bugüne gelebilmiþtir. Þimdi o günlerden çok farklý bir tarihi süreci yaþýyoruz. Eskiyi yaþatmak yerine, týpký Atatürk’ün yaptýðý gibi, çaða uygun bir ideoloji geliþtirmeliyiz. Asýl Atatürkçülük budur ve ben bu çizgideyim.
Þimdi dünyada yeni bir düzen kurulmaktadýr ve ülkemiz bu yapýda önemli rol oynamasý gereken bir konumdadýr. Kendimizi sýnýrlarýmýz içine hapsetmek yerine bir dünya devleti gibi davranmalý ve insanlýða hizmet etmeliyiz. CHP ya böyle bir ideoloji geliþtirmeli ya da bunu yapanlarý desteklemelidir. Siyaseti kiþisel bir baþarý olarak algýlamak yerine bir düþüncenin zaferi saymalýdýr.